İnşaat ve Malzeme

"İnşaatlarda Cephenin Çözümü Genelde Sona Bırakılıyor"

Türkiye'de binaların dış cepheleri hem estetik kaygılar hem de yapısal güvenlik açısından ciddi riskler taşıyor. CEPHEDER Yönetim Kurulu Üyesi Salim Ünal bu konuyla alakalı sorularımızı yanıtladı.

Türkiye'de cephelerdeki temel soruna değinen ve bu sorunlar için CEPHEDER'in çözümlerini anlatan  CEPHEDER Yönetim Kurulu Üyesi Salim Ünal, sorularımızı yanıtladı.

Salim Ünal, inşaatlarda cephenin çözümü genelde sona bırakılıyor diyerek şöyle konuştu: "Bir inşaatta proje ve ruhsat aşamasında mimari, zemin, statik, elektrik, mekanik, ısı yalıtım gibi projeler inşaat başlamadan hazırlandığı ve onaylandığı halde cephe ile ilgili bir onaylı uygulama projesi hazırlanmıyor. Ortada onaylı bir proje olmadığı için de konu müteahhitlerin inisiyatifine kalıyor. Müteahhit inşaat yapım süreci içinde cephe tasarımında ve malzeme seçiminde önemli değişikliklere gidebiliyor ve hatta bazen yepyeni bir cephe tasarımı yapabiliyor. Bu sebepten tasarıma uygun malzeme seçimi ve yapılan uygulamanın denetimi de sağlanamıyor. Bu denetimsizlik inşaat bitimi sonrası karşımıza çıkan türlü cephe sorunlarına taban hazırlıyor."

FOTO: CEPHEDER Yönetim Kurulu Üyesi Salim Ünal

TÜRKİYE'DE MALZEME KALİTE SERTİFİKASYONUNA VERİLEN ÖNEM EKSİK

Türkiye’de dünya standartlarında üretilen ve ihracatı yapılan çok kaliteli cephe malzemelerinin olduğunu ancak Türkiye’de malzeme kalite sertifikasyonuna verilen önemin de bir hayli eksik olduğunu aktaran Ünal, konuşmasına şöyle devam etti: 

"Pazarda o iyi ürünleri taklit eden, kalite belgesi olmayan ya da kalite belgesi kopya, eksik ve yalan içerikten oluşan birçok ürün de bulunmaktadır. Ülkemizde maalesef bu konuya yönelik hem denetimler yetersizdir hem de hem de bu konuya yönelik ceza ve yaptırımalar caydırıcılıktan uzaktır. Ülke olarak detaylara önem vermiyoruz. Çok önemli bilgilerin ya farkında değiliz ya bilmiyoruz. Örneğin çimento esaslı sıvalı ısı yalıtım (mantolama) sisteminde ışık yansıtma değeri 25 ve altı olan boyalar kullanılamaz, kullanılırsa yüzey çok ısınır ve marka, malzeme ve işçilikten bağımsız o yüzeylerin çatlama ve çabuk deforme olma olasılığı çok yüksektir. Ülkemizin deprem kuşağında olduğu ve 2017 yılında İstanbul da görülen dolu yağışı gibi, kuvvetli hava olaylarının tehdidi altında olduğu bilinmektedir."

"ÜLKEMİZDE KALİFİYE İŞ GÜCÜ EKSİKLİĞİ VAR"  

"Buna karşılık, bu tehditlere karşı savunmasız çimento esaslı mantolama sistemleri günümüzde hala yaygın olarak kullanılmaktadır. Uluslararası bütün mantolama detaylarında yer alan özel bitim ve detay profilleri maalesef ülkemizde bilgisizlik yüzünden yahut ekonomik nedenlerle neredeyse hiç kullanılmamaktadır. Meslek hayatım boyunca bunun bedelinin çok daha pahalı ödendiğine defalarca şahit oldum. Bir süredir ülkemizde kalifiye iş gücü eksikliği var. Sektörde herkes usta bulmanın giderek zorlaştığından yakınıyor. Yıllardır yanımda çalışan çoğu ustamın çocukları üniversite okuyor farklı ve rahat mesleklere yöneliyor, cephede çalışmak istemiyorlar. Mevcut ustalar da öncelikli deprem bölgelerine, daha cazip yurt dışı şantiyelere son olarak iç piyasaya yöneliyor. Mesela geçtiğimiz 2-3 yıl içerisinde prekast sektöründe montajcı sıkıntısı yaşandı, ekiplerin çoğu Bağdat Irak Merkez Bankası şantiyesine ve diğer yurtdışı şantiyelerine daha cazip koşullarda çalışmaya gittiler."

Salim Ünal, binaların öncelikle onaylı bir cephe uygulama projesi olması gerektiğinin altını çizerek bu sorunların çözüm önerilerine de değindi.

Ünal, "Bu proje doğrultusunda, malzeme seçimi ve uygulama süreci teknik şartname, föyler ve uygulama yöntemi esaslarına göre aşama aşama denetlenmelidir. Onaysız bir sonraki aşamaya geçilememelidir. Onay sistemi ile hata zamanında tespit edilebilir, zarar büyümeden önlemi alınabilip düzeltilebilir ve olası çok daha büyük zararların önüne geçilebilir." dedi.