“Düdüklü tencere” üretimi ile başladığı yolculuğa bugün Ankara'daki 60 bin metrekarelik fabrikasında "ankastre fırın ve ocak" üretiminin tüm aşamalarını kendi bünyesinde gerçekleştirerek devam eden Termikel, sadece ankastre fırın ve ocak üreten Avrupa’nın en büyük fabrikasına sahip. Fabrikasında gerçekleştirdikleri enerji verimliliği konusuyla ilgili görüşmek amacıyla bir araya geldiğimiz Termikel Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kaya, “Emaye fırınlarındaki bacayı, boyahanenin ısıtma sisteminden geçirerek onun sıcaklığından istifade ediyoruz ve böylece enerji verimliliği sağlıyoruz. Kazien ve enerji verimliliği uygulamalarının üretimdeki sürdürülebilirliğe önemli katkıları bulunuyor.” diyor.

Termikel'i tanımak istiyoruz. Hangi özellikleri ile ne gibi ilklere imza attı?

Bir aile şirketi olan Termikel 1950 yılında Kayseri’de kuruldu. O zaman Türkiye’nin şartlarına baktığımızda sanayi pek fazla gelişmemiş, toplu iğnesini bile yurtdışından alan bir ülke ile karşı karşıyaydık. 1950 yılında babam ve 5 arkadaşı “düdüklü tencere” yapmak üzere bir araya gelmişler, yapılan çalışmalar sonunda 1957 yılında dökümden bir düdüklü tencere yapmayı başarmışlar. Düdüklü tencere üretimi yapacak fabrikanın açılışına da dönemin Başbakanı Adnan Menderes gelmiş. O açılışta çekilmiş fotoğrafla baktığımızda düdüklü tencereyi çimento torbasına sarıp üzerine parlak iplik bağladıklarını görüyoruz ki o dönem Türkiye’de ambalaj sanayinin dahi hiç olmadığını anlıyoruz. 1969 yılında ise Ankara Siteler’de babam Türkiye’nin ilk köşeli elektrikli fırınını yapmış. 1984’te ise ilk motorlu sıkıcılı çamaşır makinasını hayata geçirdik. 1991’de gazlı soba, 1994 yılında ise farklı bir sektöre geçerek ön ödemeli doğalgaz ve su sayacı ürettik. Bu şekilde 1994 yılından bugüne kadar ulaştık. Şu an bulunduğumuz fabrikada 2008 yılında üretime başladık. O zamanın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından açılışı yapıldıktan sonra üretimlerimiz aralıksız sürüyor ve bugün dünyanın 75 ülkesine ihraç ediliyor. Türkiye dahil toplam 110 markaya üretim yapıyoruz. Sadece ankastre fırın ve ocak üreten Avrupa’nın en büyük fabrikasına sahibiz.

termikel fırın

''İNGİLTERE'NİN EN BÜYÜK MAĞAZALAR ZİNCİRİ İLE ÇALIŞIYORUZ''

Üretim hacminizi artıran yurtdışı talepleri nasıl gelişti, anlatır mısınız?

Bu fabrikanın üretime başlaması ile birlikte yurtdışı atağına geçtik. Her yıl yapılan, özellikle Almanya’daki fuarlara (LIVING KITCHEN VE IFA) mutlaka katılım gösteriyoruz. Dünyanın birçok ülkesinde o fuarlara ziyaretçiler geliyor. Ziyaretçiler ilk yıl sadece standın önünden geçerken, ikinci yıl yeniden stand açtığımızı görürler ve hafızalarına kazınırız, üçüncü yıl ise standımıza gelirler. Dolayısıyla bu tür fuarlara katılımda devamlılık esastır. Bir kez katılayım derseniz istediğiniz verimi alamazsınız. Geçen yıl IFA fuarının 12’incisine katıldık. Müşterilerin bir kısmı o aktivitelerimizden geliyor. Davet ediyoruz, fabrikalarımıza geliyorlar, istedikleri numuneler yapılarak teste gidiyor. Bu süreçlerden de anlayacağınız gibi yurtdışından bir müşteri ile çalışmak için yaklaşık 8 aylık bir süre geçiyor. Sonrasında sözleşmeler ve sigortalar yapılarak uzun vadeli anlaşmalara imza atılıyor.

İngiltere’nin en büyük mağazalar zinciri ile yaklaşık beş yıldan beri çalışıyoruz. İngiltere’deki tam boy fırın pazarının yüzde 15’i bizim elimizde. Onların markası adı altında üretim yapıyoruz. Kalitemiz ve oldukça rekabetçi şartlarımızla gayet iyi çalışıyoruz. Buckingham Sarayı’nda kraliçenin mutfağında bizim fırınımız hizmet veriyor. İngiltere’de yerel servis ve satış teşkilatımız ile çalışıyoruz.

Almanya’da 2001 yılından beri faaliyette olan 10 bin metrekarelik depomuz var. Satış teşkilatında orada Almanlar çalışıyor. Almanya üzerinden tüm Almanya ve Fransa satışlarını yapıyoruz.

Rusya’da Moskova’da ofisimiz ve depomuz var. O bölgede de iyi bir pazar payına sahibiz. Rusya’da her yıl 1.5 milyar dolarlık fırın satılıyor. Geçen yıl bu fırınlar içindeki pay 20 milyon dolardı, büyük bir Pazar açığı var. Avustralya’da home ofis çalışan personelimiz var. Arjantin’de yine ofisimiz var. Dünyanın her tarafında çalışmalarımız devam ediyor.

Beyaz eşya pazarına baktığımızda yaklaşık dünyada sadece fırınlar 60 milyar dolarlık bir pazara sahip. Türkiye’deki tüm üreticilerin yaptığı fırınların toplam değeri ise 3 milyar dolar. Biz bir bu kadar daha fabrika yapsak ya da üretimi 2 katına çıkartsak yine de satacak imkanımız ve pazarımız var; yeter ki istikrar bozulmasın.

termikel

Üretimde “yalın üretim”in de gerekliliği olan zamanı ve hammaddeyi en verimli biçimde kullanarak nihai üretimi gerçekleştirmek adına neler yapıyorsunuz?

Dünyadaki verimlilik sistemlerinin tamamını uyguluyoruz. Kaizen uygulaması, işletmelerde verimliliğin artırılması ve daha ekonomik üretim yapılması çalışmasında personelin istisnasız hepsinin görüşlerine başvururuz. Örneğin; fırınların arka bölümde gövde sacının montaj yeri var. Oraya 20 vida atıyorsak, çalışan arkadaş, Kaizen sisteminde diyor ki, “Ben oraya göre şu biçimde 12 vida atarım ve hiçbir sıkıntı yaşanmadan 8 vidadan tasarruf ederim”. 8 vida nedir ki demeyin; 8x650 bin adet/yıl üretim dediğinizde bunu da 10 yıl ile çarptığınızda muazzam bir tasarruf sağlamış oluyorsunuz. Kaizen uygulamasına girmek isteyenler, bunu proje olarak yapıyor. Biz her yılın sonunda bir Kaizen günü yapar ve Kaizen projelerini değerlendiririz. Bu değerlendirdiğimiz projeleri sınıflandırarak projeyi yapan personelimizi mükâfatlandırırız. Böylece hem birlik beraberlik sağlanır hem de firmanın ekonomisine katkıda bulunmuş olunur. Kaizen’in sadece fabrikada değil güncel hayatta ticarette sanayide bürokraside ve eğitimin her alanında uygulanması gerekli. İşi insanların önce benimsemesi sonra da “işi nasıl daha karlı hale getiririm, nasıl daha verimli hale getiririm” felsefesini düşünce yapısına entegre etmesi lazım. Eğer bunu başarabilirsek, aynen Kore örneğinde olduğu gibi Türkiye de hızlı biçimde kalkınır.

Verimliliğin bir diğer alanı da enerji verimliliği. Bu konuda eğitimler veriyor musunuz?

Koridordaki sensörlü sistemlerden, emayesini yaptığımız fırının enerji kullanımına kadar hepsinin hesabını yapıyoruz. Enerji uzmanımızın ana görevlerinin başına bu çalışmalar geliyor. Emaye fırınımız bizim hesaplarımıza göre yüzde 95 verim ile çalışıyor. Normalde emaye fırınlarının bacaları vardır, bacayı dışarı verirsiniz. Emaye fırınımızın yanında ısıtma sistemimiz var, 120 derece su ısıtıyor, emaye bacayı, boyahanenin ısıtma sisteminden geçirerek onun sıcaklığından istifade ettik. Bunlar; Kazien ve enerji verimliliğinin fabrikamıza sağladığı katkılarıdır.

Boyahanemizde fosfat banyoları ve yağ alma kazanları bulunuyor. Suları hep iki kez kullanırız, yani önce bir prosesi bitirir, sonra diğerini..

Önümüzdeki döneme dair yatırım planlarınız var mı?

Her yıl ortalama yüzde 10 büyüyoruz. Yeni model çalışmalarımız var. Ar-Ge bölümümüzün hedefi de zaten her yıl iki yeni ürün çıkartmak. Yeni dönemde 8 farklı model çıkartma hedefimiz mevcut.