Enerjisini Üreten Fabrikalar

İklim Ekonomisi Sürdürülebilirlik Finansmanı Zirvesi Gerçekleştirildi

Bakan Şimşek; sürdürülebilir finansmanı işaret ederek, yeşil ekonomi sürecini yönetirken kaynağa ihtiyaç olduğunu belirtti

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek; “İklim Ekonomisi Sürdürülebilirlik Finansmanı Zirvesi”inde gerçekleştirdiği konuşmada, iklim değişikliğinin artık tartışılmadığını ve hangi yönden bakılırsa bakılsın önceden yapılan öngörülenlerden çok daha hızlı ilerleyen bir gerçeklik olduğunu söyledi.  Bakan Şimşek; sürdürülebilir finansmanı işaret ederek, yeşil ekonomi sürecini yönetirken kaynağa ihtiyaç olduğunu anlattı. Ayrıca çok taraflı bankalarla ilişkilerde iyileşme olduğuna değinen Şimşek “Önümüzdeki 3 yıllık süreç için muhtemelen 60 milyar dolarlık bir kaynak yaratıyoruz” dedi.  İklim değişikliği ile mücadele için yoğun finansal kaynak gerektiğini belirten Şimşek Türkiye’nin bu ihtiyacını yurt dışından karşılayabileceğini dile getirerek şunları söyledi: “Bu çerçevede bakarsanız önümüzdeki 3 yıllık süreçte muhtemelen 60 milyar dolarlık bir kaynak söz konusu.” Her yılın en sıcak sene olduğuna dikkat çeken Bakan, artık kalıcı bir küresel ısınmayla karşı karşıya olunduğunu kaydetti.

 İKLİM KRİZİ TEHLİKESİ BÜYÜYOR

Küresel ekonomiye ilişkin büyüme tahminlerinin 2008 öncesi döneme göre daha düşük olduğunu ve dünyanın düşük büyüme patikasına girdiğini aktaran Şimşek; iklim krizinin kendisini gelecek 10 yılda daha çok hissettireceğini belirtti. Türkiye’nin de içinde olduğu 129 ülkenin bugünkü hali ile ciddi bir şekilde kuraklıkla karşı karşıya olduğunu vurgulayan Mehmet Şimşek, bir ülkenin neler yapması gerektiğini anlattı: “Bütün ülkelerin mevzuat düzenlemesine gitmesi gerekiyor. Ortaya koydukları vaatler, hedeflere varmak için gerçekten bağlayıcı mevzuata ihtiyaç var. Farkındalık eğitimleri çok kritik olacak. AR-GE yatırımları, iklim değişikliğini nasıl yaşayacağız? Evet, bu çok kritik bir alan. Bu alana ciddi bir şekilde bir AR-GE yatırımı, harcaması gerekiyor. Fosil yakıt sübvansiyonlarının azaltılması ve tamamen kaldırılması gerekiyor. Bu bahsettiğim bütün dünya için geçerli olan hususlar. Karbon salımının, ayak izinin vergilendirilmesi gerekiyor. Dolayısıyla ciddi bir çaba gerekiyor.”

TÜRKİYE’NİN YEŞİL REKABET GÜCÜMÜZÜ ARTIRACAK

Bu sürecin Türkiye’nin rekabet gücünü artıracağına vurgu yapan Şimşek, “Türkiye’nin yeşil ürünlerde rekabet gücü, potansiyeli çok büyük. O alanda hakikaten büyük bir fırsat penceresi var ve tabii bizim amacımız bu dönüşümle birlikte daha kaliteli istihdam ve tabii ki sürdürülebilir yüksekliği sağlayabilmek” ifadesini kullandı. Şimşek, son yıllarda yenilenebilir enerjinin payının arttığına dikkati çekerek şöyle konuştu: “2000’li yılların başına giderseniz yenilenebilir enerjinin tamamı hidroelektrik, barajdan elde ettiğimiz enerji. Ama bugün itibarıyla bu ilave artışın hemen hemen büyük bir kısmı güneş, rüzgâr ve jeotermal gibi alanlar. Dolayısıyla iyi bir noktadayız. Ama toplam kurulu kapasitede %55 civarındayız. Kurulu kapasitemizi tabii nükleer dahil önümüzdeki 10-15 yıl içerisinde ümit ediyoruz ki %65-70’lerin üzerine taşıyacağız. Şu anda yenilenebilir enerji yerimiz iyileşiyor. Yani 2000 yılında 17’nci sıradayken bugün 11’inci sıraya gelmemiz demek ki yarıştan kopmamışız tam aksine hızlanmışız, iyi gidiyoruz. Ama ilave çaba gerekiyor ve o çaba da Türkiye’nin hem büyümesini destekleyici olacak hem de finansal istikrarını güçlendirecek, pekiştirecek.”

Şimşek, birincil enerji yoğunluğu endeksinin azaldığı ve petrol, gaz, kömür gibi bileşenlerin GSYİH içerisindeki payının ciddi şekilde azaldığı bilgisini paylaştı. Bakan Şimşek, sürdürülebilir finansmana işaret ederek, bütün bu süreci yönetirken kaynağa ihtiyaç olduğunu anlattı. Özellikle çok taraflı bankalarla ilişkilerde iyileşme olduğuna değinen Şimşek, şöyle devam etti: “Dünya Bankası’ndan, EBRD’den, Asya Altyapı Yatırım Bankası’ndan bahsediyorum ve benzer üye olduğumuz, aktif olduğumuz bir sürü çok taraflı bankalar var. Bunlarla olan diyaloglarımız son aylarda gerçekten çok ivme kazandı. Yakın dönemde belki dikkatinizi çekmiştir, İstanbul Kalkınma Bankasıyla bir 3 yıllık perspektifi ortaya koyduk. O da yaklaşık 6 milyar dolar. Yakında muhtemelen Asya Altyapı Yatırım Bankasıyla bir benzer çerçeve. Bu çerçevede bakarsanız önümüzdeki 3 yıllık süreçte muhtemelen 60 milyar dolarlık bir kaynak söz konusu. Bu 60 milyar dolarlık kaynağın giderek artan boyuttaki kısmının bu alan ve bu çerçevede olmasını önemsiyoruz”