Proses Otomasyonu

FALCKON “YANGIN GEÇİRMEZ” TESİSLER İÇİN ÇALIŞIYOR

Yaşanan her afette veya acil durumda alınması gereken tedbirler bir kez daha hatırlanıyor. Ancak felaketleri yaşamadan tedbir almak tesis güvenliği ve iş devamlılığı için oldukça önemli. Profesyonel itfaiyecilik hizmetleri sunan Falckon da yangın geçirmez tesisler için çözüm ortağı oluyor.

Haber: Bikem Ögünç Demir

Endüstriyel itfaiyecilik hizmetleri alanında Türk bir firma olarak dikkat çeken Falckon, 2022 yılında Hollandalı Safety Coaches firmasının çoğunluk hissesini alarak hizmetlerini Avrupa'ya da taşıdı. Belçika ve Hollanda'da endüstriyel sektör öncülerinden yoğun talep alan şirket, operasyonlarını bu doğrultuda 2023’te Asya ve Orta Doğu pazarlarında da yürütme hedefiyle çalışmaya başladı. Falckon Genel Müdürü Anıl Yamaner ile doğal afetlerde endüstriyel firmaların alması gereken önlemleri, olası yangınlara karşı atılması gereken adımları anlattı.

İlk olarak profesyonel itfaiyecilik hizmetini açıklayan Anıl Yamaner, bunun spesifik bir konu ve uzmanlıklarının endüstriyel tesisler üzerine olduğunun altını çizdi. “Endüstriyel tesislerde 7/24 çalışan ve sürekli olarak yangın güvenliği temin etmekle sorumlu olan bir operasyondan söz ediyoruz. Bu da anladığımız itfaiyecilik kavramından biraz daha farklı boyuta çıkıyor. Genelde “itfaiye” diye düşündüğümüzde, zihnimizde herhangi bir yangında alarm sesinin duyulması, itfaiyecilerin hızlı bir şekilde yangına müdahale etmesi canlanır” diye konuşan Yamaner, bunun Falckon’un iş modelinin yalnızca yüzde 5’lik bir kısmını kapsıdığını vurguladı. Anıl Yamaner şunları kaydetti: “Biz tesisi yangına hazırladığımız, eksiklikleri ve açık noktaları arayıp bulduğumuz ve buldukça da gidermeye çalıştığımız bir operasyonu yönetiyoruz. Bu bir sistem çalıştırmak, belli iş senaryoları oluşturmak demek aynı zamanda. Örnekleyerek anlatacak olursam, öncelikle bir işletmenin olası yangın risklerini belirliyorsunuz. Bunlar için uluslararası standartlar veya eğer yeterliyse yerel standartlardan tesisin neler yapması gerektiğini çekip çıkartıyorsunuz. Bir fark analizi çalışması yapıp iyileştirmeye çalışıyorsunuz. Şunun altını burada çizelim; tesislerde iyileştireceğiniz durumlar ve iyileştirilmesi zor durumlar vardır. Tatbikatları ve eğitimleri gerçekleştiriyorsunuz. Bir yangına müdahale edilmesi için işletmedeki 20-25 kişilik ekibin hazır olması yeterli değildir. Tüm işletmenin hazır olması gerekir. Bu da şu demektir; çalışanlar acil durumla karşı karşıya kaldıklarında ne yapacaklarını bilmelidirler. Söndürülebilir mi? Becerilerimi bu olayı aşar mı? İlk önce alarm mı vermeli? İçeride arkadaşı kaldı mı? Tüm bu bilgileri, gelen kurtarma ekiplerine en doğru şekilde verebilmek çok önemli. Yangın söndürme suyu hatlarının her an bir yangın çıkacakmış gibi tam kapasite çalışır olması gerekiyor. Bizim iş modelimiz bütün bu saydıklarımı sağlamayı kapsıyor. Can kaybı ve yaralanma yaşanmaması ise en başta geliyor tabi.”

AFET VE ACİL DURUM BİRBİRİNDEN FARKLI

Falckon Genel Müdürü Anıl Yamaner, endüstriyel tesisler için afetle acil durum farklı olduğuna özellikle dikkat çekerek “Bir tesis olarak acil durum senaryoları oluşturup tatbikatlarını yapabilirsiniz. Ekibiniz hazırdır ve olayı orada çözebilirsiniz. O an krizi bertaraf edersiniz. Afet ise şirketi uzun süre etkileyebilecek ve etkilerinin çok büyük olacağı türden olaylardır. Dolayısıyla tesislerin afetlere farklı kollardan hazır olması gerekiyor. Bunun için de hazırlıklar belli referanslar alınarak yapılmalı. Belli bir deprem büyüklüğüne veya sel şiddetine göre endüstriyel tesisin yıkılmaz ya da su basmaz şekilde tasarlanması tesis güvenliği için oldukça önemli. Yani yapısal birtakım önlemlerin alınması gerekiyor. Tesiste tahliye eğitimlerinin verilmesi gerekiyor. Örneğin, depremlerden sonra genellikle yangın da çıkıyor, bunun sebepleri ise kırılan doğalgaz hatları, açığa çıkan yanıcı gazlar veya kimyasallar, elektrik hatlarının kopmasının ateşleme kaynağı oluşturması şeklinde sıralanabilir… Dolayısıyla tüm bunlara karşı önlemler alınmış olmalıdır” dedi.

TESİSİN İTİBARINI GÜÇLENDİRİYOR

Profesyonel itfaiyecilik hizmetinin ana prensibinde tesisin yangına hazır olmasını sağlamak olduğuna değinen Yamaner, “Olası yangın kaynaklarını sürekli yok etmeye veya yangınların önüne geçmeye çalışıyorsunuz. Eğer başarabildiyseniz hiçbir hasar oluşmadan olayın kapanmasını, normal üretim düzenine geri dönülmesini sağlıyorsunuz. Biz bunu olabildiğince hızlı yapmaya odaklıyız. Ekiplerimiz sürekli sahadalar... Geri planda ise eğitim ve danışmanlık bazında uzmanlarımız var” dedi. Profesyonel itfaiyecilik hizmetinin avantajlarını ise Yamaner şu şekilde sıraladı:  “Avantajlara gelecek olursak; bence en önemli avantajı tesiste huzur sağlaması. Eğer siz bir iş verenseniz işinizin devamlılığına dair endişeleriniz azalıyor, olası sonuçlarla uğraşmanız gerekmiyor. Yalnızca işinize odaklanabiliyorsunuz. Eğer tesis çalışanıysanız işinize iç rahatlığıyla gidiyorsunuz, her gün “başıma bir şey gelebilir mi?” diye düşünmekten kurtuluyorsunuz. Yangın ve patlama riski yüksek olan tesislerde çalışanlar böyle hissedebiliyor. Daha önce böyle olaylar yaşayıp çalışma arkadaşını kaybeden ya da yaralananlarda bunun sonuçları daha da ağır olabiliyor. Ama bu profesyonel hizmeti alıp tesis güvenliğini kusursuz denebilecek bir noktada sağladığınız zaman herkes kendini güvende hissediyor. Bu da iş verimine doğrudan etkide bulunuyor. Endüstriyel tesisin müşteri tarafından bakacak olursak, müşteriler için de güven sağlamış oluyorsunuz. Operasyonun devam ettiğini ve ürünlerinin zamanında ona ulaşacağını bilmek karşılıklı bir güven sağlıyor ve bu aynı zamanda endüstriyel tesisin itibarını da güçlendiriyor.”

OPERASYON YÖNETİMİNİN 6 HALKASI

Falckon’a göre yangının mücadele hizmeti 6 önemli halkadan oluşuyor. Bunlardan biri eğitimli ekip. İkinci halkayı doğru ve halihazırda çalışabilir, iyi durumdaki ekipmanlar oluşturuyor. İtfaiye aracının doğru belirlenmesi üçüncü halkayken tesisin alt yapısının hazır olması, yani uygun yerlerde uygun su devrelerini alabilmek bir diğer önemli halkası. Son yıllarda teknolojinin devreye girdiğini yangınla mücadelenin de teknolojiden bağımsız olamayacağını işaret eden Anıl Yamaner, bu nedenle teknolojik alt yapıyı beşinci halka olarak açıkladı.  Yamaner zincirin altıncı halkası içinse şöyle dedi: “Bu işin çok önemli adımlardan bir tanesi ise ‘standart operasyonel prosedürler’ diye tabir edebileceğimiz, her şeyin en doğru tarifiyle yazıya dökülmüş olmasıdır. Bu da altıncı hakladır. Tüm bunlar sağlandığı zaman bir endüstriyel tesis için ‘yangın geçirmez’ diyebiliriz.”

YANGINLA MÜCADELEDE YAPAY ZEKA

Teknolojideki gelişim her sektörü olduğu gibi itfaiyecilik sektörünü de etkiliyor. İtfaiyeciye fayda sağlıyor. Özellikle istihbarat yani olay yeri hakkında bilgi toplamak adına çok önemli bu teknolojiler. Kızıl ötesi kameralı drone’ların uzun zamandır kullanıldığını söyleyen Anıl Yamaner, “Bu drome’lar veya VR teknolojisi yakın zamanda orman yangınlarına müdahale için de kullanılmaya başlanacak. Örneğin, geçmişte 30-40 kişiyi aşkın ekiplerin yönetilmesi son derece zor bir operasyon süreci anlamına geliyordu. “Olay komuta eğitimi” diye özel bir eğitimi vardır bunun. Şimdi olay yeri inceleme eğitimleri VR sistemleri kullanarak yapılabiliyor. Ancak işin esas teknolojisi yapay zeka tarafındadır. Tesislerdeki yangınla mücadele ekipmanlarının her an çalışır durumda olabilmesi için sürekli kontrol etmeniz gerekiyor. Bazı ekipmanların her gün kontrol edilmesi olmazsa olmazdır.” Bu noktada “insan hatası” olasılığının mutlaka ortadan kaldırılmasını gerektiğini belirten Yamaner son olarak şunları aktardı: “Teknoloji tam bu noktada devreye giriyor. Hangi ekipmanın neye göre ve ne zaman bakımının yapıldığı, yapılmadıysa nedeni gibi konularda itfaiye ekiplerini uyarıp bakımların yapılmasının sağlanması, sürecin takip edilip raporlanması gibi operasyonlar yazılımlarla gerçekleşiyor. Eğer yazılımlar olmasaydı içinden çıkmak mümkün olmazdı ve tesisler hataya çok açık olurdu.”