İstanbul Sanayi Odası ve Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK) iş birliğiyle düzenlenen “Türkiye’nin Hidrojen Ekonomisindeki Rolü Semineri” İSO Yönetim Kurulu Üyesi Vehbi Canpolat ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
İSO'nun sürdürülebilirlik vizyonu çerçevesinde başlattığı İSO Yeşil Gündem Sohbetleri’nin 13’üncüsünde hidrojen ekonomisinde Türkiye’nin rolü ele alındı.
40’I AŞKIN ÜLKE, HİDROJEN STRATEJİLERİNİ VE YOL HARİTALARINI AÇIKLADI
İSO Yönetim Kurulu Üyesi Vehbi Canpolat panelde yaptığı konuşmada, hidrojenin, dünyanın 2050’ye kadar “net sıfır” emisyona ulaşması için kilit bir role sahip olduğunu belirtti. Canpolat, yenilenebilir enerji, biyoyakıt veya enerji verimliliği gibi karbondan arındırma teknolojilerini tamamlayıcı olmasının yanında “temiz hidrojen” veya renk koduyla ifade edilirse “yeşil hidrojen”in aslında çok daha fazlasını vadettiğini vurguladı.
Hidrojenin deniz ve hava ulaşımı sektörleri ile çelik, amonyak gibi endüstri sektörleri için uzun vadeli, ölçeklenebilir ve uygun maliyetli bir enerji kaynağı alternatifi olduğuna işaret eden Canpolat, “Ayrıca hidrojen yakıt, kimyasal ve enerji taşıyıcısı olarak kullanılabildiği için bu pazarları birbirine bağlayacağı ve temelden değiştireceği düşünülüyor. İşte bu nedenlerden ötürü 40’ın üzerinde ülke hidrojen stratejilerini ve yol haritalarını açıkladı.” ifadesini kullandı.
NET SIFIR HEDEFİYLE PAZAR 112 MİLYAR DOLARA ULAŞABİLİR
Canpolat, şunları kaydetti: “Hidrojen enerjisi, yenilenebilir enerji kaynakları açısından zengin ülkeler için talep potansiyeli taşıyan ülkelere ihracat için de yeni ticaret kapıları anlamına gelecek. Yeşil hidrojen, geniş ölçekte sürdürülebilir ve teknoloji odaklı yeni sanayi stratejisi olarak ülkelerin bir adım öne çıkabileceği yeni bir oyun alanı. Yapılan projeksiyonlara göre bugün 1,4 milyar dolar büyüklüğündeki hidrojen pazarı 2030’a kadar 12 milyar dolara yükselecek. Net sıfır hedefi gerçekleşecek olursa 112 milyar dolara ulaşacak.” dedi.
Hidrojen Teknolojileri Derneği Başkanı Dinçer de hidrojen ekonomisi için sektörün dönüşümü noktasında insanlığın ihtiyaçlarına bakılması gerektiğini ifade etti. Dinçer, şunları kaydetti: “Bu ihtiyaçlar ise baktığımız zaman temiz hava, temiz gıda, temiz su, temiz enerji. Ancak enerjiniz temiz değilse diğerlerinin de temiz kalması mümkün olmuyor. Dolayısıyla enerjinin mutlaka ve mutlaka temiz olması gerekiyor. Günümüze kadar olan süreçte enerji denkleminde yenilenebilir enerji, nükleer ve fosil kaynakları görmüştük. Fosil kaynaklar şimdi denklemin dışına çıkıyor. Peki, denklemin içine kim geliyor? Hidrojen geliyor. Peki, hidrojenin buradaki yolu nasıl olacak? Bu tarihi süreçleri yaşıyor olmak aslında insanlık için hem problemli hem de büyük fırsat oluşturuyor.” dedi.