Enerjisini Üreten Fabrikalar

Elektrik Altın Çağına Giriyor

EMSAD’ın Electricity Eurasia Fuarı’ndaki Özel Oturumu’nda, elektromekanik sektörünün geleceği masaya yatırıldı.

Elektromekanik Sanayicileri Derneği (EMSAD)’nin Electricity Eurasia Fuarı’nda ‘Karbon Nötr Yolunda; Elektrik İletim ve Dağıtım Sektörü Genel Görünümü, Güç Transformatörleri, Orta Gerilim Hücreler’ başlığıyla gerçekleştirilen Moderatörlüğünü Ekos Teknoloji ve Elektrik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Can Akbaş’ın üstlendiği oturumda EMSAD Genel Sekreteri Avni Aydoğan, SFA Electric CEO’su Ozan Güreç ve ELTAŞ Transformatör AR-GE ve Orta Güç Transformatörleri Tasarım Müdürü Selim Dikmen de konuşmacı olarak katıldı.

Ekos Teknoloji ve Elektrik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Can Akbaş, tüm dünyadaki NET Sıfır hedefleri doğrultusunda elektriğe olan ihtiyacın her geçen gün artığını belirterek, “Bununla birlikte teknolojik dönüşüm ve yenilenebilir üretim kaynaklarına yönelim, elektromekanik sanayini de bir dönüşüme zorluyor.” dedi. Elektrik sektöründeki dönüşümün Türk elektromekanik sanayi sektörü için büyük fırsatları da beraberinde getirdiğini ifade eden Akbaş, “Bu dönüşümden korkmamak lazım. Tüm dünyada büyük bir dönüşüme giren elektrik sektörü, koskoca bir elektromekanik sektörü meydana getirdi. Son 25 yılda yaşanan gelişmeler; Türkiye’yi elektrik altyapı ekipmanları üretiminde bölgesel, bazı ekipmanlarda ise küresel bir güç haline getirdi.” diye konuştu.

“TALEPLE BİRLİKTE YATIRIMLAR ARTIYOR”

EMSAD Genel Sekreteri Avni Aydoğan, NET Sıfır hedeflerinin tüm dünyada elektriğin altın çağını başlattığını vurguladı. Artan taleple birlikte Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre, dünyada 2030 yılına kadar elektrik şebeke ve altyapılarına yapılması planlanan yatırımın 550 milyar dolar, 2030 ile 2050 yılları arasında ise 580 milyar dolar olacağını kaydeden Aydoğan, “GRID 4Speed raporuna göre, AB ülkeleri ve Norveç’te ise her yıl 67 milyar dolar yatırım yapılması planlanıyor. Bu yatırımlarla dünyada elektrik ekipman üretiminin 2 katına, şebeke uzunluğunun ise 1,7 katına çıkması bekleniyor. Türkiye’de ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan 2024-2028 Stratejik Planda, 2028 yılına kadar; iletim sistemlerinde transformatör kapasite artışının %6, dağıtım sistemlerinde transformatör kapasite artışının %5, toplam kurulu güç artışının ise %30 olmasının öngörüldüğü, doğru akım hat uzunluğunun 1.400 kilometreye ulaşmasının  beklendiğini belirten Aydoğan, toplam kurulu güç artışının %30 olmasına rağmen dağıtım sisteminde trafo kapasite artışının %5’te kalmasının dikkat çekici olduğunu söyledi.

“9 MİLYAR 425 MİLYON DOLAR İHRACATA ULAŞTIK”

Planlı kalkınma dönemlerinin başlangıcı olan 1960 yılların başında sınırlı bir üretime sahip olan Türk elektromekanik sektörü, 2005 yılında yaklaşık 990 milyon dolar ihracat yaparken 2024 yılında bu rakamın 9 milyar 425 milyon dolara ulaştığını anlatan Aydoğan, şunları söyledi:

“Bu değer, savunma sektörü ihracatından daha fazladır. Türkiye’nin genel ihracatı 2024 yılında %2 oranında artarken sektörümüzün ihracatı, 2023 yılına göre %11 artmıştır. Türkiye’nin genel ihracat birim değeri kilogram başına 1,5 dolarken enerji dağıtım ve anahtarlama ekipmanlarında 10 dolar seviyesindedir. Kablo sektöründe ise 6,4 dolar olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’nin dünya elektromekanik sektörü ihracat pazarından aldığı pay 2023 yılında %1,7 olmuştur. 2024 yılında bu oranın %1,8’e yükselmesi beklenmektedir.” dedi.

“ŞEBEKELER ARTIK VERİ ÜRETİYOR”

SFA Electric CEO’su Ozan Güreç, global elektrik sektöründeki değişimin, ‘dijitalleşme’, ‘merkeziyetsizleşme – dağıtık üretim’ ve ‘karbon azaltımı’ olmak üzere üç ana başlık etrafında şekillendiğine dikkat çekerek, “Özellikle tüm dünyada ana gündem konularından biri olan dijitalleşme elektriğe olan talebi artırıyor. Bu da 2025 yılında tüm enerji talebinin yarısının elektrik olacağı tahminini güçlendiriyor.” dedi. Üretimin merkeziyetsizleşmesi de dağıtım şebekesinin esnek, dayanıklı ve yerel üretimi destekleyen bir yapıya geçmesini gerekli kıldığını anlatan Güreç, bu değişimin temelinde elektromekanik sektörünün anahtar rolde bulunduğunu vurguladı. Günümüzde şebekelerin sadece akım taşımadığına da dikkat çeken Güreç, “Şebekeler artık sadece akım taşımıyor, veri üretiyor ve veri taşıyor; sadece mekanik değil zeka da barındırıyor, karar veriyor. Bu da bakım maliyetlerini azaltıyor, şebeke sürekliliğini artırıyor ve toplam verimlilik artışı sağlıyor.” diye konuştu. Karbon azaltımı hedefleri doğrultusunda ise sektörde yaygın olarak kullanılan SF6 gazının kullanımının kademeli olarak kısıtlandığını kaydeden Güreç, şöyle devam etti:

“Son yıllarda artan çevresel duyarlılık, sadece ne ürettiğinizi değil nasıl ürettiğinizi de önemli hale getirdi. Bu açıdan baktığımızda SF6, sera gazı etkisi çok yüksek bir gaz. Bu nedenle SF6 içermeyen ürünler bir tercih değil, zorunluluk haline geldi. Diğer taraftan, ürünün tüm yaşam döngüsünde bırakacağı karbon ayakizinin de gözlemlenmesi ve düşürülmesi üreticilere rekabetçi avantaj sağlayacaktır. Üç ana konu etrafında şekillenen bu dönüşümün sadece üreticilerin değil, kamu otoritelerinin de gündeminde olması gerekiyor. Rekabetçiliği etkileyen finansman, para maliyeti gibi konularda ihracatçıya destek sağlanmalı; EximBank kredileri karşılık oranlarında indirim yapılmalı. Bu dönüşüme destek olacak yeni teknoloji geliştirme projelerine kolaylıklar sağlanmalı ve daralan AR-GE teşviklerinin artırılması, kamu kurumlarının teşvik edici, destekleyici şekilde üreticilere vizyon çizmesi, özel alanlarda yatırım teşviklerinin artırılması da büyük önem taşıyor. ABD’nin önümüzdeki 10 yılda Avrupa’nın mevcut kurulu gücü kadar yatırım yapacağının bilindiği, Avrupa pazarlarına ulaşımın söz konusu olduğu ve Orta Doğu-Kuzey Afrika bölgelerindeki etkimizin bilindiği bu dönemde Türkiye’nin çok büyük bir potansiyele sahip. Net Sıfır hedefi bir zorluk değil, bizler için tarihsel bir fırsattır. Elektrifikasyon sürecine yön veren, dijitalleşmeyi teşvik eden ve karbon nötr geleceğe geçişi hızlandıran sektör olma konumumuzu korumalıyız. Türkiye’yi bu alanda küresel bir lider haline getirebiliriz.”

“TRANSFORMATÖR TERCİHLERİ DEĞİŞİYOR”

ELTAŞ Transformatör AR-GE ve Orta Güç Transformatörleri Tasarım Müdürü Selim Dikmen ise Türk elektromekanik sektörünün ihracatta itici gücü olan transformatörler konusunda son yıllarda en çok gündeme gelen korulardan birinin verimlilik olduğunu belirtti. Transformatör kaynaklı teknik kayıplar yıllar içinde azalmakla birlikte, bu açıdan AB mevzuatına göre daha önde olan Türkiye’nin yıllar içinde AB’nin gerisine düştüğünü kaydeden Dikmen, “2017 yılından sonra bu konuda hiçbir şey yapılmadığını söyleyebiliriz. Ama bu konuda hala AB’den çok geride olduğumuz söylenemez. 2053 Karbon Nötr hedeflerine ulaşmamız için biraz daha çaba göstermemiz gerekiyor.” görüşünü dile getirdi.

Karbon Nötr hedeflerinin transformatör sektörüne etkilerini ‘yenilenebilir enerjiye geçiş’ ve ‘teknik zorluklar’ olmak üzere iki ana başlıkta özetleyen Dikmen, “Global yenilenebilir enerji kaynakları kapasitesi 2015 ile 2023 yılları arasında %109 oranında artarken Türkiye’deki artış %86 oranında gerçekleşti. Yenilenebilir enerji kapasitesindeki artışa en büyük katkıyı PV Solar sağlıyor. Yenilenebilir enerjiye geçiş, kırsalda kurulan PV solar tarlaların iletim şebekesi bağlantısı için güç transformatörlerine olan ihtiyacı artırırken teknik zorluklar, transformatör tercihlerini yağlı tipten kuru tipe dönüştürebilir.” dedi.