Endüstriyel otomasyon, Türkiye'deki şirketler için üretim verimliliğini artırma, maliyetleri düşürme ve küresel rekabet gücünü yükseltme gibi önemli fırsatlar sunuyor. Özellikle, otomasyon çözümleri sayesinde hatasız üretim, enerji tasarrufu ve süreçlerde izlenebilirlik sağlanarak operasyonel mükemmellik mümkün hale geliyor. Ancak, bu dönüşümün beraberinde getirdiği yüksek başlangıç yatırımları, teknoloji entegrasyonu zorlukları ve nitelikli iş gücü ihtiyacı, şirketlerin karşılaştığı başlıca engeller arasında yer alıyor. Ayrıca, yerel sanayi ekosisteminde otomasyona geçişi hızlandıracak politikaların ve altyapı yatırımlarının eksikliği de süreci yavaşlatabiliyor. Bununla birlikte, doğru stratejik planlama ve devlet destekleriyle bu zorlukların aşılması, endüstriyel otomasyonun sağlayacağı avantajların tam anlamıyla değerlendirilmesini mümkün kılabilir.
Bu doğrultuda DACEL Mühendislik Satış ve Pazarlama Lideri Uğur Büyük, ST Endüstri Radyo'da katıldığı Otomasyonun Seyir Defteri programında endüstriyel otomasyonun, Türkiye'deki işletmeler için sunduğu fırsatlar ve zorluklar hakkında değerlendirmelerini paylaştı.
İŞLETMELER İÇİN 4 ANA HEDEF
Günümüzün rekabetçi ortamında işte sürdürülebilirliği sağlamak için üreticilerin mümkün olan her avantajdan yararlanması gerektiğini söyleyen Büyük; endüstriyel otomasyonun, makine, elektrik, elektronik, yazılım ve bilgi sistemlerini kapsayan, ortak bir hedefler kümesi doğrultusunda birlikte çalışan geniş ve multidisipliner bir yapı olduğunu dile getirdi.
Üretkenliğin artmasının, kalitenin düşmesine neden olabildiğini söyleyen Büyük şöyle konuştu: "Maliyetleri düşük tutmak verimliliği düşürebiliyor. Kalitenin ve tekrarlanabilirliğin iyileştirilmesi genellikle esnekliği etkiliyor. Ülkemizdeki işletmelerin odaklanması gereken bu dört ana hedefin ( verimlilik, kalite, maliyet ve esneklik ) nihai dengesi, bir şirketin otomatik üretimi küresel bir pazarda stratejik bir rekabet avantajı olarak kullanmasına olanak tanıyor. Bu nihai dengenin yani “nirvana”’nın elde edilmesi oldukça zor. Ancak bu durumda yolculuk varış noktasından daha önemli oluyor. Dünya çapındaki şirketler, üretim süreçlerini etkin bir şekilde otomatikleştirerek kalite ve verimlilik iyileştirmelerinde milyarlarca dolar elde ettiler, bunu yaşadık, müşteri kitlemize bunu başarabileceklerini anlatmaya gayret ediyoruz."
Büyük, sözlerine şöyle devam etti: "Sayısız teknik ilerleme - daha hızlı bilgisayarlar, daha güvenilir yazılımlar, daha iyi ağlar, daha akıllı cihazlar, daha gelişmiş malzemeler ve yeni kurumsal çözümler – bunların hepsi, her zamankinden daha güçlü ve çevik üretim sistemlerine katkıda bulunuyor. Üretim tesislerimiz hazır olduklarında bu yolculuğa mutlaka çıkmaları gerekiyor aksi durumda düşük verimlilik ve asgari ücret artışı arasındaki kısır döngüye takılıp kalacaklar ve mevcuttaki düşük teknolojiyle başka ülkelere yatırım yapma yoluna sapacaklar."