Üretim sektörlerinde dijitalleşme, artan rekabet, azalan kaynaklar ve değişen müşteri talepleri karşısında kritik bir ihtiyaç haline geldi çünkü artık yalnızca üretmek değil, hızlı, esnek, sürdürülebilir ve verimli üretmek gerekiyor. Dijitalleşme sayesinde üreticiler, üretim hatlarını gerçek zamanlı izleyebiliyor, veriye dayalı kararlar alabiliyor ve anlık değişimlere uyum sağlayabiliyor. Ayrıca yapay zekâ, IoT ve büyük veri analitiği gibi teknolojiler sayesinde bakım süreçleri optimize ediliyor, enerji kullanımı düşürülüyor ve kalite kontrolü daha hassas hale geliyor. Bu da yalnızca maliyetleri düşürmekle kalmıyor; aynı zamanda müşteri memnuniyetini, ürün kalitesini ve rekabet gücünü artırıyor. Bu yüzden dijitalleşme, üretimin geleceğini şekillendiren temel yapı taşı haline gelmiş durumda.

Aylin Özden'in hazırlayıp sunduğu Geleceğin Fabrika Ayarları programında Doruk Otomasyon Genel Müdürü ve CTO'su Cengiz Özden, sanayideki bu kritik dönüşümü ve yapay zekanın da sağladığı katkıları yılların birikimiyle yorumladı.

“YAPAY ZEKA’NIN BAŞ DÖNDÜRÜCÜ GELİŞİMİ HERKESİ ETKİLEYECEK”

Dijital dönüşümün ve yapay zekanın; klasik iş yapma biçimlerini çok hızlı bir şekilde değiştirdiğini ve klasik iş biçimlerinin yerini aldığını söyleyen Cengiz Özden şöyle devam etti: "Baş döndürücü değişim ve dönüşümler birçok şirketi hatta bazı sektörleri iş hayatından silecekmiş gibi görünüyor. Yeni dünya düzenine geçiş başladı diyebiliriz. Bu düzene ayak uydurabilenler hayatta kalacak, diğerleri küçülüp yok olacak gibi görünüyor. Bu cevabım sadece Türkiye için değil ve sadece üretim sektörü için de değil, dünya geneli için ve tüm sektörler için geçerli. Artık günümüzde dijitalleşmeden rekabetçi kalmak mümkün görünmüyor. Dolayısıyla herkes öyle ya da böyle her alanda dijitalleşmek zorunda."

Adem Kayar Dijital İkizlerin Gelecekteki Potansiyeline Işık Tuttu
Adem Kayar Dijital İkizlerin Gelecekteki Potansiyeline Işık Tuttu
İçeriği Görüntüle

“YAPAY ZEKÂ İLE SOHBET EDEREK ÜRETİM VERİLERİNİZİ ANALİZ EDİN”

Yapay zekanın üretim süreçlerini iyileştirmedeki katkılarına da değinen Cengiz Özden, “Yapay Zekâ’yı süreçlerine dahil ederek çalışabilenler akıntıya karşı kürek çekmek yerine dalgayı ardına alarak kazançlı çıkanlar olacak. Artık uygulamalarımızda ekranlar arasında gezinerek üretim verilerini incelemek yerine sistemdeki Yapay Zekâ ile sohbet ederek üretim verilerini analiz etmek çok kolay. Bu konuda Türkiye ve Dünya’da ilklerden olmak bizim için büyük gurur” dedi.

"DİJİTAL DÖNÜŞÜMDE HERKES İÇİN GEÇERLİ TEK BİR SİHİRLİ REÇETE YOK"

Herkesin dijitalleşmek zorunda olduğuna vurgu yapan Cengiz Özden, şirketlerin dijital dönüşüme nereden ve nasıl başlayabileceğini ise şöyle anlattı: "Dijital dönüşüm bir
süreç. Bir değişim ve dönüşüm süreci. Sadece para verip bir şeyleri satın aldığınız vakit dönüşemiyorsunuz. Önce birtakım hedefler belirlenmeli, bir an önce başlanmalı. Çevik olmak gerekiyor, hızlı adapte olmak gerekiyor ama bunu adım adım yapmamız gerekiyor. Değiştireceğimiz, dönüştüreceğimiz şey şirketin iş yapış şekli, yani süreçleri. Dijital dönüşüm bir şirketin tüm süreçleri için gerekli. Sadece üretim süreci için değil. Diğer süreçler için de her alanda dijital dönüşüm bir gereklilik. İlk olarak sihirli tek bir reçete yok; herkes için aynı formül geçerli değil. Her kurumun olgunluk seviyesi farklı, kurum kültürü farklı, bulunduğu dijitalleşme düzeyi farklı. Buna göre atılacak adımların da farklı olması gerekiyor. Ama yine de nereden başlanmalı sorusuna herkes için geçerli olabilecek evrensel iki tane nokta var. İlk konu veri konusu. Dijitalleşmek demek, her şeyden önce veriyle iş yapmak demek. Üretim süreçlerine özel konuştuğumuzda da üretim sahasından veri toplamak demek. Üretim adetleri, duruşlar, hatalı üretim adetleri gibi temel veriler de bunun içinde. İhtiyaç duyacağımız tüm veriyi dijital ortama taşıyor olmamız gerekiyor. Bu veriler formlarda toplanıp ertesi gün bir sisteme girildiğinde de dijitalleşmiş olunmuyor. Bu tür yaklaşımlar artık geçmişte kaldı."

"VERİYE ANLIK OLARAK ERİŞEBİLMEMİZ GEREKİYOR"

Veriye gerçek zamanlı erişimin önemine vurgu yapan Cengiz Özden konuşmasına şu sözlerle devam etti: "Günümüzde bu verileri toplamak istediğimizde, süreçlerimizi geliştirebilmemiz için bu veriye anlık olarak edinebilmemiz, kullanabilmemiz, erişebilmemiz gerekiyor. Sahaya bir bilgisayar koyup orada gelen iş emrini okutmak da bir dijitalleşme ama gerçek zamanlı veriye yakın olduğu düşünülse bile veri hala anlık olmuş olmuyor. Aynı zamanda verinin kalitesi, zenginliği önemli ölçüde kısıtlı kalıyor. Buradan hareketle hangi verilere ihtiyacımız olacağını, bu verileri nasıl toplayacağımızı belirlemeli. Bu verileri anlık olarak elde ediyor olmamız gerekiyor. Şimdi evrensel olarak
geçerli olacak ikinci nokta ise dijital dönüşümün süreçlerimizi geliştirmek amacıyla yapmamız gereken bir süreç değişimi ve dönüşümüyle ilgili olduğu. Planlama yaparken her şeyden önce attığımız adımların süreçlerimizi geliştirmesi gerekiyor."

“TÜM ÇALIŞANLAR DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜN PAYDAŞI OLMALI”

"Her değişim ve dönüşüm projesinde olduğu gibi bu dijitalleşmeyi de destekleyecek olanların yanı sıra daha çok sayıda değişime karşı çıkacak olanlar da mutlaka olacaktır." diyen Cengiz Özden, "Dijital dönüşüm, kültür değişimini de içeren ve yönetilmesi gereken bir süreç." diyerek sözlerini tamamladı.