Yenilenebilir enerjiye yapılacak yatırımlarda süreç nasıl ilerliyor.

Bu konuyla ilgili bir yol haritası var ve üzerine konuşuluyor. Ama sürecin ilerleyişinde gereklilik kavramı çok fazla yer alıyor. Mesele bir X firması şu bankayla anlaştı ve yatırımcıya daha kolay finansman sağlayacak, şeklinde gelişmeler yaşanıyordu. Şimdiki duruma baktığımızda aklımıza şu soru takılıyor, bankalar özellikle kredi konusunda yardımcı olabiliyor mu? Bununla ilgili bir tarih var mı? Bankaların henüz şu anda tamamen piyasa şartlarıyla birlikte gelişen bu sürece tam adaptasyon sağladığını söylemek zor. Ülkemizdeki mevcut ekonomik koşulların bankalar nezdinde pozitif yönlü etkileyecek şekilde düzenlenmesiyle birlikte bu durum biraz daha gün yüzüne çıkabilir. Yatırımcıların kolay bir şekilde finansmana eriştiğini söyleyemiyoruz. Tabii burada şuna vurgu yapmak gerekiyor; büyük ölçekli firmaların finansmana erişiminde kısmi sorunlar olsa da en azından güneş enerjisi ile ilgili firmaların verileri iyiyse finansmana erişimde hâlâ çok büyük bir problem var diyemeyiz. Ama özellikle kobi diyebileceğimiz orta ölçekli firmalar, fabrikalar arasında olan yarışta sorunlar var diyebiliriz.

Peki sektörde dikkat etmemiz gereken ya da şu anda konuşmamız gereken gündem başlıkları var mı?

Tabi şu anda konuştuğumuz gündem başlıkları içinde en önemlisi temmuz ayında EPDK tarafından güneş enerjisiyle ilgili alınan başvurulan durdurulması kararıdır. Bunun nedeni olarak; dijitalleşmeyle alakalı altyapı çalışmasının olması gösterildi. Dolayısıyla bununla ilgili olarak bundan sonraki süreçte kâğıt ile yapılan başvurular artık olmayacağı ve yapılacak olan bütün başvuruların dijital yolla gerçekleştirileceği belirtildi.  Bu bekleme sürecinde, işletmeler yeni stratejiler belirleme noktasında hareket ettiler. Dijitalleşmeden sonra; sektörün prosedürel anlamda önü açılır mı asıl önemsememiz gereken nokta budur. Bir online platform üzerinden başvuruların yapılması, evraklarda herhangi bir eksik yoksa veya firmanın yeterliliğiyle ilgili bir problem yoksa ve birtakım parametreleri doğru bir şekilde sağlamışsa bu firma güneş enerjisi kapasitelerinden almaya hak kazanabilecek. Yalnız şunu da belirtmek gerekiyor; Türkiye’de kapasiteyle ilgili problem hâlâ devam ediyor. Türkiye’nin ciddi bir şekilde altyapı yatırımlarını hızlandırması gerekiyor. Özellikle büyük trafo merkezlerinin kapasitelerinde şu an maalesef kapasite yok, tabii bunun birçok nedeni var. Bunun engellenmesiyle alakalı, burada tekrar kapasitelerin açıklanmasıyla alakalı iyileştirici faktörler de var.

Örnek veriyorum şimdi depolama sistemleriyle alakalı Türkiye'de gündem var. Şimdi bu lisanslı depolama santrallerine 100 bin megavattın üzerinde 120 bin megavattlar civarıydı yanlış hatırlamıyorsam bir başvuru oldu ve yatırımcılara bir ay içerisinde teminatlarını yatırmayan başvuruların kapasitelerin iptal edileceği bildirildi. Dolayısıyla 100.00 MW’lık başvuru üzerinden belli bir kapasite almış olan yatırımcılar eğer teminatlarını yatırmazsa bu rakamların çok ciddi bir şekilde eriyeceğini, bu sebeple diğer tarafta özellikle lisansız olarak kendi enerjisini üretmek üzere bir tesis kurmaya çalışan yatırımcı için arazi ya da çatıda bu tesisi kurmak fark yaratmayan bir konuma geliyor.  Buralarda bunlara biraz daha kapasite aşılabileceğini öngörüyoruz. Tabi bu bir öngörü ama bunun haricinde dediğim gibi ve altyapıların güçlenmesi gerekiyor.

Türkiye’nin Yeşil Dönüşümüne Katkı Türkiye’nin Yeşil Dönüşümüne Katkı

GES YATIRIMINDA PANEL ÜRETİMİNİN ÖNEMİ  

Türkiye’deki panel üretimi konusunda neler söyleyebilirsiniz? 

Türkiye’de geçen yıllara göre güneş paneli fabrika kurulumunda bir artış olduğunu söyleyebilirim.  Bu konuda şunu da belirtmeliyim; bizim yatırımcımız bir alanda gelecek gördüyse onunla ilgili hızlı aksiyonlarını alıyor ve buraya yoğun bir şekilde yatırımlar yapıyor.  Kısaca Türkiye’de güneş paneli üretim tesisleri çoğaldı diyebiliriz. Eş zamanlı olarak seçim sonrasında ve önceki süreçte yaşananlardan kaynaklı talep bir miktar azaldı. Dolayısıyla güneş paneli fiyatları geçen yıla oranla değişim yaşadı. Burada tier 1 dediğimiz yani birinci kademe üreticiler var ayrıca sektöre yeni girmiş tecrübesi çok fazla olmayan firmalarda var bunlara tier 2 diyoruz. Bu firmalar arasında oransal olarak büyük farklar bulunmuyor. Aslında bu tabloya baktığımızda yatırımcıyı çokta zorlayan durumlar yok ama şöyle bir durum var bizim yatırımcımız çok hızlı dönüşler istiyor. Özellikle 2022 yılında yapılan yatırımlarda fizibiliteler neredeyse 2-2,5 senelere kadar düşmüştü.  Bu bir çatı üzeri GES yatırımıysa 2-2,5 senede bile bir fizibilite çıkıyordu. Bu tabii ki birazcık anlık gelişen şartlardan kaynaklı. Bunun sebebi Rusya Savaşı, bununla birlikte doğal gazdaki artış, doğal gazla birlikte Türkiye'deki elektrik maliyetlerindeki çok yüksek dalgalanma olması. Bunlardan kaynaklı elektrik fiyatlarını yaklaşık 4,5 TL kWh bazında hatta bunun üstünde gördük. Tabi bu süre zarfında yatırımcılara verilen fizibiliteler genelde 2-2,5 seneydi bu fizibilitelere 5 yılda geri ödeme oldu. Şimdi arazi yatırımları biraz daha da uzun görünüyor. Güneş enerjisi yatırımlarına çok fazla böyle anlık bakmamak gerekiyor, ama maalesef yatırımcılarımız 2,5-3 yılda bu yatırım kendine geri dönsün istiyor. Güneş enerjisi yatırımlarında Avrupa’da standart 8 yıl, bizim ülkemizde ise 2,5 yıl isteniyor ama ne yazık ki olmuyor. Kısaca yılları görmesi gerekiyor, dolayısıyla yatırımcıların iştahında daralma oluyor.

Editör: Semra Çakmak