Açıklanan rapora göre lisanslı YEKA ve depolamalı GES projeleri güneş enerjisi sektöründe istihdamı arttırabilecek fakat iş gücü devamlılığı ve artışı, güneş enerjisi yatırımlarının önündeki engellerin kaldırılmasına bağlı. Solar3GW’nin “Türkiye Güneş Enerjisi Sektöründe İstihdam” başlıklı raporu yenilenebilir enerji kaynakları arasında en yüksek büyüme potansiyeline sahip olan güneş enerjisi sektöründeki istihdamı inceliyor. 

2030 Sürdürülebilirlik Hedefleri İçin Önemli Bir Adım 2030 Sürdürülebilirlik Hedefleri İçin Önemli Bir Adım

Solar3GW Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Bahadır Turhan; yenilenebilir enerjiye geçiş hızlandıkça güneş, hidroelektrik ve rüzgâr enerjisi arasındaki kurulu güç ve buna bağlı istihdam rekabetinin artacağını belirttikten sonra şunları dile getirdi; “Solar3GW olarak Türkiye’nin her yıl en az 3GW güneş enerjisini sisteme dahil edebileceğine inanıyoruz. Bu gerçekleştiğinde ülkemizin istihdamına önemli katkı sağlanacak. 2015’ten itibaren ivme kazanan sektörümüz, başlangıçta inşaat sektöründen destek aldı, ardından kendi iş gücünü yetiştirdi. Proje geliştirme, ekipman tedariği ve kurulum yapan firmalar istihdamda ön plandayken, sektörün büyümesiyle denetim, üretim ve yazılım gibi alanlar da önemli katkılar sağladı. Lisanssız projeler sektörel istihdama katkıda bulunmaya devam edecek, ancak gelecekte lisanslı YEKA ve depolamalı GES projeleri ile önemli bir iş gücü talebi oluşacak.” dedi.


Rapora ilişkin bilgiler veren Solar3GW Genel Sekreteri Özge Özeke ise “Bu paralel gelişim her zaman sağlıklı yürümüyor. Sektörel iş gücünün nitelik ve nicelik açısından değerlendirilmesi ve eksiklerin saptanması gerekiyor. Güneş enerjisi sektörü, artan kurulu güçle birlikte kurulum ve üretim talebine cevap vermeye çalışırken, aynı zamanda yetkinlik ve teknolojilere adaptasyon konusunda da kendini geliştirmeye çalışıyor.” diye konuştu.

Güneş Enerjisi

YATIRIM ENGELLERİ KALKARSA İSTİHDAM ARTACAK

Açıklanan raporda 2023 yılı itibariyle güneş enerjisi sektörünün yaklaşık olarak 37 bin kişiye istihdam sağladığı belirtildi. Kamu, dağıtım şirketleri, belediyeler ve alt yükleniciler de dahil edildiğinde bu sayının yüzde 10-15 daha da artacağı düşünülüyor.  Raporda ayrıca Türkiye’de sektörel iş gücünün yetişmesinde önemli bir etki yaratacak olanın lisanssız elektrik üretim projeleri olduğu belirtiliyor. Lisanssız projeler 2019 yılı öncesinde ticari motivasyonla, 2019 sonrasında ise öz tüketim odaklı olarak ticari ve endüstriyel segmentte hayata geçirildi. Raporda, güneş enerjisi sektörünün tutarlı gelişiminin yatırımların önündeki engellerin kaldırılmasına bağlı olduğu vurgulanıyor. Konutlarda güneş enerjisi kullanımına özellikle dikkat çekilerek, bu segmentin yüksek potansiyeli olduğu ancak yeterince desteklenmediği için gelişim gösteremediği ifade ediliyor. Teşvik ve desteklerin artırılmasıyla küçük ölçekli yerel firmaların çoğalacağı ve bunun da bölgesel istihdama katkı sağlayacağı belirtiliyor.


GÜNEŞ ENERJİSİ SEKTÖRÜ NİTELİKLİ İŞ GÜCÜ İSTİYOR

Rapora göre, dünyada en fazla kurulum ve bakım iş kollarında işe alımlarda güçlük yaşanıyor ve bunun nedeni sektör odaklı bilgi birikimi eksikliği olduğu düşünülüyor. Türkiye’de de benzer bir durumun oluşabileceği belirtiliyor. Güneş enerjisi sektörü istihdamında, teknik uzmanlık ve yenilikçi teknolojilere adaptasyonun önemli olduğu vurgulanıyor. Bataryalı depolama teknolojilerinin GES teknolojilerine entegrasyonu ile tasarım, kurulum, bakım ve onarım konularında daha fazla teknik bilgi ve uygulama becerisine ihtiyaç duyulacak. Raporda, üniversitelerin nitelikli eleman sorununa yeterince çözüm sunamadığı, meslek liselerine olan ilginin azalmasıyla da sektörün ara eleman açısından istihdam sorunu yaşadığı ifade ediliyor. “Güneş enerjisi çalışanlarının temiz enerji bilinciyle yetiştirilmesi, gerekli teknik bilgi ile donatılması, kamuya açık eğitim programlarının sunulması ve sertifika ile lisansların geçerliliğinin sağlanması, iş gücünün verimliliği açısından önem taşımaktadır.” deniliyor.

Editör: Semra Çakmak