Otomasyon

Robotik Otomasyona Geçişte İşletmelerin Karşılaştığı Dirençler Nasıl Aşılır?

FANUC Türkiye Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit: "Robotik otomasyona geçiş sürecinde işletmelerin karşılaştığı en yaygın dirençler, genellikle çalışanların iş güvenliği endişeleri, teknolojiye adaptasyon zorlukları, maliyet kaygıları ve mevcut iş süreçlerinin bozulacağına dair korkular etrafında şekilleniyor. "

Robotik otomasyona geçiş sürecinde işletmelerin karşılaştığı en yaygın dirençler arasında çalışanların iş kaybı endişesi, yüksek başlangıç maliyetleri, teknik bilgi eksikliği ve mevcut üretim süreçlerinin değişime adaptasyon zorluğu bulunuyor. Bu direncin üstesinden gelmek için işletmelerin çalışanlarına otomasyonun işlerini tamamen ortadan kaldırmak yerine yeni beceriler kazandıracağını anlatan eğitim programları sunması kritik önem taşıyor. Ayrıca, kademeli geçiş stratejisiyle küçük ölçekli otomasyon projeleriyle başlanarak yatırımın geri dönüşü gösterilmeli ve çalışanlar bu sürecin bir parçası haline getirilmelidir. Yönetim desteği, şeffaf iletişim ve çalışanların sürece aktif katılımı, direncin kırılmasında önemli bir rol oynayacaktır.

KÜÇÜK OTOMASYON ADIMLARIYLA İLERLENMELİ

FANUC Türkiye Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit, robotik otomasyona geçiş sürecinde işletmelerin karşılaştığı en yaygın dirençleri şöyle anlatıyor:

"Robotik otomasyona geçiş sürecinde işletmelerin karşılaştığı en yaygın dirençler, genellikle çalışanların iş güvenliği endişeleri, teknolojiye adaptasyon zorlukları, maliyet kaygıları ve mevcut iş süreçlerinin bozulacağına dair korkular etrafında şekilleniyor. Çalışanlar, robotların işlerini ellerinden alacağı düşüncesiyle direnç gösterebilirken, yöneticiler ise otomasyon yatırımlarının geri dönüşü ve başlangıç maliyetleri konusunda endişe duyabiliyor. Ayrıca, yeni teknolojilere adapte olma sürecinde personelin eğitimi ve mevcut sistemlerle entegrasyon da zaman alıcı ve zorlu olmakta."

Yiğit, bu direncin üstesinden gelmek için stratejik bir yaklaşım izlenmesi gerektiğini söyleyerek önerilerini şöyle sıralıyor: "Öncelikle, iletişim kritik bir rol oynar; çalışanlara otomasyonun işlerini kaybetmelerine neden olmayacağı, aksine tekrarlayan ve zor işleri robotların devralarak onların daha stratejik ve yaratıcı rollere kayacakları net bir şekilde açıklanmalı. Eğitim programları ile personelin yeni teknolojiye uyum sağlaması sağlanmalı, böylece adaptasyon süreci hızlandırılmalı. Ayrıca, kademeli geçiş stratejisi uygulanarak, küçük otomasyon adımlarıyla ilerlemek, şirketin mali yükünü hafifletirken aynı zamanda çalışanların da bu sürece alışmasını sağlar. Son olarak, üst yönetim, robotik otomasyonun uzun vadede verimliliği artırıp maliyetleri düşüreceğine dair somut veri ve örneklerle desteklenmiş bir vizyon sunarak, hem çalışanların hem de yatırımcıların güvenini kazanabilir."

DİRENÇLERE RAĞMEN TEKNOLOJİLER BENİMSENMELİ

Günümüz rekabetçi iş dünyasında otomasyona geçiş, bir seçenek değil, zorunluluktur. Üretim süreçlerinde hız, doğruluk ve verimlilik sağlarken maliyetleri düşürerek rekabet avantajı kazandırır. Tekrarlayan ve hata payı yüksek işleri robotlara devretmek, insan kaynağını daha yaratıcı ve stratejik alanlara yönlendirme fırsatı sunar. Ayrıca, otomasyon sayesinde kalite standartları yükseltilir, enerji ve kaynak kullanımı optimize edilir. İşletmeler, dirençle karşılaşabilme ihtimallerine rağmen değişen piyasa koşullarına hızlı adapte olabilmek için otomasyonu bir an önce benimsemeli ve geleceğe sağlam bir adım atmalıdır.