2011 yılında 4 üniversite arkadaşının bir araya gelerek kurduğu Milvus Robotics, bugün otonom mobil robot (AMR) teknolojisinde dünya pazarında yarışıyor. 15’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini ve 20’den fazla ülkede etkinliklerini sürdürdüklerini söyleyen Milvus Robotics CEO’su Burak Şamil Özden, “Türkiye'de AMR teknolojisinde gerçek anlamda uçtan uca çözüm sağlayan tek firmayız ve en büyük AMR uygulayıcısıyız.” diyor.

Şamil bey kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

2009 yılı ODTÜ Makine Mühendisliği bölümü mezunuyum. Yine aynı bölümden 2013 yılında yüksek lisans derecemi aldım. 2013 yılı sonrasında doktora çalışmalarıma aynı bölümde devam ettim ama sonrasında şirket içerisindeki organizasyonlara odaklandığım için doktorayı bıraktım. Şu anda şirketin 4 kurucu ortağından biriyim ve şirketin CEO'su olarak görev yapıyorum. Evliyim ve bir çocuk babasıyım. 

Milvus Robotics’in kuruluş sürecinden bahsedebilir misiniz? 

Milvus Robotics 2011 yılında kuruldu. Yüksek lisans çalışmaları sırasında bizim çalışma alanlarımız mobil robot ve buna paralel alanlardı. Yaptığımız bazı akademik çalışmalar vardı bu alanda. Bizim mobil robot alanıyla tanışmamız da aslında buradaki akademik süreçte yaptığımız çalışmalarla oldu diyebilirim. Akademide olduğunuz zaman son gelişen, gelişmekte olan veya trend şeyleri bir adım daha önden takip edebiliyorsunuz. Aslında bizde dünyadaki bu oluşumu, bu trendi ve buradaki potansiyeli gördüğümüz için mobil robot alanında bir şeyler yapma fikri doğdu ve 2011 yılında bu girişimi 4 arkadaş kurduk. 

İntralojistik sektörünün geçmişi ve gelişimi hakkında neler söylemek istersiniz? 

Otonom mobil robot teknolojisi(AMR) geçmişine baktığınızda aslında çok uzun mazisi olan bir alan değil. Görece yeni bir alan; yani maksimum 15 senelik bir geçmişi var. Bu anlamda yeni gelişen bir teknoloji. Çok hızlı büyümekle birlikte geçmişi o kadar da uzun olan bir uygulama alanı veya bir teknoloji alanı değil aslında. Yani bu sektörün geleceği çok açık ve geliştireceği çok fazla teknoloji var. Aslında bunun birçok dalı var; sadece yazılım gözüyle bakmamak gerekiyor. Bunun donanım ayağı da oldukça kuvvetli ve aslında beklenen şey yaşanan gelişmelerin bu yayılımı hızlandırması yönünde. Aslında bu gelişmeler uygulama alanlarının çok hızlı bir şekilde yayılmasını ve ucuzlamasını sağlıyor.

SEIT100

İntralojistik sektöründe kızışan bir rekabet ortamı var. Sizin şirketiniz bu kızışan rekabet ortamından nasıl etkileniyor? Türkiye pazarında durumlar nasıl? 

Sektörel olarak yurt dışında özellikle rekabet her geçen gün artıyor diyebiliriz. Bu bir gerçek çünkü potansiyeli oldukça yüksek olan ve hızla büyüyen bir marketten bahsediyoruz aslında. O nedenle yurt dışında ciddi rakipler, ciddi oyuncular ve ciddi yatırımlarla, finansal kaynaklarla bu işe giriyorlar ve kovalıyorlar. Biz de bu büyük oyunculardan biri olmak için aslında doğru adımları doğru zamanda atmış bulunuyoruz ve tanınan bir markayız. Bu anlamda bir rekabet tabii ki var Türkiye'de de ama AMR tarafına baktığınızda aslında Türkiye'de gerçek anlamda uçtan uca çözüm sağlayan tek firmayız ve en büyük AMR uygulayıcısıyız diyebilirim rahatlıkla. 

Yurt dışında tanınan bir firma olduğunuzdan bahsettiniz. Peki şu an Türkiye haricinde, yani dünya çapında kaç ülkede faaliyet gösteriyorsunuz? Yurt dışı pazarlarında aktiflik durumunuz nedir? 

Şu anda 15’i aşkın ülkeye ihracatımız bulunuyor. 20’den fazlada farklı bölgelerde çözüm ortağımız, partnerlerimiz var. Farklı ülkelerde bu anlamda yurt dışı operasyonlarımızı hem partnerlerimiz aracılığıyla hem de doğrudan gerçekleştiriyoruz. Satış ve satış sonrası anlamında ise pazarlama faaliyetleriyle ve fuar katılımlarıyla her geçen gün büyüyen bir trendimiz var. 

Ürünlerinizde ve üretiminizde yapay zekadan yararlandığınız alanlar neler?

Şimdi yapay zeka kısmında bir AMR robotun en fazla dahil olduğu kısmı, robotun karar mekanizmaları. Bu haritalama kısmıyla başlayan, sonrasında özellikle rota planlamasında devreye giren yani robotun bir noktadan bir noktaya gitmesindeki karar yapısını aslında oluşturan bir yapay zeka algoritması var. Bununla birlikte bazı öğrenme algoritmaları; ortam öğrenmesi veya işte verilerin bilgilerin robotlar arasında paylaşılması gibi diğer yapay zeka algoritmaları da aslında robotun doğru bir şekilde çalışmasını sağlayan destekleyici unsurlar olarak ortaya çıkıyor. Yani zaten AMR teknolojisi bütünüyle yapay zeka algoritmaları sayesinde işlevini sürdürüyor. 

SEIT500

“Dünyanın Beş Kıtasında Raflarımız Yükseliyor” “Dünyanın Beş Kıtasında Raflarımız Yükseliyor”

Son dönemde Ar-Ge çalışmalarınız nasıl ilerliyor? 

Ar-Ge tarafında hem varolan ürünlerimizin geliştirilmesi, hem bu ürünler için geliştirdiğimiz ataşmanların geliştirilmesi hem de yeni ürün serileri anlamında sürekli bir çalışma planımız mevcut. Bununla birlikte yeni projeler tarafında da gelen çeşitli istekler olabiliyor. Burada hem kendi bünyemizde hem de çözüm ortaklarımızla ihtiyaçları biraz daha yönlendirip çözüm oluşturabiliyoruz. Projeler anlamında sektörel bağlamda aslında bir limitimiz mevcut değil. Yani her üretim tesisine farklı farklı birçok alanda bu uygulamaları gerçekleştirebiliyoruz. Bu yurt içinde de yurt dışında da aslında benzerlik gösteriyor. 

İntralojistik sektörünün geleceğinde neler bekliyoruz? Bu robotlara alternatif hangi yöntemler geliştirilebilir? 

Yani bu robotların özellikle kullanım alanlarının yaygınlaşmasında, tesislerin de bazı olgunluk seviyelerine ulaşması oldukça önemli. Endüstri 4.0 diye bahsettiğimiz, erişilmek istenen akıllı fabrika veya akıllı depo yapısında, biz işin tesis içi lojistik kısmında yer alıyoruz. Bu introlojistik tarafının aslında fiziksel bir arayüz tarafı olduğu gibi biraz önce bahsettiğim gibi bir veri arayüzü de var. Fiziksel anlamında bir olgunluk seviyesi; işte sizin fabrika düzeniniz, işletmeniz, koridorlarınızda otomatik raf sisteminizin var oluşu gibi aslında birçok olgunluk unsuru var. Fabrikaların veya depoların bu fiziksel olgunluk düzeyi bu tarz teknolojik yeniliklerin de uygulanmasını hem kolaylaştırıyor hem de hızlandırıyor. Bu anlamda buradaki değişimler bu teknolojinin uygulanmasını daha da hızlandıracaktır. 

Veri anlamında da yine benzer bir olgunluk düzeyinden bahsedebiliriz. Bir depo yönetim sistemi, bir üretim takip sistemi, üretim yönetim sistemi gibi çeşitli hiyerarşik seviyelerde farklı yönetim yazılımlarının var oluşu da yine bu teknolojilerin adaptasyonunu oldukça hızlandıracaktır. Teknolojik anlamda da özellikle donanım tarafındaki gelişmeler bu tarz yatırımların ucuzlamasını sağlayacak. 

Biz otonom robotlarda insanın öğrenme yeteneğini, algı yeteneğini taklit etmeye çalışıyoruz. Depolara baktığınızda aslında bir operatörün işte bir aracı kullanması, hızı, pratikliği gibi zamanla gelişen ve izlerken bile yorulduğunuz veya hayretle baktığınız noktalara gelebiliyor son teknolojiler. 

SEIT1500

Robotlar ve insanların ortak çalışmasının avantajları ve risklerine dair neler söylemek istersiniz? 

Biz burada robotların insanlarla uyumundan, birlikte çalışmaları gereken bir ortamdan bahsediyorsak eğer, robotların tahmin edilebilir davranışlar sergilemesi gerekiyor. Aslında bir noktada bağımsızlığı getirmek istiyoruz. Robotların bağımsızlığını ama bir noktada da insanla çalışırken o bağımsızlığı sağlaması da bir güvenlik tehdidi oluşturuyor. Bununla alakalı da birçok çalışma aslında halihazırda var ve devam da ediyor sosyal robotik uygulamaları olarak. Ama tabii depo ve lojistik tarafında biraz daha ön plana çıkan unsurlar; hız, güvenlik ve kesintiye uğramayan bir akış. 

Dünya genelinde intralojistik sektöründeki ileri teknolojilerin durum nedir? 

Aslında bu noktada çok uzak değiliz. Dünyadaki AMR teknolojisine spesifik olarak bakarsak biz Milvus Robotics olarak bu gelişimi yurt dışıyla eş zamanlı takip ediyoruz diyebilirim ama tabii robotiğin sınırı yok ve AMR bu dev pastada sadece ufak bir uygulama alanı. Birçok alanda yapay zeka uygulamalarını zaten konuşuyoruz. Farklı farklı alanlarda Türkiye'nin yetişmesi gereken birçok alan var. Özellikle yapay zekanın gelişme hızı her geçen gün artıyor. Onun dışında işte otonom araçlar gibi birçok alan sürekli hızlanarak gelişmeye devam ediyor. Bizim de bunun bir yerinden bir noktasından tutmamız gerekiyor.

Editör: Haber Merkezi