Deprem riski taşıyan bölgelerde sanayi tesisleri ve yüksek katlı binaların güvenliği büyük önem taşıyor. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde uzmanlar, afetin yol açtığı yıkımın etkilerini azaltabilecek modern mühendislik çözümlerine dikkat çekiyor. Büyük ölçekli depremler sonrasında yalnızca can ve mal kaybını önlemek değil, aynı zamanda işletmelerin faaliyetlerini sürdürebilmesi de kritik bir konu olarak öne çıkıyor.
Gelişmiş ülkelerde uygulanan yapısal ve yapısal olmayan mühendislik çözümleri, deprem sırasında ve sonrasında oluşabilecek ikincil afetleri engelleyerek riskleri en aza indiriyor. Örneğin, Deprem Acil Müdahale Sistemleri, sarsıntı anında tehlikeli maddelerin sızıntısını önleyerek yangın gibi ek riskleri ortadan kaldırabiliyor. Ayrıca, kritik ekipman ve makinelerin otomatik olarak durdurulmasını sağlayarak olası hasarın boyutunu azaltabiliyor.
6 Şubat 2023’te yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremler, on binlerce can kaybına ve ağır maddi zarara yol açarken, birçok sanayi tesisinde de üretimin tamamen durmasına neden oldu. Deprem sonrası yaşanan yangınlar ve hasarlar, sanayi tesislerinin daha ileri önlemler alması gerektiğini bir kez daha gösterdi. Özellikle Hatay'daki bir sanayi tesisinde meydana gelen yangın, saatlerce kontrol altına alınamamış ve ciddi ekonomik kayıplara sebep olmuştu.
Fuji Mühendislik Teknik Müdürü Zeynel Çalışkan, depremin önlenemeyeceğini ancak doğru mühendislik çözümleri ile deprem sonrası oluşabilecek tehlikelerin kontrol altına alınabileceğini ifade etti. “Deprem Acil Müdahale Sistemi, ilk sarsıntı anında devreye girerek gaz hatlarını, elektrik sistemlerini ve tehlikeli madde taşıyan boru hatlarını otomatik olarak kapatıyor. Böylece olası yangın ve patlamalar önlenerek iş yerlerinde güvenli bir ortam sağlanıyor” dedi.
FOTO: Fuji Mühendislik Teknik Müdürü Zeynel Çalışkan
Sanayi tesisleri kadar yüksek katlı binaların da bu tür sistemlerle donatılmasının büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Çalışkan, bu tür teknolojilerin Japonya ve ABD gibi ülkelerde yaygın olarak kullanıldığını belirtti. “Bu ülkelerde insanlar, çalıştıkları binaların yapısal ve yapısal olmayan teknolojilerle güçlü hale getirildiğini, ekipmanların devrilme riskine karşı özel sistemlerle korunduğunu bildikleri için sarsıntı anında paniğe kapılmıyorlar” diye ekledi.
6 Şubat depremlerinin ardından bölgedeki pek çok sanayi tesisinin, ticaret merkezinin ve yüksek katlı yapının ciddi hasar alarak uzun süre kullanılamaz hale geldiğini söyleyen şirket yetkilisi, “Fuji Mühendislik olarak, sanayi tesislerinden alışveriş merkezlerine, gökdelenlerden plazalara kadar geniş bir yelpazede deprem güvenliği çözümleri sunuyoruz. Türkiye’nin olası büyük bir depreme karşı hem binalarını hem de iş süreçlerini güvence altına alması gerekiyor. Gelişmiş deprem stratejileri ve mühendislik çözümleri sayesinde hem can kayıplarını hem de ekonomik kayıpları en aza indirmek mümkün” diyerek sözlerini noktaladı.