XL Architecture + Engineering kurucusu Yüksek Mimar Arda Işık, "Peyzaj ve Yeşil Çatıların Mimari Projelere Entegrasyonu" konulu teknik bir makale kaleme aldı. Işık, "Peyzaj öğeleri ile birlikte düzenlenen yeşil çatılar; yalıtım ve su yönetimine yardımcı olmak için binaların teras ve çatılarına yerleştirilmiş bitki örtüsü ve membranlardan oluşan sistemin ortak adıdır. Bu sistemler sayesinde yapıların ısı adası etkisi azalır, habitatlar oluşur, kirleticiler filtrelenir ve karbon salınımı azalır, tarım alanları ile kamusal alanların kapladıkları alan genişler." diyerek açıklamalarda bulundu.
FOTO: XL Architecture + Engineering Kurucusu Yüksek Mimar Arda Işık
Peyzaj öğeleri ile birlikte düzenlenen yeşil çatılar; yalıtım ve su yönetimine yardımcı olmak için binaların teras ve çatılarına yerleştirilmiş bitki örtüsü ve membranlardan oluşan sistemin ortak adıdır. Bu sistemler sayesinde yapıların ısı adası etkisi azalır, habitatlar oluşur, kirleticiler filtrelenir ve karbon salınımı azalır, tarım alanları ile kamusal alanların kapladıkları alan genişler. Çevresel sürdürülebilirlik adına bu kazanımları vadeden yeşil çatıların mimari projelere entegrasyonunda öne çıkan olguları aşağıdaki başlıklar altında ele alabiliriz:
Yeşil çatı kullanımı ile şehirliler için kamusal/kolektif/park alanı oluşturan uygulamalar:
New York’taki High Line ya da Aarhus’taki Morsgaard Müzesi gibi uygulamalarla şehirlilerin gezinti, toplanma ve buluşma etkinlikleri için adres oluşturulmuştur. Çim, bitki, yosun ve ağaçlardan oluşan peyzajları içinde, Morsgaard Müzesi’nde olduğu gibi, yaz aylarında piknikler, barbeküler, konferanslar hatta şenlik ateşleri düzenlenir.
Yeşil çatı kullanımı ile kullanıcıları için tarım ve bahçe alanı oluşturan uygulamalar:
Pekin’deki Bahçe Okulu gibi uygulamalarda çatılar peyzajlı bahçe alanları olarak düzenlenmiş ve öğrencilerin organik tarım ve organik tarım tekniklerini deneyimlemesi için fırsat yaratılmıştır.
Yeşil çatı kullanımı ile yapının çevresindeki yeşil alanla bütünleştiği formal temsil oluşturan uygulamalar:
Sottoville-les-Rouen’deki Marcel Samba Lisesi ya da İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü İZTEKGEB İnovasyon Merkezi gibi uygulamalarda binalar eğik ve zemin kotuna inen yeşil çatı formları sebebiyle çevrelerindeki yeşil dokuyla bütünleşmiş ve araziye karışmış olarak algılanırlar.
Yeşil çatı kullanımı ile çevresel sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde yalıtım ve su yönetimi sistemi oluşturan uygulamalar:
Salisbury’deki Hotchkiss Okulu gibi uygulamalarda binalarda oluşturulan yeşil çatılar ile yağmur suyunu emen ve toprağa göndermeden filtreleyen bitki yağmur hendeği (bioswales)/yağmur bahçeleri sistemleri oluşturulmuş, aktif sedum çatı bitki örtüsü ile bina içi sıcaklığı düzenlenerek enerji tasarrufu sağlanmış, kentsel ısı adası etkisi azaltılmıştır.
Yeşil çatı kullanımı ile çevresel sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde habitatlar oluşturan uygulamalar:
San Francisco’daki California Bilimler Akademisi Atölyesi gibi uygulamalarda binalarda kuraklığa dayanıklı ve sulama gerektirmeyen bitkilerle oluşturulmuş yeşil çatı ile endemik türleri de içeren bir habitat oluşturulmuştur.
Çevresel, ekonomik, teknik ve estetik açıdan sunduğu avantajlar ile ekonomik, çevresel ve sosyal sürdürülebilirliğe katkıda bulunan yeşil çatıların bu özellikleri sebebiyle şehir planlamasında ve mimari projelerde tasarımın majör öğelerinden olması beklenmektedir.