Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Ocak 2025 Konut Fiyat Endeksi verilerini yayımladı. Buna göre, konut fiyatları aylık bazda yüzde 4,7, yıllık bazda ise yüzde 31,9 arttı. Ancak 2024 genelinde fiyatlardaki artış, enflasyonun gerisinde kalarak konut fiyatlarında reel olarak yüzde 7,2’lik bir değer kaybına neden oldu.
Denge Değerleme Genel Müdür Yardımcısı Latif Aksoy, konut fiyatlarında son çeyrek boyunca enflasyonun üzerinde seyreden aylık artışların devam ettiğini belirterek, konut satışlarında da benzer bir eğilim görüldüğünü söyledi. Aksoy, “TÜİK’in Konut Satış İstatistikleri ile birlikte değerlendirdiğimizde, fiyat artışlarının yanı sıra satış adetlerinde de yükseliş trendi gözlemleniyor.” dedi.
2025’te Talep Artışı ve Fiyatlarda Hareketlilik Beklentisi
Konut sektörüne ilişkin 2025 yılı beklentilerine değinen Aksoy, faiz oranlarında başlayan düşüşün konuta olan talebi artırabileceğini belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Güncel veri ve piyasa beklentilerinden hareketle, kredi faiz oranlarındaki düşüşün konut sektöründe canlanmaya yol açmasını bekliyoruz. Talebin artmasıyla birlikte konut fiyatlarındaki yükselişin enflasyonun üzerinde seyretmesi muhtemel. 2025 yılı, konut sektöründe toparlanma ve dengelenme sürecinin yaşanacağı bir yıl olabilir.”
Özellikle Doğu Anadolu Bölgesi’nde konut fiyatlarındaki artışın Türkiye ortalamasının üzerinde gerçekleştiği görülüyor. Bölgedeki hareketlilik, hem arz-talep dengesi hem de yatırım eğilimlerindeki değişimle yakından ilişkili olarak değerlendiriliyor.
Doğu Anadolu’da Ülke Ortalaması Üzerinde Değişim Sürüyor
Ocak 2025 Konut Fiyat Endeksi bölgesel olarak incelendiğinde; fiyatlarda Doğu Anadolu illerinde artış, güney illerinde ise düşüş Türkiye ortalaması üzerindeki seyrini koruyor.
Özellikle Erzurum ve çevresinde en yüksek fiyat artışı olduğunu belirten Aksoy, “Doğu Anadolu’daki durumun aksine, güney sahillerindeki illerde konut fiyatlarındaki reel düşüş ülke ortalamasının üzerindeki seyrini sürdürüyor. Güney illerine baktığımızda özellikle Antalya ve Muğla bölgelerinde konuta artan talep ile son 2 yılda ortalamanın çok üzerinde bir artış kaydedilmişti. Bu illerde 2024’ün ikinci yarısından itibaren belirgin olarak devam eden normallere dönme eğiliminin sürdüğünü söyleyebiliriz. Bu sürecin bir süre daha devam etmesini bekliyoruz.” dedi.
Yatırımcı Dostu Ankara’da Fiyat Artışı Ülke Ortalaması Üzerinde
Konut Fiyat Endeksi Ocak 2025 verisi İstanbul, İzmir ve Ankara özelinde incelendiğinde, üç büyük şehirdeki konut fiyatlarındaki artışın Türkiye ortalamasına yakın olduğu görülüyor.
İstanbul ve İzmir’de yıllık değişimin yüzde 29,6 ile ülke ortalaması olan yüzde 31,9’un altında kaldığına, Ankara’da ise yüzde 36,6 ile Türkiye ortalaması üzerine çıkıldığını belirten Aksoy, sözlerine şöyle devam etti:
“Afyonkarahisar, Kütahya, Manisa ve Uşak şehirlerinde konut fiyat endeksi, bir önceki yıla göre yüzde 40,4 artışa sahne olurken bu oranla reel olarak yatırımcısına kaybettirmeye devam etti. Depremin etkilerinin devam ettiği Osmaniye, Hatay ve Kahramanmaraş’ta yıllık konut endeksi artışı yüzde 24,4 düzeyinde kalarak enflasyona karşı önemli oranda değer kaybına neden oldu.
Son aylarda Ankara, yatırımcılar nezdinde en çok dikkat çeken il konumunda. Ankara gerek ticari gerekse konut fiyat endekslerinde uzun süredir en yüksek artışın olduğu iller arasında yer alıyor. Ayrıca Ankara, ticari ve konut endekslerinde enflasyona karşı büyük oranda reel koruma sağlıyor. Bir önceki aya kıyasla yüzde 5,7’lik konut fiyat endeksi artışıyla, yatırımcısını aylık bazda enflasyona karşı korumakla kalmayıp reel getiri de kazandırdı. Bu özellikleriyle Ankara, yatırımcı dostu pozisyonunu güçlendiriyor.
İstanbul, Ankara ve İzmir’in konut fiyat endekslerindeki gelişmeler değerlendirildiğinde, 2025 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre, sırasıyla yüzde 3,0, 5,7 ve 4,9 oranlarında artış gözlendi. Endeks değerleri bir önceki yılın aynı ayına göre, İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde 29,6, 36,6 ve 29,6 oranlarında artış gösterdi.”
Konuta Talep Birikiyor, Dengelenme ve Toparlanma Dönemi Başlıyor
Türkiye genelinde konutların enflasyonun altında fiyat artışlarına konu olması, konutun satın alma gücünü düşürürken, bir yatırım aracı olmasını da büyük oranda sınırladı. Nüfusun azalan bir eğimle de olsa artması, aile başına düşen ortalama birey sayısının azalması gibi faktörler konutun ihtiyaç fonksiyonunun devam etmesini sağlıyor.
Konuta olan talebin biriktiğine değinen Aksoy, “Faiz oranlarında kısmi de olsa düşüş eğilimi gözlenmesi ve özellikle alternatif bir getiri kaynağı olan mevduat faizlerindeki düşüş trendi, konut fiyat endeksinde enflasyonla paralel, hatta enflasyon üzerinde bir seyir döneminin başlamasına neden olacak. Gayrimenkulün, ülkemiz kültürel alışkanlıkları sebebiyle de tekraren yatırım enstrümanları nezdinde başı çekeceği bir dönemin başındayız. Artık yukarıda bahsi geçen etkenlere ek olarak enflasyondaki düşüşle de birlikte reel getiri oranlarının arttığını da gözlemleyeceğiz.” dedi. Aksoy şunları ekledi:
“Ülke genelinde hem pandemi sonrası dönemde oluşan kıyı şehirlerindeki normalin çok üzerinde seyreden artış ve sonrasında yaşadığımız büyük deprem kaynaklı göç dalgası ile dengelenmenin ve toparlanmanın yaşandığı bir süreci yaşıyoruz. Enflasyonun kontrol altına alınmasıyla birlikte, faiz oranlarındaki düşme eğilimine ek selektif kredi uygulamalarındaki sınırlamaların da bir miktar esnemesi konuta erişim sorununu ciddi manada azaltacaktır. Özellikle ilk evi olacaklarla ilgili yapılması muhtemel kampanyalara dair ön açıklamalar, bekleyen alıcı kesiminde ciddi bir heyecan yarattı ve adımların atılması bekleniyor. Bu adımlar hayata geçtiğinde konut fiyatları ile ilgili yine talepte hızlanma ve değerlerde yukarı yönlü bir hareketin başlayacağını şimdiden söyleyebiliriz.”