FOTO:  Nil Tiritoğlu İnşaat Malzemeleri Yönetim Kurulu Başkanı, İç Mimar-YESU, Leed GA Sürdürülebilirlik Uzmanı ve Kentsel Dönüşüm Uzmanı Nil Tiritoğlu

Artan iklim krizi, nüfus yoğunluğu ve Türkiye’nin yüksek deprem riski, şehirlerin yeniden ele alınmasını zorunlu kılıyor. Uzmanlar, kentsel dönüşümün sadece fiziksel yenilenme değil, sürdürülebilir ve dirençli şehirlerin inşası için de önemli bir stratejik araç olduğuna dikkat çekiyor. Nil Tiritoğlu İnşaat Malzemeleri Yönetim Kurulu Başkanı, İç Mimar-YESU, Leed GA Sürdürülebilirlik Uzmanı ve Kentsel Dönüşüm Uzmanı Nil Tiritoğlu, kentsel dönüşümün sürdürülebilir şehirlerin inşasında stratejik bir fırsat olduğunu açıkladı.

“Yaşanabilir Şehirler, Sürdürülebilir Bir Geleceğin Temelidir.”

"Küresel ölçekte derinleşen iklim krizi, kentlerde artan nüfus baskısı ve Türkiye’nin karşı karşıya olduğu yüksek deprem riski; şehirlerimizin yeniden düşünülmesini ve dönüştürülmesini kaçınılmaz kılıyor." diyen Nil Tiritoğlu İnşaat Malzemeleri Yönetim Kurulu Başkanı, İç Mimar-YESU, Leed GA Sürdürülebilirlik Uzmanı ve Kentsel Dönüşüm Uzmanı Nil Tiritoğlu, "Bu çerçevede kentsel dönüşüm, yalnızca fiziksel yapıları yenilemenin ötesinde; sürdürülebilir, dirençli ve yaşanabilir şehirler inşa etmek için önemli bir stratejik fırsat sunuyor. Doğru planlandığında bu dönüşüm, sürdürülebilirliğin üç temel boyutu olan ekonomik gelişme, çevresel sorumluluk ve sosyal adaleti aynı anda ele alabilen bütüncül bir kalkınma modeline dönüşebilir. Türkiye’nin büyük bir bölümü aktif fay hatları üzerinde yer alıyor. Bu gerçek, kentsel dönüşümün aynı zamanda deprem güvenliğinin sağlanması açısından da hayati bir çözüm olduğunu gösteriyor. Riskli yapı stokunun dönüştürülmesi, yalnızca bugünü değil, geleceği güvence altına almanın da bir gereğidir." dedi.

Deprem Güvenliği ve Ada Bazlı Yaklaşım

Tiritoğlu, "Ada bazlı dönüşüm modeli ile yalnızca yapılar değil, aynı zamanda mahalleler yeniden tasarlanabilir." diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü: "Mahalle ölçeğinde planlanan sosyal donatılar, açık alanlar, yeşil kuşaklar ve kamusal mekânlar; bireyin fiziksel ve ruhsal sağlığına katkı sunan, insan odaklı kent parçalarının ortaya çıkmasını sağlar. Böylece kentler yalnızca fonksiyonel değil, aynı zamanda aidiyet duygusunu güçlendiren yaşanabilir evlerimiz haline gelir. Malzeme seçimi, yapı güvenliğinden enerji verimliliğine kadar pek çok başlıkta belirleyici bir unsurdur. Yeni yapılarda sürdürülebilir ve çevre dostu malzemelerin tercih edilmesi, inşaat malzemeleri üretiminde, sevkiyatında karbon salımını azaltır hem de sıfır enerjili binaların inşasına olanak tanır. Güneş, rüzgâr, jeotermal ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanan bu yapılar; iklim değişikliğine karşı dirençli kent dokularının oluşmasında kritik rol oynar."

Entegre Altyapılar ve Yeşil Uygulamalar

Tiritoğlu, "Kentsel dönüşümün çevresel etkilerini yönetmek için yağmur suyu hasadı, atık su yönetimi ve gri su geri kazanımı gibi sistemlerin yeni yapı projelerine entegre edilmesi artık bir gereklilik." diyerek "Kentsel dönüşümle binalarımızı depremlere ve afetlere karşı dirençli olması için yeniden inşaa ederken, sürdürülebilir yapılar olarak inşaa edilmemesi düşünülemez. Isı adası etkilerini azaltmak amacıyla yeşil çatı uygulamaları, yağmur suyu yönetimi için geçirgen zeminler ve enerji verimliliği için doğru cephe tasarımları ile mikro iklimin dengelenmesi sağlanabilir." açıklamasında bulundu.

Sıfır Atık ve Sosyal Dönüşüm

Tiritoğlu, "Sıfır Atık politikalarının uygulanabilirliğini de kentsel dönüşümle daha kolay hayatımıza adapte edebilmemize sağlayıp uygulanabilir olur. Mahalle ölçeğinde yeniden tasarlanacak entegre atık yönetim sistemleri, hem geri dönüşüm süreçlerini kolaylaştırır hem de bireylerin çevre bilincini artırır. Böylece sürdürülebilir bir yaşam kültürü kent ölçeğinde benimsenebilir hale gelir. Kentsel dönüşüm; yalnızca yapıların değil, ekonomilerin, toplumsal yapının ve çevresel sürdürülebilirliğin de yeniden yapılanması için bir fırsattır. Köhneleşmiş ve işlevini yitirmiş alanlar; rehabilite edilerek şehre kazandırılabilir, ekonomik canlılık yaratacak yeni iş alanları oluşturulabilir ve ulaşım altyapısı geliştirilerek kent içi erişilebilirlik artırılabilir. Bu da mekânsal adaletin güçlenmesini sağlar." dedi.

Seda Orsel’den Sürdürülebilir Tasarım Vurgusu Seda Orsel’den Sürdürülebilir Tasarım Vurgusu

Tiritoğlu, konuşmasını şöyle tamamladı: "Unutmamalıyız ki, daha sağlıklı yapılar, daha sağlıklı bir toplumun temelini oluşturur. Ancak bu dönüşüm yalnızca teknik bir mesele değil; aynı zamanda sosyal bilinç ve kolektif irade gerektiren bir süreçtir. Kentsel dönüşüm, topyekûn bir mücadeleyle, sürdürülebilir gelecek vizyonunu benimseyen bir anlayışla yürütülmelidir. Bugün atılacak her adım, yarının şehirlerini şekillendirecek. Sürdürülebilir ve dirençli bir gelecek için hep birlikte düşünmeli, tasarlamalı ve harekete geçmeliyiz."