Kiri İleri Araştırmalar ve Danışmanlık Kurucu Genel Müdürü Kadir Ceran, ISO 500 şirketlerinin yeşil dönüşüm ve dijital dönüşümün entegre modeli olan ikiz dönüşüm karnelerini değerlendirdi. Fortune 100 şirketlerinde AR-GE, inovasyon ve dijital dönüşüm alanında çalışmalar gerçekleştiren Ceran, ISO 500 şirketlerinin ikiz dönüşüm karnesi değerlendirdi.
"ÖNEMLİ OLAN VİTRİN DEĞİL MUTFAKTIR"
Türkiye'deki ISO 500 şirketlerinin bir kısmının teknoloji firmaları olduğuna dikkat çeken ve yurt dışına mal ya da hizmet ihraç eden firmaların ikiz dönüşüm sürecine iyi uyum sağladığını ve kendilerini iyi konumlandırdığını ifade eden Ceran, şöyle konuştu:
"Ben yeşil mutabakat kelimesini Brüksel'de, Avrupa Birliği binasının içinde duydum. Endüstri 4.0 terimini Almanya'da strateji toplantısında duydum. Bu önemli kararlara bizzat yerinde şahitlik ettim. Ardından bilgilerimi Türkiye'ye getirerek bunları hızlı bir şekilde yaymaya çalıştım. Son bir buçuk senedir hem Dünya Bankası hem de bir Avrupa Birliği projesi kapsamında Türkiye'de 150'den fazla KOBI'nin içine girme şansım oldu. Şimdi bir ana sanayiye ürün yapan bir KOBİ ürün geliştirmediği için bir sorumluluğu yok. Peki ya üretici şirketler? Türkiye'nin en büyük 5 teknoloji firmasının 4'ünde yönetici veya proje lideri olarak çalışma geçmişim var ve bu deneyimler bana böyle bir projede onlara destek olmak için onların vitrinini değil mutfağını görmek gerektiğini gösterdi. Vitrinde her şey güzel ama mutfağı iyileştimek gerekiyor. Uçtan uca kullanılan malzemeden, onu yapış ve sunuş şeklinize kadar her şey önemli. Bu konuda özerk olan ve Türkiye'de globale çalışan firmalar, kendilerini geliştirmek ve rekabetçi olmak zorundalar. Rekabetçi olmanın şartı da bu güncel gelişmelerde kendilerini dünyayla hizalandırmaktan geçiyor. Bunu çok başarılı yapan firmalar var Türkiye'de."
"-MIŞ GİBİ YAPAN FİRMALAR VAR"
Avrupa Birliği'nin son 10 yıldaki en başarılı şirketlerini analiz ettiğini belirten ve ortaya çıkardığı sonucu bizlerle paylaşan Ceran şunları kaydetti:
"Antalya'daki bir firma, en büyük Avrupa Birliği fonunu almış. Türkiye'de dördüncü sırada ve rakipleri Türkiye'nin en büyük firmaları. Bu küçücük firmanın Türkiye'deki sektör devleriyle yarışabilmesinin sırrı ne peki? Çünkü çok stratejik bir yönetimi var. Ve bu stratejik yönetim dünyayla rekabet etmek amacını ortaya koyduğunda bu sonucu alıyor. Eğer bir şirketin stratejik bir yönetimi varsa, firmanın misyonu, vizyonu, stratejisi, hedefleri, nedenleri tanımlıysa ve rekabet ediyorsa o firmalar doğal olarak çok iyi yerdeler. Türkiye'deki ISO 500 şirketleri içerisinde de gerçekten iyi yönetilen şirketler şu an iyi durumda. Ama bir de "-mış" gibi yapan firmalar var. Şimdi onlar sürdürülebilirlik konusunda bir miktar "-mış" gibi yapabilirler ama işin sonunda bazı regulasyonlar var. Bu regulasyonlar şirketlerin işlerini doğru yapıp yapmadığını göstereceği için bugünden geleceğe çok iyi hazırlanmakta fayda var."
