Set Teknik Emniyet ve Çevre Teknolojileri A.Ş.; Gaz Algılama Sistemleri, Proses Gaz Analiz Sistemleri, Sürekli Emisyon Ölçüm Sistemleri, Endüstriyel İş Güvenliği Ekipmanları ve Yanma Teknolojileri konularında, 2004 yılından bu yana tamamı Türkiye ve Avrupa normlarına uyumlu ürünleri ile mühendislik çözümleri sunuyor. Set Teknik uzmanları jeotermal enerji üretiminde dikkat çeken önemli detayları bizlerle paylaştı.
Ülkemizde 2020 yılında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yayınlanan, Sürekli Emisyon Ölçüm Sistemleri Tebliği değişikliği ile jeotermal enerji üretim tesislerinde hidrojen sülfür emisyon kontrol altında tutulması düzenlemesi getirilmiştir. Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği (SKHKKY) EK-3'te yer aldığı üzere H2S (Hidrojen Sülfür) emisyonları 1 kg/saat'in altında kalan işletmeler sürekli izlemeden muaf tutulmuştur.
1 kg/saat H2S kütlesel debisi üzerinde kirleticisi olan işletmeler, baca gazı arıtma sistemleri kurarak, H2S konsantrasyonunu düşürebilir veya H2S parametresini sürekli izleyen sistemler kurabilirler. Tercih işletmelere bırakılmıştır.
EMİSYON SEÇİMİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
H2S parametresini sürekli olarak izlemek isteyen tesislerde kullanılacak ekipmanlarda dikkat edilmesi gereken birçok faktör mevcuttur. Yer altı suyunun enjeksiyon yöntemi ve bölgesel yapıya bağlı olarak değişen H2S konsantrasyonları, 300 mg/Nm3 ile 6000 mg/Nm3 arasında değişim göstermektedir. Bu yüksek konsantrasyonun yanı sıra, prosesteki değişkenlere bağlı olarak %1 ile %70 arasında değişen su buharı içerikleri söz konusu olmaktadır.
Emisyon sistemi seçimi yapılırken, bu yüksek hidrojen sülfür ve su buharı miktarları göz önünde bulundurulmalı ve materyal seçiminde korozif etkiler doğru değerlendirilmelidir. Korozif etkilerin dışında, proseste kullanılan izo-pentan ve izo-bütan gibi patlayıcı gazların varlığı, kullanılacak olan sistemlerin ATEX gereksinimini ortaya çıkarmaktadır.
H2S ÖLÇÜMÜNDE KULLANILAN YÖNTEMLER NELERDİR?
Hassas H2S ölçümünde yaygın olarak kullanılan yöntemler; ultraviyole (UV) ve lazer (IR) ışık teknolojileridir. Ölçüm teknolojilerinin yanı sıra, örnekleme şekline göre in-situ (yerinde), soğuk ekstraktif ve sıcak ekstraktif yöntemler mevcuttur. UV yöntemler hem sıcak hem de soğuk ekstraktif formda mümkündür. Ancak bu yöntemde H2O ölçümü yapılamaz. Lazer (IR) ışığı kullanan analizörlerde ise yüksek CO2 (karbondioksit) kaynaklı girişim (H2S ölçümüne diğer gazların etkisi) kontrol altında tutulmalıdır.
Örnekleme şekline göre bakıldığında ise in-situ (yerinde ölçüm) ve sıcak ekstraktif metotlarda H2S ile birlikte H2O parametresi de sürekli olarak izlenmelidir. Bunun temel nedeni, SKHKKY emisyon limit değerlerinin kuru ve normalize edilmiş değerler olmasıdır. Bu nedenle ilgili örnekleme yöntemlerinin kullanılması durumunda, ölçüm değerlerinin su buharı düzeltmesine ihtiyaç duymaktadır.
DURAG AP2E LASERCEM ANALİZÖRÜNÜN ÖZELLİKLERİ:
Türkiye'de birçok işletmede kurulmuş olan AP2E LaserCEM (IR) gaz analizörü, sıcak ekstraktif ve düşük basınçlı örnekleme şekliyle H2S ve H2O parametrelerini sürekli olarak izleyebilmektedir. %1 ile %70 arasında değişen su buharının analizöre etkisini en aza indirmek amacıyla ve %95 seviyelerinde olan CO2 gazının H2S ölçümüne etkisini ihmal etmek amacıyla özel bir düşük basınç sıcak ekstraktif yöntemi kullanmaktadır. Düşük basınçta örneklenen gazın hacmen genişlemesinden dolayı analizör, standart analizörler gibi yüksek debilerde çekilecek numune gaza ihtiyaç duymaz. 6-9L/saat numune debisiyle etkin ve hassas ölçüm yapabilen bu analizör, korozif etkileri de bu sayede indirgemektedir. Aynı zamanda ATEX Zone1/2 ortamlarına uygun sertifikalı sistemler, yine ürün opsiyonlarında mevcuttur.
AP2E LASERCEM analizörünün bir diğer avantajı ise sera gazları olan metan (CH4) ve karbondioksit (CO2) gazlarını da aynı analizörde sürekli olarak izleyebilir olmasıdır. Bu sayede aynı analizör içerisinde H2S emisyonları izlenebildiği gibi, karbon ayak izinin hesaplanması adına sera gazları da sürekli olarak ölçülebilmektedir.