Doğu İklimlendirme Genel Müdürü Seçkin Tuncer Erdoğmuş, ST İnşaat Yapı & Malzeme dergisine açıklamalarda bulundu.

HVAC sektöründe enerji verimliliğini artırmaya yönelik çözümler giderek daha yenilikçi hale geliyor. Isı geri kazanım sistemlerinden IoT tabanlı akıllı kontrol sistemlerine, doğal soğutma yöntemlerinden çevre dostu soğutucu akışkanlara kadar birçok yeni teknoloji, sektörün dönüşümüne yön veriyor. Doğu İklimlendirme olarak 2024 yılında sektöre sunduğumuz yenilikçi ürünler ve sürdürülebilir çözümlerle, enerji verimliliğini artırarak çevresel etkiyi minimize etmeyi hedefliyoruz.

Seçkin Tuncer Erdoğmuş

FOTO: Doğu İklimlendirme Genel Müdürü Seçkin Tuncer Erdoğmuş

Günümüzde ısıtma, soğutma havalandırma (HVAC) sistemlerinde enerji verimliliğini artırmak için hangi yeni teknolojiler ve yenilikçi çözümler öne çıkıyor?

Genel olarak sektörde enerji verimliliğini artırmak için en yeni teknolojiler arasında ısı geri kazanım sistemleri, IoT tabanlı akıllı kontrol sistemleri, değişken hava debili (VAV) sistemler, inverter teknolojisine sahip enerji tasarruflu motorlar ve doğal soğutma (free cooling) çözümleri ön planda olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca, düşük küresel ısınma potansiyeline sahip (GWP) soğutucu akışkanlar, HVAC sistemlerinde çevre dostu bir yaklaşımı destekleyen yenilikçi çözümler arasında yerini alıyor.

2024 yılında Doğu İklimlendirme olarak, sektördeki yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler geliştirme vizyonumuz doğrultusunda sektöre yeni ürünler kazandırdık. Bunlardan ilki CFHR-U Universal Tip Isı Geri Kazanım Cihazımız, 2018 ERP regülasyonlarına uyumlu olarak geliştirilmiş olup, 3 farklı montaj yönü opsiyonu ile kullanım kolaylığı sağlıyor.

Bununla birlikte EPP (Expanded Polypropylene) malzemeden üretilmiş kasaya sahip konut tipi ısı geri kazanım cihazlarımız, tamamen geri dönüştürülebilir yapısıyla çevre dostu bir çözüm sunuyor. 2024’ün ilk yarısında İtalya’da düzenlenen MCE Fuarı’nda tanıttığımız Classmate – Okul Tipi Isı Geri Kazanım Ünitesi, mahal emiş menfezi ve özel difüzörü sayesinde kanal bağlantısına ihtiyaç duymadan etkili bir havalandırma performansı sunuyor.  Bu yılın özel projelerinden biri olan 1501 TÜBİTAK projesi kapsamında üretimini gerçekleştirdiğimiz HOME-HW Kullanım Suyu Isıtmalı, Isı Pompalı Konut Tipi Isı Geri Kazanım Cihazımız, ürün gamımıza yenilikçi bir çözüm olarak eklendi. HOME-HW, entegre ısı pompası teknolojisi sayesinde 100 m²’ye kadar olan yaşam alanlarında konforlu ve temiz hava sağlarken, 200 litrelik su tankıyla 4-5 kişilik bir ailenin sıcak su ihtiyacını karşılıyor. Özel tasarlanmış soğutma devresi ile yüksek verimli ısı transferi sunan cihazımız, çevre dostu R290 (Propan) soğutucu akışkan kullanımıyla karbon ayak izini en aza indirerek sürdürülebilir bir çözüm sunuyor.

Firma olarak bizlerde üretmiş olduğumuz yenilikçi ürünlerimizle hem müşteri beklentilerini karşılamayı hem de sektöre sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği alanında yeni bir bakış açısı kazandırmayı amaçlıyoruz.

AKILLI BİNA SİSTEMLERİ VE IoT ENTEGRASYONU

Akıllı bina sistemleri ve IoT entegrasyonu, ısıtma-soğutma-havalandırma çözümlerinde nasıl bir dönüşüm sağlıyor?

Akıllı bina sistemleri ve IoT entegrasyonu, HVAC çözümlerinde büyük bir dönüşüm sağlayarak enerji verimliliğini artırırken kullanıcı konforunu en üst seviyeye çıkaran teknolojik çözümler arasında yerini alıyor. IoT destekli sensörler ve akıllı kontrol sistemleri, HVAC sistemlerinin uzaktan izlenebilir, analiz edilebilir ve optimize edilebilir hale gelmesine de olanak tanıyor. Bu sistemler, iç mekân hava kalitesini, sıcaklığı ve nem seviyelerini anlık olarak takip ederek, gereksiz enerji tüketimini önlüyor ve iklimlendirme sistemlerini ihtiyaca göre otomatik olarak ayarlıyor. Kısacası, bir akıllı bina yönetim sistemi, binada anlık olarak kaç kişinin bulunduğunu belirleyerek, havalandırma sistemlerinin hava değişim hızını ayarlayabilir veya gereksiz çalışmayı önleyerek enerji tasarrufu sağlayabilir. IoT tabanlı bu sistemler, hava kalitesi sensörleri sayesinde CO₂ seviyelerini takip edip gerektiğinde daha fazla taze hava girişine izin vererek sağlıklı bir iç ortam yaratabilir. IoT teknolojisinin en başarılı uygulamalarından birini de firmamız tarafından Moskova Badayevsky projesinde hayata geçirildi. Projede, özel olarak tasarlanarak ürettiğimiz 800 adet CFHR-A, Doğu Smart IoT sistemleriyle desteklenerek, akıllı bina konseptiyle entegre bir şekilde çalışmaktadır. Bu sayede, sistemlerin uzaktan izlenmesi, enerji verimliliğinin artırılması ve havalandırma süreçlerinin optimize edilmesi sağlanmıştır. Gelişmiş IoT entegrasyonu sayesinde, kullanıcılar HVAC sistemlerini mobil uygulamalar veya merkezi kontrol panelleri üzerinden uzaktan yönetebilir, çalışma saatlerini programlayabilir ve enerji tüketimlerini analiz edebilir. Bu da bireysel konforu artırırken, enerji verimliliğini optimize ederek karbon ayak izini azaltmaya yardımcı olur.

Özetle, akıllı bina sistemleri ve IoT entegrasyonu sayesinde HVAC sistemleri daha akıllı, verimli ve sürdürülebilir hale geliyor. Bu dönüşüm hem işletmeler hem de bireysel kullanıcılar için enerji tasarrufu, konfor ve düşük işletme maliyetleri gibi büyük avantajlar sunuyor.

Küresel ısınma ve karbon nötr hedefleri doğrultusunda HVAC sektöründe ne gibi sürdürülebilir uygulamalar hayata geçiriliyor?

Küresel ısınma ve karbon nötr hedefleri doğrultusunda HVAC sektörünün, enerji verimliliğini artıran ve çevresel etkileri minimize eden sürdürülebilir uygulamalara yöneldiğini söyleyebiliriz. Fabrikamızın çatısında kurulu 0,6MW kapasiteli Güneş Enerjisi panellerimiz ile toplam enerji ihtiyacımızın yüzde 80’lik kısmını karşılıyoruz. 2026 yılında bu kapasiteyi 2 katına çıkartıp karbon nötr bir üretim tesisine dönüşmeyi hedefliyoruz.

Ayrıca, düşük küresel ısınma potansiyeline (GWP) sahip yeni nesil soğutucu akışkanlar, ozon tabakasına zarar vermeyen ve karbon ayak izini minimize eden çevreci çözümler olarak ön plana çıkıyor. Geleneksel R-410A gibi yüksek GWP’ye sahip gazların yerine, R-32 ve doğal soğutucu akışkanlar (örneğin R-290 – Propan) gibi daha çevre dostu seçenekler sektörde hızla yaygınlaşıyor.

Özellikle yüksek verimli ısı pompaları, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla entegre çalışan sistemler ve enerji depolama çözümleri, HVAC sektöründe sürdürülebilirliğe katkı sağlayan en önemli teknolojilerden biri olarak ön plana çıkıyor. Yeni nesil ısı pompaları, geleneksel sistemlere kıyasla daha az enerji tüketirken, binalarda karbon emisyonlarını azaltarak çevre dostu bir alternatif sunuyor.Bu sürdürülebilir dönüşümü destekleyen önemli bir faktör de yeşil bina sertifikaları ve regülasyonlardır. LEED (Leadership in Energy and Environmental Design) ve BREEAM (Building Research Establishment Environmental Assessment Method) gibi uluslararası yeşil bina sertifikaları, binalarda enerji verimli ve çevreci HVAC çözümlerinin benimsenmesini teşvik edici bir öneme sahip diyebiliriz.  Avrupa Birliği’nin Ecodesign ve ERP 2018 regülasyonları, HVAC sistemlerinin daha sürdürülebilir olmasını sağlarken, Türkiye’de de Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği gibi düzenlemeler enerji verimliliği yüksek sistemlerin kullanımını zorunlu hale getiriyor.

Kapalı alanlarda hava kalitesini artırmak için hangi yeni nesil filtreleme ve havalandırma sistemleri kullanılıyor?

Kapalı alanlarda hava kalitesini artırmak, insan sağlığı ve konforu açısından büyük önem taşımaktadır. Özellikle son yıllarda, kapalı mekanlarda hava kirliliği, zararlı partiküller ve patojenlerin yayılmasını önlemek amacıyla gelişmiş filtreleme ve havalandırma teknolojileri ön plana çıkmıştır. Yeni nesil filtreleme sistemleri, havadaki partikülleri, mikroorganizmaları ve gaz kirleticileri etkili bir şekilde temizleyerek daha sağlıklı iç mekân ortamları sunmaktadır.

Günümüzde yaygın olarak tercih edilen yüksek verimli filtreleme sistemleri arasında elektrostatik filtreler, HEPA filtreler, UV-C ışık sistemleri ve aktif karbon filtreler bulunmaktadır.  HEPA filtreler, partiküllerin yüzde 99,97’sine kadarını yakalayabilme özelliği sayesinde, özellikle hastaneler, laboratuvarlar ve temiz oda uygulamalarında son derece büyük bir öneme sahiptir. Elektrostatik filtreler, havadaki küçük partikülleri statik elektrik yükü ile yakalayarak hava kalitesini artırırken, aktif karbon filtreler, zararlı gazları ve uçucu organik bileşikleri (VOC’leri) absorbe ederek kötü koku oluşumunu önler. Bunun yanı sıra, UV-C ışık sistemleri, bakteri, virüs ve küf gibi mikroorganizmaların DNA yapılarını bozarak hava yoluyla taşınan hastalıkların yayılmasını engeller. Bu sistemler özellikle ameliyathaneler, havalimanları ve yoğun insan trafiğinin olduğu kapalı alanlarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, akıllı sensörlerle desteklenen havalandırma sistemleri de iç mekandaki CO₂ seviyelerini, partikül yoğunluğunu ve sıcaklık/nem oranlarını anlık olarak ölçerek otomatik ayarlamalar yapabilmektedir. Bu sensörler, hava kalitesinin düştüğü anlarda havalandırma sistemlerini devreye sokarak enerji tasarrufu sağlar ve iç mekân hava kalitesini aynı zamanda optimize eder. Özellikle pandemi süreci ve artan hava kirliliği farkındalığı ile, bu yeni nesil hava temizleme sistemleri hem ticari hem de konut projelerinde giderek daha fazla tercih edilmektedir. HVAC sistemlerine entegre edilen akıllı filtreleme ve havalandırma çözümleri, hem kullanıcı sağlığını koruyarak solunum yolu hastalıklarını önler hem de konforlu ve sürdürülebilir bir iç hava kalitesi oluşturur.

Son yıllarda gelişen bir diğer teknoloji ise plazma iyonizasyon sistemleridir. Plazma iyonizasyon cihazları, havaya pozitif ve negatif iyonlar yayarak zararlı patojenleri ve partikülleri etkisiz hale getirir. Bu teknoloji hem bağımsız cihazlar olarak hem de havalandırma sistemlerine entegre ederek kullanılabilir. Gelişen teknolojiye bağlı olarak gelecekte bu sistem HVAC teknolojileri ile entegre hale getirilirse hastaneler, okullar, ofisler ve konutlarda hava kalitesini iyileştirmek için ideal bir çözüm sunacağını ön görebiliriz.

Türkiye’de ve dünyada HVAC sektörüne yönelik güncellenen yönetmelikler ve standartlar sektörü nasıl şekillendiriyor?

Türkiye’de Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği ve Yeşil Sertifikalandırma Programları, HVAC sistemlerinde enerji verimliliğini zorunlu hale getiren düzenlemeler arasında yer alıyor. Bu yönetmelikler, binaların çevre dostu ve düşük karbon ayak izine sahip olmasını sağlarken, sürdürülebilir ve çevre dostu HVAC çözümlerinin kullanımını teşvik ediyor. Dünya’da ise özellikle Avrupa pazarına baktığımızda, Ecodesign ve ERP 2018 regülasyonları, HVAC sistemlerinin daha düşük enerji tüketimiyle maksimum verim sağlamasını hedef aldığı söylenebilir. Küresel ölçekte, ASHRAE 90.1 enerji tasarrufu standartlarını belirlerken, EN 15650 gibi yönetmelikler, HVAC sistemlerinde yangın ve duman güvenliği gibi kritik faktörleri düzenliyor. Bu kriterler, firmaların ürünlerini belirtilen standartlara uygun şekilde üretmesini teşvik ederek sektöre olumlu bir yönlendirme sağlıyor ve aynı zamanda HVAC sektöründe enerji verimli, sürdürülebilir ve güvenli sistemlerin yaygınlaşmasını sağlayarak sektörü yönlendiren en önemli unsurlar arasında yerini alıyor.

Binalarda ısı geri kazanım sistemlerinin kullanımı ne kadar yaygın? Bu sistemler enerji tasarrufu açısından ne gibi avantajlar sağlıyor?

Isı geri kazanım sistemleri, Avrupa ve Türkiye'de enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda önemi her geçen gün artıyor. Avrupa'da, Ecodesign (1254/2014) ve ERP (2009/125/EC) yönetmelikleri, binalarda enerji tasarrufunu teşvik ederken, ısı geri kazanım sistemlerinin yeni projelerde kullanımını zorunlu hale getiriyor. 2016 yılından beri CE belgesinin zorunlu direktifleri arasına girmiştir. Özellikle ticari binalar, oteller, hastaneler ve eğitim kurumlarında bu sistemler, enerji maliyetlerini düşürerek ve karbon salınımını azaltarak çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlıyor.

Türkiye ise, Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği, yeni nesil yapılarda ısı geri kazanım sistemlerinin kullanımını teşvik etmekte ve yeşil bina sertifikaları (LEED, BREEAM gibi) ile entegre edilmesini destekliyor. Bu sistemler, egzoz edilen havadaki ısıyı geri kazanarak enerji ihtiyacını azaltırken, daha verimli iç hava kalitesi sunması nedeniyle hastane ve eğitim kurumları gibi kritik alanlarda önemli ölçüde bir avantaj sağlamaktadır. Kısacası hem Avrupa hem de Türkiye’de, ısı geri kazanım sistemleri enerji verimliliği, düşük karbon salınımı ve sürdürülebilir yapı konseptlerine uyum sağlama açısından oldukça önemli çözümler sunmaktadır.  Ecodesign direktiflerinin Türkiye’de de zorunlu hale getirilmesi enerji verimliliği açısından çok kıymetli bir karar olacaktır.

Geleneksel HVAC sistemleriyle hibrit çözümler nasıl bir avantaj sağlıyor? Elektrik ve doğal gaz gibi farklı enerji kaynaklarını birleştiren sistemlerin sektördeki yeri nedir?

Hibrit HVAC sistemlerini kısaca farklı enerji kaynaklarını birleştirerek verimliliği artıran, enerji maliyetlerini optimize eden ve sürdürülebilir çözümler sunan sistemler olarak ifade edebiliriz. Geleneksel HVAC sistemlerine kıyasla esneklik ve enerji tasarrufu anlamında avantajı sağlayan hibrit sistemler, elektrik, doğal gaz ve yenilenebilir enerji kaynaklarını entegre ederek değişen iklim koşullarına da kolaylıkla uyum sağlayabilirler. Örneğin ısı pompaları ile kombine çalışan doğal gazlı kazan sistemleri, hava sıcaklığına bağlı olarak en verimli enerji kaynağını seçerek yıl boyunca kullanıcıya maksimum performans sunabilir. Kışın doğal gazlı kazanlar devreye girerken, ılıman havalarda ısı pompaları kullanılarak enerji tüketimi optimize edilir, böylece işletme maliyetleri düşerken mevsimsel verimlilik artar. Güneş enerjisi destekli HVAC sistemleri ise yenilenebilir enerjiye yatırım yapan işletmeler için ideal bir çözümdür. Fotovoltaik panellerle üretilen elektrik, HVAC sistemlerini çalıştırarak şebekeye bağımlılığı azaltır ve enerji maliyetlerinde tasarruf sağlar.

Hibrit HVAC sistemlerinin bir diğer avantajı da akıllı bina otomasyon sistemleriyle entegre edilerek dinamik yönetim imkânı sunmasıdır. IoT destekli kontrol sistemleri, hava koşullarına, iç mekân sıcaklığına ve kullanıcı ihtiyaçlarına göre otomatik olarak en uygun enerji kaynağını devreye sokarak gereksiz enerji tüketiminin önüne geçmektedir.

Doğal Gaz Facialarını Önlemek için Alınması Gereken Tedbirler Doğal Gaz Facialarını Önlemek için Alınması Gereken Tedbirler

Sonuç olarak, hibrit HVAC sistemleri, elektrik ve doğal gaz gibi geleneksel enerji kaynaklarını yenilenebilir enerji çözümleriyle birleştirerek daha düşük karbon salınımı, yüksek enerji tasarrufu ve sürdürülebilir bir HVAC çözümü sunmaktadır. Özellikle büyük ticari binalar, sanayi tesisleri ve konut projelerinde giderek daha fazla tercih edilen bu sistemler, enerji maliyetlerini minimize ederek çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada önemli bir rol oynayacağını söyleyebiliriz.