Otomasyonun hızla yayılması, küresel ekonomik dengeleri üretim süreçlerini optimize ederek ve maliyetleri azaltarak değiştiriyor. Bu da düşük işgücü maliyeti avantajına sahip ülkelerin rekabet gücünü zayıflatıyor. Ayrıca otomasyon, düşük vasıflı iş gücüne olan talebi azaltırken, yüksek teknolojiye dayalı meslekleri artırarak istihdamın niteliğini dönüştürüyor. Üretimin yeniden gelişmiş ülkelere kayması (reshoring), ticaret akışlarını değiştirirken, yapay zeka ve otomasyon teknolojilerinde lider olan ülkeler ekonomik üstünlüklerini pekiştiriyor. Bu süreç, gelir eşitsizliğini artırma riski taşırken, aynı zamanda yeşil ekonomiye geçişi hızlandırarak sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılmasına katkıda bulunuyor.

AdvanTech Türkiye İş Geliştirme Müdürü Metin Demircikoğlu, ST Endüstri Radyo'da katıldığı Otomasyonun Seyir Defteri programında, otomasyonun yayılışının küresel ekonomik dengeler üzerindeki etkisine dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.

"ÜRETİM GÜCÜNÜ ÇİN'DEN ALMAK İSTİYORLAR"

Otomasyonun hızla yayılışına iki çerçeveden bakılması gerektiğini söyleyen Demircikoğlu, gelişen ülkeler için durumu şu perspektiften değerlendirdi: "Bu duruma gelişen ülkeler ve gelişmekte olan ülkeler olarak iki ayrı çerçeveden bakmak lazım. Gelişen ülkelerin otomasyonu yaymakta ve bunu üretime dahil etmekteki amacı üretimi biraz daha kendi topraklarına çekme çabası. Çünkü diğer tarafta bir Çin tehdidi var. Almanya konuşuyoruz, Amerika konuşuyoruz. Burada global markaların çok olduğu ve ekonomilerinin ciddi güçte olduğu ülkeler bunlar. Bunlar Çin'in sadece üretim üzerinden kazandığı gücü biraz kendilerine çekmeye çalışıyorlar. Gelişen ülkelerin otomasyonu güçlendirme amaçları bu." dedi.

"AMAÇ REKABET EDEBİLİR OLMAK"

2025 Yılında Yeni Teknolojilerin Kullanımını Artıracak 2025 Yılında Yeni Teknolojilerin Kullanımını Artıracak

Durumu gelişmekte olan ülkeler için de ayrı bir perspektiften ele alan Demircikoğlu, "Bizim de dahil olduğumuz bu havuzda gelişmekte olan ülkelerin amaçları var olan rekabette daha yukarıda yer almak. Dolayısıyla bizim bakış açımız Çin'den o üretim gücünü alıp kendi topraklarımıza çekmek doğrudan değil. Biz rekabette belli bir noktaya erişelim, hatta buradan beslenmeyle beraber kendi üretim teknolojilerimizi geliştirelim ve kendi markalarımızı yükseltelim gibi bir yaklaşım var. Dolayısıyla iki taraftan farklı değerlendirilebilecek bir konu." dedi.

Otomasyonun rekabet edebilirliğe katkısına da değinen Demicikoğlu, "Kendi açımızdan yani gelişmekte olan ülkeler açısından değerlendirdiğimizde otomasyon ile ciddi bir rekabet ortamı doğuruyor ve biz de umarım bu rekabette yukarıda bir noktada yer almaya devam ederiz." diyerek sözlerini tamamladı.

Editör: Ayşete Yavaş