Enerjisini Üreten Fabrikalar

GELECEK 10 YILI ŞEKİLLENDİRECEK RİSKLER AÇIKLANDI

Gelecek 10 yılı şekillendirecek risklerin başında, olağanüstü hava olayları, dünya sisteminde kritik değişimler, biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistem çöküşü, doğal kaynak kıtlığı ve hava kirliliği yer alıyor

2024 Küresel Riskler Raporu’nda yapay zekâ ile ilişkili olarak dezenformasyon, aşırı hava olayları ve sosyal kutuplaşma, gelecek iki yılda en önemli riskler olarak karşımıza çıkıyor.  Uzmanların üçte ikisinin gelecek 10 yıl içerisinde dünya genelinde kutuplaşmanın artacağına yönelik görüş bildirdiğinin altını çizen Zurich Sigorta Grubu Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız, “Her ne kadar çok kutuplu bir dünya var gibi gözükse de kısa ve orta vade de global sorunlara global çözümler bulmalıyız. İş birliği anlamında yeni anlayışlara ve çözümlere ihtiyaç var” dedi.

DOĞAL KAYNAKLAR ÇATIŞMA SEBEBİ OLUYOR

Önemli Doğal Kaynakların Belli Ülkelerde Yoğunlaşması Çatışma Riskini Artırıyor”

Devletlerarası yaşanan silahlı çatışmalar gelecek iki yılın en önemli beş riski arasında yer alıyor. Rusya- Ukrayna savaşının Avrupa güvenliği, İsrail- Filistin çatışmasının Ortadoğu dengeleri için çok önemli olduğunu dile getiren Yıldız; “Çin tarafında ise özellikle Tayvan seçimleri sonrası izlenecek politika dünya açısından çok kritik bir noktada.  Tayvan dünyada yüksek teknolojili çip üretiminin yaklaşık %60’ını yapıyor. Aynı kapasiteyi dünyanın başka yerinde yaratmak için eğer ki insan kaynağını bulabilirseniz yaklaşık 20 yıl ve 300 milyar dolarlık bir yatırım gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu. İçinde bulunduğumuz yüzyılda yeni bir dünya düzeni oluşuyor ve bu düzen içinde doğal kaynakların belli ülkelerde yoğunlaşmasının da çatışma riskini artırdığını ifade eden Yıldız konu hakkında şu bilgileri paylaştı; “Dünya platin kaynaklarının %90’ı Güney Afrika’da, kobaltın %46’sı Kongo’da, lityumun %42’si Şili’de. Tayvan çip üretiminde başı çekerken, çip üreten makinalar ise %60 ile Hollanda’da üretiliyor. Açıklanan rapora göre; önümüzdeki yıllarda kalıcı ekonomik belirsizlik ve ekonomide fırsat eşitsizliği daha da belirginleşecek. Devamlılık arz eden hayat pahalılığı krizi etkisini sürdürecek. Ki dünyanın karşı karşıya kaldığı en ciddi problemlerden biri de olağan eşitsizliğin gün geçtikçe daha keskinleşmesi. Yıldız ekonomik eşitsizlik konusunda şunları dile getirdi; “Ülkeler arası ve ülkeler içi eşitsizlik, hayat pahalılığı, toplumsal kutuplaşma, istemsiz göç, bölgesel çatışmalar ve benzeri riskler yaratan, pek çok sorunun kaynağı olan çok ciddi ekonomik ve sosyal bir sorundur. Kolay bir çözüm de gözükmüyor.”

Gelecek on yılda dünyanın başına gelebilecek en önemli 10 riskin 5’i çevreyle alakalı bu gerçeklikte doğanın büyük tehlike altında olduğunu gösteriyor. Yakın ve uzun vadeli risk ortamında çevresel riskler öne çıkmayı sürdürüyor. Gelecek yıla damga vuracağı düşünülen risklerin beşi; ‘olağanüstü hava olayları, dünya sisteminde kritik değişimler, biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistem çöküşü, doğal kaynak kıtlığı ve hava kirliliği’ olarak çevreyle ilişkili konulardan oluşuyor.  İnsanlığın doğaya verdiği zararın artık geri dönülemez bir noktada olduğunu dile getiren Yıldız; “İklim değişikliğini gıda ve su enflasyonu, soluduğumuz kirli hava ve doğal afet olayları ile yaşamaktayız. Biyoçeşitlilik kaybı, çok konuşulmayan fakat bir o kadar da önemli bir konu. İnsanlık dünyadaki canlı türlerinin sadece %0,01’ini temsil ederken hayvan türlerinin %83’ünü, bitki türlerinin %50’sini, böcek türlerinin %40’ını şimdiden yok etmiş durumda. Biyoçeşitlilik olmadan; böcekler olmadan tarımın olması, gıda sanayisinin olması mümkün değil. Diğer taraftan 2050 yılına kadar dünya gıda tüketimi yaklaşık iki kat artacak. Her yıl yaklaşık Kanada büyüklüğünde bir alana ihtiyaç var ki yeni gıda talebini karşılayalım. Bu anlamda, iyimser olmak zor” dedi.

 “Çevre Sorunlarıyla Mücadelede de Eşitsizlik Söz Konusu”

Çevre sorunlarına karşı alınabilecek tedbirlerin ülkeler arasında eşit dağılmadığını ve bununda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında çatışma yarattığını ifade eden Yıldız; “Gelişmekte olan ülkelerin, gelişmiş ülkeler seviyesine erişme yolculuğunda, bu tedbirlere ayıracak zamanları ve kaynakları yok. Dünyada sadece yeşil enerji için yapılması gereken yatırım yılda 9 trilyon dolar. Dünyanın gayrisafi hasılası kabaca 100 trilyon dolar. Bunun 500 milyar dolar kadarını gelişmekte olan ülkelerin yapması lazım. Böyle bir kaynak yok” şeklinde konuştu.