Dünya genelinde hükümetler, şirketler ve sivil toplum kuruluşları, iklim değişikliğiyle mücadele ve doğal kaynakların korunması amacıyla yeşil dönüşüm projelerine yatırımlarını artırıyor. Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakatı, bu alandaki en kapsamlı girişimlerden biri olarak öne çıkıyor. Mutabakat, 2050 yılına kadar Avrupa’nın ilk karbon nötr kıta olmasını hedefliyor. Bu doğrultuda, enerji verimliliği, sürdürülebilir ulaşım ve döngüsel ekonomi gibi alanlarda büyük çaplı yatırımlar ve reformlar planlanıyor.

Türkiye de yeşil dönüşüm sürecine uyum sağlama çabalarını sürdürüyor. Yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılması, atık yönetimi ve geri dönüşüm sistemlerinin iyileştirilmesi gibi alanlarda önemli adımlar atılıyor. 2023 yılında açıklanan Yeşil Mutabakat Eylem Planı, Türkiye’nin karbon nötr hedeflerine ulaşması ve çevresel sürdürülebilirliği sağlama yolunda önemli bir yol haritası sunuyor. Planda, enerji sektöründe yenilenebilir kaynakların payının artırılması, sanayide düşük karbonlu üretim teknolojilerinin teşvik edilmesi ve yeşil finansman mekanizmalarının geliştirilmesi gibi stratejik öncelikler bulunuyor.

EKONOMİK VE SOSYAL ALANLARDA DA OLUMLU ETKİLER YATARIYOR

“2026 İlk Çeyrekte İlk Büyük Ölçekli Depolamalar Devreye Alınmaya Başlanır" “2026 İlk Çeyrekte İlk Büyük Ölçekli Depolamalar Devreye Alınmaya Başlanır"

Yeşil dönüşüm, sadece çevresel faydalar sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda ekonomik ve sosyal alanlarda da olumlu etkiler yaratıyor. Yenilenebilir enerji sektöründe yaratılan istihdam olanakları, enerji bağımsızlığının artırılması ve çevresel risklerin azaltılması, bu dönüşümün sunduğu başlıca avantajlar arasında yer alıyor. Ancak, bu dönüşümün başarılı olabilmesi için toplumun tüm kesimlerinin katılımı ve iş birliği büyük önem taşıyor. Eğitim, farkındalık ve teknolojik yenilikler, yeşil dönüşümün temel yapı taşlarını oluşturuyor.

Sonuç olarak, yeşil dönüşüm, geleceğe daha temiz ve sürdürülebilir bir adım atmak için kritik bir rol oynuyor. Küresel ölçekte atılan adımlar ve ulusal stratejiler, iklim değişikliğiyle mücadelede ve doğal kaynakların korunmasında umut verici bir tablo çiziyor. Bu sürecin hızlandırılması ve yaygınlaştırılması, gelecek nesiller için yaşanabilir bir dünya bırakmanın anahtarı olacaktır.

Editör: Merve Kaya