Haber: Bikem Ögünç Demir

Set Teknik 2004 yılından bu yana tamamıyla endüstri alanda mühendislik hizmeti sağlayan bir şirket. Temsil ettiği Avrupa menşeli markalarla endüstriye özel çözüm ve hizmet sağlayan şirket, sunduğu gaz ve alev algılama sistemleriyle endüstriyel tesiste iş sağlığı ve güvenliğini arttırıyor. İlave olarak çevre teknolojileri ve yanma teknolojileri başlıkları altında da hizmet veriyor. Uzmanlığı dahilinde teknik açıdan olabildiğince danışmanlık hizmeti de veren Set Teknik Satış ve Teknik Hizmetler Direktörü Öznur Sun ile endüstriyel tesislerde gaz ve alev algılama hakkında bilgiler paylaştı.

Türkiye temsilciliğini yaptıkları Honeywell markasıyla ürün temini ve satış sonrasında kalibrasyon ve bakım hizmet verdiklerini, aynı birim içerisinde yine sistemi tamamlayıcı olarak uyarı ekipmanlarının mevcut olduğunu söyleyen Öznur Sun, “İngiltere menşeli E2S markamız var. “Solunum setleri” dediğimiz İtalyan DPI Sekur markasının Türkiye temsilciliğini de yürütüyoruz. Çevre teknolojileri biriminde ana marka olarak Siemens ile çalışıyoruz. Firmamızın kurulduğu ilk günden itibaren temsilciliğini yürüttüğü bir markadır Siemens; bu marka altında gaz analizörleriyle ile hizmet sunuyoruz. Bununla birlikte, çevre teknolojileri kendi içerisinde uzun uzadıya anlatılabilecek bir birimdir. Özellikle şimdilerde iklim değişikliğiyle bağlantılı olarak sürekli emisyon ölçüm sistemleri entegrasyonu yapıyoruz. Bu entegrasyon kapsamında hem Siemens hem de DURAG ile çözüm sunuyoruz. Bu markaların ürün ve sistemlerinin entegrasyonuyla büyük endüstriyel kurumların baca emisyon ölçümleri yapılıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na veri aktarımı yapan yazılımla birlikte sistemler denetlenebiliyor. Aynı zamanda gaz analiz sistemleri çözümleri de sunuyoruz. Yanma teknolojileri alanında DURAG markası ile çeşitli çözümler sunuyoruz. Su üzerindeki yağ ölçümlerini yapan LDI ROW, küresel kelebek vanalarla ilgili olarak da Kühme yine temsilciliğini yaptığımız markalarımızdır. Ekip arkadaşlarımızın büyük bir çoğunluğunun yer aldığı bir teknik hizmet ekibimiz de var. Ekibimiz İstanbul merkezli olarak ve Karabük, Adana ve İzmir'den başlamak üzere Türkiye’nin dört bir yanına hizmet ulaştırabiliyor. Geçtiğimiz yıl itibariyle akredite bir laboratuvar olma yetkinliğini de kazandık” dedi.

KAZALARI ÖNLEMEK İÇİN DENETİMLER ARTTIRILMALI

Öznur Sun, Ağırlıklı olarak büyük endüstriyel tesislerle, öncelikle ağır sanayi tesisleriyle çalıştıklarını ifade ederek gaz riskinin olabileceği her alanda gaz ve alev algılama sistemlerinin uygulanması gerektiğini altını çizdi. Tesislerde patlama ve yangın gibi üzücü olayların yaşanmasının nedenlerine değinen Sun şöyle devam etti: “Öncelikle kimyasal depolanan, gaz sızma riskinin olduğu alanlarda gaz ve alev algılama sistemlerinin doğru kurulması ve daha sonra bu sistemlerin bakım ve kalibrasyonları düzenli olarak yapılması oldukça önemli. Üzücü kazaların yaşanmaması için denetimler arttırılmalı. Ancak tesislerdeki bilincin artması, tehlikelerin farkına varılması da çok önemli elbette. Tesislerde bulunan kişilerin can güvenliği ve tesis güvenliği açısından bu sistemlerin kurulumları hayati değer taşıyor. Gaz depolama alanlarında veya gaz riski olabilen alanlarda uygulamanın yapılmamış olması veya uygulamanın hatalı ya da eksik olarak yapılmış olması kazalara davetiye çıkarıyor. Sistem varmış gibi görünüp ama aslında fonksiyon olarak çalışır durumda değilse de kazalar söz konusu olabilir. Bunun denetimlerle ve kontrollerle mevcut mevzuatlarca daha sık kontrol edilir hale getiriliyor olması gerekir.”

Öznur Sun gaz ve alev algılama sistemlerinin özellikleri hakkında da bilgiler verd; “Gaz ve alev algılama sistemleri, gaz risklerinin olduğu ya da olabileceği ortamlarda risk altında olan gerek endüstriyel tesislerin ve kişilerin güvenliğini sağlamak maksadıyla kurulan sistemlerdir” diyen Sun,  gaz dedektörlerinin sabit ve portatif gaz dedektörleri olarak kendi içerisinde ikiye ayrıldığını, sabit gaz dedektörlerinin tesislerde kurulu şekilde kullanılan ve bir kontrol ünitesi üzerinden yönetilen sistemler olduğunu, çoklu sayıda kontrol ünitesinin olduğu Scada sistemine bağlantısı yapılan sistemler olarak da planlanabildiğini söyledi. Portatif dedektörlerin ise daha ziyade çalışan kişinin kişisel güvenliği amacıyla kullanıldığını aktaran Sun, “Bulunulan ortamda gerek gaza maruziyet limitlerini koruyabilmek gerekse anlık oluşabilecek gaz riskleriyle ilgili çalışan kişiyi uyarı amacıyla kişinin üzerinde bulundurduğu ekipmanlar… Bir de özellikle tesise giriş öncesinde kontrollerin yapan dedektörler de mevcut. Genel olarak bakıldığında zaman gaz ve alev riskinin olabileceği ortamlarda kullanabilen sistemlerden söz ediyoruz. Örneğin bir madende bu sistemler olmazsa olmazdır” dedi.

Derinlemesine Cihaz Bilgileri Sunuyor Derinlemesine Cihaz Bilgileri Sunuyor

STANDARTLARA DİKKAT!

Öznur Sun, gaz ve alev algılama açısından standartların oldukça önemli olduğuna da değindi. Özellikle yanıcı-patlayıcı gazlar, toksik gazlar ve oksijen için farklı standartların mevcut olduğundan bahseden Sun, konuyu örneklerle şöyle açıkladı: “TS EN 60079 - 29 - 1 yanıcı patlayıcı gazlarla alakalı bir standarttır. Gazın ve buharın havayla olan değişimlerinin algılanması ve ölçülmesine dair gerekliliklerini belirten bir standart var; oksijenle biraz daha farklı bir standart var. Yine TS EN 50104 standardı var; oksijenin algılanması ve ölçülmesi için performans gerekliliklerini ve deney yöntemlerini belirtiyor. Zehirli gaz dedektörleri başlığı altında ise TS EN 62990 - 1 standardı mevcut; gaz dedektörlerinin performans gerekliliklerini belirtiyor. Bir diğer önemli kapsam da ATEX kapsamıdır. Bu salt gaz dedektörleri için değil, patlayıcı ortamlarla ilgili birçok teknik hususu da içeriyor ve patlayıcı atmosferden potansiyel riskteki çalışanların iş güvenliğinin ve sağlığının iyileştirilmesi için önem taşıyor.”

SEVESO DİREKTİFİ

“Büyük endüstriyel tesisler düşünüldüğünde ilk akla gelen SEVESO direktifidir” diyen sun son olarak SEVESO Direktifi hakkında şunları aktardı: “SEVESO Direktifi teknik ve idari düzenlemeler getiriyor. Tehlikeli kimyasalların kontrollü bir şekilde kullanılmasını sağlıyor ve olası kazalarda da tarafların görev ve sorumluluklarını açıklıyor. Bu direktif 3 Aralık 2013 yılı itibariyle de Türkiye'de Resmi Gazetede yayınlanmış bir dilektir; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının portalında da yer alıyor. SEVESO Direktifi aslında başta kimya ve petrokimya endüstrisi olmak üzere tehlikeli maddelerin büyük miktarlarda kullanıldığı ve depolandığı alanlarda oldukça geçerli. Avrupa Birliği içerisinde 12 binden fazla tesiste aslında kullanılıyor. SEVESO Direktifi tehlikeli maddelerin yol açtığı büyük kazaların önlenmesini amaçlıyor. Bu tür kazaların sadece insan sağlığı adına değil, aynı zamanda çevre adına da olumsuz sonuçlarını sınırlandırmayı amaçlıyor.”

ÖZNUR SUN KİMDİR?

Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği mezunu. Üniversiteden mezun olduktan sonra kariyer yaşamının önemli bir kısmını geçirdiği İngiltere'ye gitti. Türkiye'ye döndükten sonra da Set Teknik’te Satış ve Pazarlama Müdürü olarak görev yapmaya başladı. Profesyonel yaşamına 8 yıldır Set Teknik bünyesinde devam eden Öznur Sun, son 5 yıldır şirketin Satış ve Teknik Hizmetler Direktörü konumunda. Buna paralel olarak son iki yıldır da profesyonel koçluk eğitimi alan Sun, kadın mühendisler özelinde danışmanlık desteği veriyor.

Editör: Haber Merkezi