Odak noktası IIoT olan Bren İleri Teknoloji, kurduğu sistemler ve çözümlerle Türkiye'deki sanayicilere minimum yüzde 5 ila 15 arasında değişebilen oranlarda tasarruf imkanı veriyor.

"ÖLÇEKLENEBİLİR PAZARA ENTEGRE OLMAYI BAŞARDIK"

Ülkelerin destek ve teşvikler kapsamında çok daha öncelik verdiği alanların başında giyilebilir teknolojiler, akıllı sensörler, yapay zeka tabanlı platformların geldiğini belirten firmanın CEO’su Çınar Laloğlu,  Türkiye’de de bu alanla ilgili devlet teşvikleri ve yatırımların hızla uyum sağlanması adına sürece dahil edildiğini dile getirdi.

Türkiye'deki söz konusu alandaki girişimlerin yatırım fonlarının yakın markajında olduğunu aktaran Laloğlu, "Uluslararası rakiplerimiz elbette bulunuyor ve Amerika’daki teknolojisi en yakın rakibimiz, aldıkları 30-40 milyon dolarlık yatırımlarla son iki yılda oldukça büyüdüler. Bren’in en temel farkı ise, kullanıcıya sağladığı fayda-maliyet oranı, farklı alanlara uygulanabilirlik ve hızlı entegrasyondur. Derin teknolojiyle sunduğumuz donanım ve SaaS modeliyle odaklı bir alanda, geniş bir sektöre ve ölçeklenebilir bir pazara entegre olmayı başardık. Bu, her ay daha da büyümemizi sağlıyor." diye konuştu.

"CİROMUZU 12 KAT ARTIRMAYI HEDEFLİYORUZ"

Covid-19 döneminde IIoT ile prosesleri uzaktan izleme ve süreçlerinin optimize etme ihtiyacının daha fazla arttığına dikkati çeken Laloğlu, yatırımcıların erken aşamada girişimlere bu süreçlerde dahil olarak uzun vadede ciddi kazançlar elde edebildiğini vurguladı.

Yakın zamanda yeni bir yatırım turuna çıkmayı planladıklarını paylaşan Laloğlu, kısa sürede 3 kat büyüdüklerini ve müşteri adetlerinin de 5 kat arttığını, yeni yatırım turuyla cirolarını 2020'ye kıyasla 12 kat artırmayı hedeflediklerini söyledi.

Lansmanını gerçekleştirecekleri 3 farklı ürünle 2021'i daha verimli ve yoğun geçireceklerini dile getiren Laloğlu, "Globalde son 3 yılda ABB, Fluke, Siemens, Emerson gibi firmaların sektördeki geleneksel problemleri farklı yaklaşımlarla çözüm sunan start-upları bünyelerine katarak daha da büyüdüklerini görüyoruz. Global odaklı bir firmayız. Polonya yurt dışı ofisimizle Avrupa pazarına açıldık, bu yıl içerisinde ABD'de kuracağımız yeni firmamızla pazarda daha geniş alanda büyümeyi hedefliyoruz. Sadece üretiminde buhar enerjisini kullanan şirketler için dünyada 20 milyar dolarlık bir pazar öngörülüyor. Donanım girişimi olarak müşterinin kendisinin kolayca montaj yapabileceği, prosesi durdurmadan entegre edilebilen ürünler üretiyoruz. Global ölçekte yaygın olan SaaS gelir modeli gibi daha az maliyetlerle operasyonları yönetmemizi sağlayacak hizmetler geliştiriyoruz." dedi.

"MALİYETLERDE YÜZDE 15 TASARRUF SAĞLIYORUZ"

Laloğlu, “Kritik mekanik ekipmanlar içeren proseslerde işletmelerin en büyük problemleri, fark edilemeyen buhar kaçakları ve bu kaçaklardan oluşan enerji ve ekipman maliyetleridir. Biz dijitalleşmenin verdiği avantajları uçtan uça çözümlerle müşteriye sunarak doğalgaz ve kömür maliyetlerinin aylık yüzde 15’e kadar azalmasını sağlıyoruz. İki yıl garanti ile sunduğumuz ürün ve hizmetin yatırım geri dönüş süresi 3 ila 6 ay arasında değişiyor. Yerli üretim olmamız müşterilerimize avantaj sağlıyor.” şeklinde konuştu.

"YATIRIM GERİ DÖNÜŞ SÜRESİ KISA OLAN ÜRÜNLER ÜRETİYORUZ"

"Firmaların üretim kapasitesi her gün daha da artıyor, ancak dijitalleşmeyle üretim süresince çevreye verdiğimiz zararları minimuma indirebilir, prosesleri daha verimli hale getirebiliriz” diyen Laloğlu, fayda-maliyet oranında yüksek, buhar kaçakları ve ekipman arızalarını sürekli izleme ile tespit ederek yatırım geri dönüş süresi kısa olan yerli ürünler ürettiklerini vurguladı.

Geliştirdikleri teknolojilerle karbon salınımını ve ekipman kaynaklı arıza risklerini önemli ölçüde azaltabildiklerini ifade eden Laloğlu, geliştirdikleri ürün ve teknolojiler ile ilgili şöyle konuştu:

“Gerçek zamanlı verileri sistem performans takibi, enerji kazanım, kayıp miktarları ve arıza durumlarının tespit edilmesinde kullanıyoruz. Yapay zeka entegreli yazılım teknolojimizle ekipmanların arızalanmadan bilgilendirme yapan veri analizi ile de ekipman ömrünü uzatmanın yanında risklerini de yüksek oranda azaltıyor. Endüstri 4.0 ve yapay zeka olanaklarını verimli ve sorunsuz bir üretim için kullanıyoruz. Biz uçtan uca çözüm sağlayarak tek bir yazılımla her yerden erişebilecekleri arızaları ve kayıpları öğrenebilecekleri online izleme hizmeti sağlıyoruz. Ürünlerimizde bataryasız sensör teknolojisini geliştirerek kendi enerjisini üretebilen bir yapı kazandırdık. Nanojeneratör teknolojilerini kullanarak sıcaklık, titreşim, gürültü gibi farklı enerji kaynaklarını elektrik enerjisine çeviriyoruz ve sensörlerin veri atması için sürdürülebilir bir enerji kaynağı sağlıyoruz. Müşterilerimiz, kullandıkları akıllı sensörlerde herhangi bir batarya değişim maliyeti veya enerji kablosu gereksinimi olmadan, enerji kesintileri yaşamadan sürekli veri alabiliyorlar.”

"YENİ TEKNOLOJİMİZLE TÜRKİYE'DE BİR İLKE İMZA ATACAĞIZ"

Dijitalleşmenin ve sürekli sistem performans takibi yapmanın anormal durumların tespitinde önemli rol oynadığını fark eden müşterilerin diğer kullanım alanlarına geçişlerini de hızlandırdığına dikkat çeken Laloğlu, geliştirdikleri yeni teknolojiler ile ilgili de konuştu.

Nanojeneratör teknolojileriyle yola çıkarak ürünlerini pivot ettiklerini, bu doğrultuda mekanik, elektronik ve yazılım ekiplerinin multidisipliner çalışması sonucu Bren STM (Steam Technology Monitoring)'nin ortaya çıktığını söyleyen Laloğlu, söz konusu teknolojileri kendi enerjisi üretebilen, batarya değişim gereksinimlerini bertaraf ederek daha özgün ve yenilikçi hale getirdiklerini belirtti.

Ürünleriyle ilgili müşterilerinden olumlu geribildirimler aldıklarını bildiren Laloğlu, "Endüstriyel nesnelerin internetini, düşük güçte üretim teknolojilerine entegre ederek kendi enerjisini üretebilen akıllı sensörler ve birleştirilmiş yapay zeka uygulamalarını artıracağız. Bu kapsamda uluslararası patentli teknolojimiz olan esnek hibrit nanojeneratör teknolojisini 2022 yılında daha farklı bir uygulama alanıyla ilk Türkiye’de uygulayarak yenilikçi bir çözüm getireceğiz." diyerek sözlerini noktaladı.