ST Endüstri Radyo'da yayınlanan Depreme Dayanıklı Binalar programına konuk olan DinamikGüç Yapı AR-GE’den İnşaat Yüksek Mühendisi ve Iğdır Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Emin Kurtoğlu, depreme dayanıklı yapıların önemi ve alınması gereken önlemler hakkında değerlendirmelerde bulundu.

FOTO: DinamikGüç Yapı AR-GE’den İnşaat Yüksek Mühendisi ve Iğdır Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Emin Kurtoğlu

6 Şubat Depremlerinden Çıkarılması Gereken Dersler

Kurtoğlu, 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin yapı denetimindeki eksiklikleri, eski yapı stokunun risklerini ve mühendislik hatalarının yol açtığı kayıpları bir kez daha gözler önüne serdiğini belirtti. Yapılan saha çalışmalarında, özellikle Hatay’da yapı risk tespiti, tasarım ve imalat hatalarının yaygın olarak gözlemlendiğini ifade etti.

Tespit edilen temel sorunlar şunlardı:

  • Tasarım Hataları: Zayıf zemin üzerine inşa edilen düzensiz, yüksek katlı yapılar
  • İmalat Kalitesi: Malzeme ve işçilik hataları
  • Zemin Problemleri: Yumuşak zemin, Asi Nehri çevresindeki göçükler

Japonya’nın 1995 Kobe Depremi sonrası gerçekleştirdiği reformlara değinen Kurtoğlu, depreme dayanıklı yapıların ancak yönetmeliklere tam uyum sağlanarak inşa edilebileceğini vurguladı.

Ege Bölgesi ve Deprem Riski

Ege Bölgesi’nin aktif fay hatları üzerinde yer aldığını hatırlatan Kurtoğlu, özellikle kıyı kesimlerde yapı stokunun ve zemin koşullarının risk oluşturduğunu ifade etti. 

Öne çıkan başlıklar:

  • Santorini Adası: Volkanik hareketlilik, 4-5 büyüklüğünde depremler
  • Volkan Riski: Geçmişte yaşanan patlamalar, yeniden aktif hale gelme ihtimali
  • Hazırlık Süreci: Depremin nerede ve ne zaman olacağını tahmin etmekten çok, yapısal önlemlere odaklanılması gerektiği

Depreme Karşı Nasıl Hazırlanmalıyız?

Kurtoğlu, bireysel ve kurumsal hazırlık süreçlerinin önemine değinerek, şu başlıklara dikkat çekti:

  • Yapısal Önlemler: Deprem dayanıklılık testleri, bina güçlendirme çalışmaları, zemin etütleri
  • Afet Planı ve Eğitim: Aile afet planı, acil durum çantalarının hazır bulundurulması
  • Deprem Sırasında Yapılması Gerekenler: Çök-kapan-tutun yöntemi, pencerelerden ve asansörlerden uzak durma
  • Teknik Destek: Profesyonel inceleme ve mühendislik hizmetlerinin önemi

Japonya’daki afet bilincine örnek veren Kurtoğlu, Türkiye’de de deprem öncesinde bina güvenliği konusunda gerekli kontrollerin yapılmasının kritik olduğunu vurguladı.

Binaların Deprem Performansını Belirleyen Faktörler

Bir binanın depreme dayanıklılığı; taşıyıcı sistem tasarımı, malzeme kalitesi, zemin koşulları ve inşaat sürecindeki uygulamalarla doğrudan ilişkilidir. Kurtoğlu, özellikle 2018 Deprem Yönetmeliği’nin sağladığı avantajlara dikkat çekti ve risk faktörlerini sıraladı:

  • Taşıyıcı Sistem Tasarımı: Düzensiz yapılar ve yumuşak katlar risk oluşturur.
  • Malzeme Kalitesi: Beton ve donatı kalitesi kritik öneme sahip.
  • Zemin Koşulları: Yumuşak zeminlerde sıvılaşma riski yüksek.
  • İnşaat Kalitesi: Kalıp hataları ve yönetmelik dışı uygulamalar riski artırır.
  • Binanın Yaşı: Eski binalar yönetmeliklere uygun olmayabilir.
  • Kat Sayısı ve Geometri: Düşük katlı yapılar daha güvenli kabul edilir.

Deprem Riski Olan Bir Binada Güçlendirme mi, Yoksa Yeniden İnşa mı?

Binaların depreme karşı dayanıklılığı değerlendirildiğinde, güçlendirme ve yeniden inşa seçeneklerinin maliyet ve teknik faktörler açısından değerlendirilmesi gerektiğini belirten Kurtoğlu, şu kriterlere dikkat çekti:

  • Güçlendirme: Nispeten yeni ve az hasarlı binalar için daha uygun olabilir ve maliyet avantajı sağlayabilir.
  • Yeniden İnşa: Daha çok eski ve yönetmelik dışı yapılar için gereklidir. 
  • Ekonomik Koşullar: Güçlendirme maliyeti yeniden yapım maliyetinin yüzde 40’ını geçerse, yeniden yapımın tercih edilmesi daha akıllıca olabilir.

Binalar Nasıl Güçlendirilir?

Kurtoğlu, binaların güçlendirilmesi için kullanılan yöntemleri şöyle sıraladı:

  • Sistem Güçlendirmesi: Binanın genel dayanımını artırmak için perde duvar ekleme, çapraz sismik sönümleyiciler kullanma
  • Eleman Güçlendirmesi: Kolon mantolama, çelik levha ekleme, karbon fiber takviyesi

Her güçlendirme tekniğinin avantajları ve dezavantajları bulunduğunu belirten Kurtoğlu, perde duvarın rijitlik sağladığını ancak mimari değişiklik gerektirdiğini, çapraz sismik sönümleyicilerin depreme karşı enerjiyi sönümlediğini ancak bakım gerektirdiğini, kolon mantolamanın ise dayanımı artırdığını ancak kolon boyutunu büyüttüğünü ifade etti.

TÜBİSAD Dijital Kapsayıcılık ve Güçlendirme Çalışmalarına Devam Ediyor TÜBİSAD Dijital Kapsayıcılık ve Güçlendirme Çalışmalarına Devam Ediyor

Dolayısıyla her güçlendirme yönteminin her yapı için uygun olmayacağını ve uygun yöntemin mühendislerce değerlendirilerek belirlenmesi gerektiğini belirtti.

Zemin Türüne Göre Güçlendirme Yaklaşımları

Zemin koşullarına bağlı olarak güçlendirme tekniklerinin değiştiğini vurgulayan Kurtoğlu, farklı zemin türlerine göre güçlendirme stratejilerini şöyle özetledi:

  • Kaya Zemin: Üst yapı güçlendirme (perde duvar, kolon mantolama, karbon fiber) yeterlidir.
  • Sert Zemin: Temel güçlendirme (radye temel, sürekli temel genişletme) gereklidir.
  • Yumuşak Zemin: Kazık temel sistemi ve zemin iyileştirme yöntemleri (jet grout, taş kolon) uygulanmalıdır.

Zemin türünün bina güvenliği açısından kritik bir unsur olduğunu belirten Kurtoğlu, "Depreme karşı dayanıklılık için zemin ve yapı birlikte değerlendirilmeli, gerekirse zemin iyileştirme çalışmaları yapılmalıdır" dedi. Kurtoğlu, ayrıca yetkin mühendisliğin önemine de değindi.