İnşaat ve Malzeme

“Zaman İçerisinde Müdahale Gören Yapılarla Çok Sık Karşılaşıyoruz”

Mühendislik hizmetlerinin ağırlıklı olduğu işler yapmaya gayret ettiklerini ve ağırlıklı olarak çözüm bulmaya yönelik işler yaptıklarını açıklayan Tekin Mimarlık ve Mühendislik İnşaat Yüksek Mühendisi Sadi Özsaraç sorularımızı yanıtladı.

Konutların, fabrika tarzı binaların, iş merkezlerinin ve otellerin güçlendirmesi üzerine çalıştıklarını söyleyen Tekin Mimarlık ve Mühendislik Yüksek İnşaat Mühendisi Sadi Özsaraç sorularımızı yanıtladı.

Tekin Mimarlık ve Mühendislik, 2007 yılında inşaat mühendisi Şenol Tekin tarafından kurulmuştur. Tekin Mimarlık ve Mühendislik; restorasyon, rekonstrüksiyon, bina güçlendirme ve yeni yapım uygulamaları ile çözüm odaklı çalışmaktadır. Restorasyon rekonstrüksiyon, güçlendirme, yeni bina yapımı, mimari proje ve statik proje hizmetleri arasında yer alıyor.

FOTO: TEKİN MİMARLIK VE MÜHENDİSLİK YÜKSEK İNŞAAT MÜHENDİSİ SADİ ÖZSARAÇ

GÜÇLENDİRME PROJELERİNDE KARŞILAŞILAN EN BÜYÜK ZORLUKLAR NELERDİR VE BU ZORLUKLARI NASIL AŞIYORSUNUZ?

Zaman içerisinde müdahale görmüş olan yapılar, güçlendirme projelerinde çok sık karşılaşılıyor. Yani projesinden farklı olan yapılar çok fazla. Ya bir eklenti yapılmış ya da bir güçlendirme yapılmış projeler. Bu projeler genelde niteliksiz işlem görmüş olanlar. Birtakım kolonlara takviye yapmışlar, yeni kirişler atmışlar vs. Bunun gibi birçok nedenle karşılaşıyoruz. Mesela bazı yerlerde engel oluyor diye kolonu kaldırmışlar ve bir çelik kiriş ile onu destekleyerek müdahalede bulunulmuş. Bu tarz binalarda nerede ne olduğunu açmadan göremiyorsunuz. Bir diğer konu ise korozyon, binalarda korozyon çok fazla. İstanbul'daki binaların özellikle bodrum katlarında, korozyonla çok sık karşılaşıyoruz. Bu durum zamanında inşaat kalitesinin düşüklüğünden dolayı oluyor. Binaların temellerinde herhangi bir izolasyon ve bohçalama yapılmadığı için zamanla zemin suyunu çekip, betonarme elemanlarında çokça hasara sebep oluyor. Korozyon, toprak altında kalan katlarda bu daha fazla oluyor. Kolonun demirleri korozyona uğradığında hacmi artar ve genleşir. Genleştiği için de yüzeyindeki o beton paspayını dışa doğru ittirir ve beton paspayını çatlatır. Biz oradan görürüz binada korozyon olup olmadığını. Bu donatılara ulaşmak için yüzeyindeki paspayları kaldırılır ve o donatılar temizlenir. Korozyon deyip geçmemek lazım.

BİR PROJEYİ BAŞTAN SONA NASIL YÖNETİYORSUNUZ? PROJE PLANLAMASI, TASARIM, UYGULAMA VE DENETİM SÜREÇLERİNİ ANLATABİLİR MİSİNİZ?

Öncelikle binanın projesi var mı, yok mu buna bakılıyor. Belediyelerden hem statik hem de mimari projelerine ulaşmak gerekiyor. Sonrasında yerine gidip, proje ile yerindeki durum birbirini yansıtıyor mu buna bakıyoruz. Gerekirse tekrardan röleve alıyoruz. Daha sonra, bina şu anki deprem yönetmeliğine uygun mu değil mi buna bakılıyor. Bunun için de deprem performans analizi yapılıyor. Bu performans analizinin amacı; depremde bu bina birtakım hasarlar alabilir, kolon kiriş birleşimlerinde birtakım çatlaklar olabilir ama bina yıkılmamalı ve içindeki vatandaşlar can güvenliğiyle dışarı çıkmalı. Aslında bütün amacımız bu. Güçlendirme projesi ve performans analizi öncesinde ise laboratuvar çalışmaları gerekiyor. Binadan birtakım bilgiler alarak proje aşamasına geçiliyor.

PEKİ DENETİM SÜRECİ NASIL İLERLİYOR?

Belediyelere başvuruyorsunuz, güçlendirme projesi hazırlıyor ve belediyelere onaylatıyorsunuz. Eski eser binalar ve tescilli olmayan binalar için farklı bir yöntem bulunuyor. Eğer tescilli bina değilse, yapı denetim firmaları bunu denetliyor. Eski eser binalarda da “TUS” (Teknik Uygulama Sorumluları) var. Buna 5’li TUS da deniyor. Mimar, inşaat mühendisi, elektrik mühendisi, makine mühendisi ve zeminle ilgili jeoloji mühendisi. Bunların imzasıyla eski eser projeleri denetleniyor. Yapılan projenin ve hazırlanan projenin, yerinde nasıl uygulandığını denetliyorlar.