Yapıların güvenliğini tehdit eden birçok faktör bulunmaktadır. Bunlar arasında depremler, zayıf zemin koşulları, yapım hataları ve zamanla oluşan yıpranmalar yer alır. Yapısal güçlendirme, bu riskleri minimize etmek ve bina ömrünü uzatmak için başvurulan etkili bir yöntemdir. Bu süreç, özellikle eski binaların veya doğal afetlere karşı savunmasız yapıların güçlendirilmesi için kritik bir öneme sahiptir. Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER), yapısal güçlendirme konusunda yanlış bilinen gerekçeleri paylaştı.
Yapısal güçlendirme konusunda yanlış bilinen birçok nokta, binalarını depreme karşı güvenli hale getirmek isteyenleri yanıltabiliyor.
“Güçlendirilmiş bir bina, yeni bir bina kadar dayanıklı olamaz.” ifadesinin yanlış olduğunu ve doğrusunun da "Uygun şekilde yapılan bir güçlendirme, binanızı yeni inşa edilmiş bir bina kadar güvenli hale getirebilir. Güçlendirme projeleri, binanın deprem performansını artırarak, yeni yapıların sahip olduğu standartlara ulaşmasını sağlar." ifadesi olduğunu açıkladı.
“Deprem performans analizi için alınan karot örnekleri binaya zarar verir.” ifadesi de yine yanlış ifadelerden. Doğrusu, "Karot örnekleri, binanın taşıyıcı elemanlarına zarar vermeden yapılır. Bu testler, güvenliğiniz için hayati önem taşır."
DEGÜDER, “Güçlendirme yüksek maliyetlidir.” ifadesinin de yine yanlış olduğunu açıkladı. Gerçek olan; "Bazen minimal müdahalelerle büyük farklar yaratılabilir. Güçlendirme yüksek olasılıkla yeniden inşa etmekten çok daha az maliyetli olacaktır."
İşte diğer doğru bilinen yanlışlar:
Yanlış: ”Evi yapan müteahhit güvenilir, bu yüzden depremde bina sapasağlam kalır.”
Gerçek: Binanız doğru ve uygun inşa edildiyse dahi eğer 2000 yılından önce inşa edildiyse deprem performans testi yaptırmanız şart! Çünkü güncel yönetmeliğin standartlarını büyük ihtimalle karşılamıyor olacaktır.
Yanlış: “Zeminimiz sağlam, bu yüzden analiz yaptırmamıza gerek yok.”
Gerçek: Zemin sağlamlığı önemlidir ama tek başına yeterli değildir. Binanızın yapısal dayanımı da analiz edilmelidir.
Yanlış: “Deprem dayanımı olan bir bina, deprem sonrası tamamen hasarsız kalır.”
Gerçek: Dayanıklı yapılar da hasar alabilir. Ama bu hasarlar, yapının yıkılmasını engeller ve can kaybını önler.
Bu yanlış bilgilerin, yapıların güvenliğini tehlikeye atabileceğini açıklayan DEGÜDER, depremlerin önlenemeyeceğini sadece hasarların önlenebileceğini ve doğru bilgiyle hareket etmenin, hayat kurtardığını ifade etti.