Hastane yapımında elektromekanik sistemler, yapıların temel taşları olduğunu ifade eden Çalapkulu, “BIM, bir projeyi tasarlarken yatırımcı, tasarımcı, uygulamacı ve tesis yönetimi arasında bir süreci anlatıyor ve projelendirmenin de ne kadar önemli olduğunu bizlere gösteriyor. 21. yüzyılla birlikte, dünyada en önemli konuların başında enerji verimliliği geliyor. Enerji tasarrufu etmenin en büyük erdemlik olduğunu düşünüyorum. Enerji, olmazsa olmazlardan biri ve enerjiyi çok rahat harcıyoruz. Nitelikli ve fonksiyonlu yapılar yapmamız gerekiyor.” diye konuştu.
21. yüzyılla birlikte iki konu çok önem arz etmeye başladı; “Su ve Enerji”
Suyumuza ve enerjimize sahip çıkmanın milli bir mesele olduğunu kaydeden Çalapkulu; su hayattır, hayatımıza sahip çıkalım diyerek tasarruf edilen enerjinin en ucuz enerji olduğunun da altını çizdi. Çalapkulu, “Enerjiyi, yenilenebilir enerji kaynaklarından temin etmek ne kadar önemliyse elde edilen enerjiyi verimli kullanmak da o kadar önemli.” dedi.
“ENERJİYİ YÜZDE KIRK VERİMLİ KULLANAN BİR HASTANE”
11 Eylül 2023 tarihinde halkın hizmetine açılan Medicana Ataköy Hastanesi, enerji verimliliği konusunda güzel bir örnek olarak karşımıza çıkıyor. Medicana Ataköy Hastanesi, mekanik sistemlerinde çok verimli komponentlerin kullanılması, sistem entegrasyonlarının iyi yapılması, mekanik otomasyonun etkin kullanılması ve tasarım ile uygulamadaki inovatif yaklaşımlarla elektrikte yüzde 36, doğal gazda yüzde 39 tasarruf sağlayan bir yapı olarak dikkat çekiyor.
FOTO: SEMİH ÇALAPKULU
Çalapkulu, “Bir hastane yapmak istiyorsanız onlarca tesisat ve sistemin entegrasyonuyla bunu sağlayabilirsiniz. Pasif yangın durdurucular başta olmak üzere sıhhi tesisat, pissu tesisatı, ısıtma tesisatı, soğutma tesisatı, sulu yangın söndürme tesisatı, gazlı yangın söndürme tesisatı, pre-action yangın söndürme sistemi, havalandırma tesisatı, duman egzoz ve basınçlandırma tesisatı, VRV sistemleri, yağmur tesisatı, sifonik sistem tesisatı, pnömatik sistem tesisatı, sismik uygulamalar, medikal gaz tesisatı, yağ ayırıcı sistemler, kojenerasyon sistemleri, elektrik panosu-otomasyon panosu gazlı söndürme sistemi, gri su tesisatı, trijenerasyon sistemleri, mekanik sistem otomasyonları, yangın sistemi otomasyonu, medikal cihaz otomasyonu ve sistemsel entegrasyonlar , aydınlatma otomasyonu, yangın otomasyon sistemleri, acil ikaz sistemleri, kuvvetli akım ve zayıf akım tesisatı (mekanik, elektrik, medikal, otomasyon vs.) gibi birçok önemli uygulamanın bir arada uygulandığı yerler hastane projemizde uygulatmaktayız.” açıklamasında bulundu.
Halkın şifa bulması için geldiği hastanede, beş konunun Kuzu Grup olarak önem arz ettiğini kaydeden Çalapkulu, sözlerine şöyle devam etti:
“Birincisi hijyen, ikincisi verimlilik, üçüncüsü konfor, dördüncüsü kalite, beşincisi ise güvenli bir yapı olması. Bunlara takviye olarak, estetik ve mimari olarak da önemsenen bir yapımız olması sebebiyle, otel konseptli bir hastane inşaatını değerli halkımızın beğenisine ve hizmetine sunduk. Hastanemizde standart hasta odalarımız haricinde süit odalar ve kral odamız da mevcut.”
Türkiye'de ve Dünyada Hastane Yapımında Mekanik İmalatlarda İlkler
SeaPearl Ataköy projesinin son etabı olan Medicana Ataköy Hastanesi’nde, Türkiye’de ve dünyada ilk uygulamaların nasıl yapıldığını anlatan Çalapkulu, dinleyicilere ilettiği başlıklar ise şöyle:
“Dünya’daki Hastane Projelerinde bir ilk; SERTİFİKALI AKUSTİK PANJUR ve dış cephe panjurunun içi-dışı 32 mm kauçuk izolasyonla entegrasyonu uygulaması yapılmıştır. Böylelikle klima santralindeki panjur bölgesindeki ses ile ilgili problem tamamen bitirilmiştir.”
“Türkiye’deki Hastane Projelerinde bir ilk; Kullanım Sıcak Suyu TAM HİJYENİK HIZLI BOYLER kullanıldı. Buna takviye olarak Lejyonerya ile ilgili önlem için motorlu vana takviye olarak sistemlerimize konuldu. Böylelikle hijyenik sıcak su temin ederek, değerli konuklarımızı ve misafirlerimize hijyenik sıcak su sunma şansımız oldu.”
“Türkiye’deki Hastane Projelerinde bir ilk; Tüm Hijyenik Klima Santrallerinde (22 adet) ULTRASONİK NEMLENDİRİCİ CİHAZI kullanılmıştır. Böylelikle enerji verimliliğine katkıda bulunuldu.”
“Dünya’daki Hastane Projelerinde bir ilk; Tüm Klima Santrallerinde (31 adet) UV-C Lambası kullanılmıştır. Böylelikle iklimlendirilmiş havanın, bakteri ve virüs konusu yüzde 99,987 oranında bitirilmiş oldu.”
“Türkiye’deki Hastane Projelerinde bir ilk; su deposu dolum konusundaki uygulamamız. Dijital seviye göstergeden alınan veri, otomasyon sistemi marifetiyle dolum önümde konumlandırdığımız motorlu vanaya aç-kapa komutu veriyor. Ayrıca diyagramlı tip flatör uygulaması yapıldı. Böylelikle betorname su depolarımızda dolum kısmı çift önemli olarak kurgulanmış olarak sistem güvenliğine de katkıda bulunuldu.”
“Türkiye’deki Hastane Projelerinde ilklerden biri; NOVEC1230 gazlı söndürme uygulaması yapıldı. Böylelikle karbon ayak izine katkıda bulunma hedeflenmiştir.”
“1 Milyon Amerikan Doları Bütçe Ayırdık”
Hastanenin dört etabının yangın uydurucularıyla ilgili kısmına 1 milyon Amerikan doları bütçe ayırarak projeyi tamamladıklarını açıklayan Çalapkulu, “Yangın yönetmeni gereği, pasif yangın uydurucuları uyguluyor olmamız gerekiyor. Bunu da hakkıyla yapmak gerekiyor. Bir hastane yapıyorsanız, medikal gaz, pnömatik sistemler ve medikal cihaz kurgulamaları olmazsa olmazlardan biriydi. Bu imalatları da günümüzün global standartlarının da üstünde yaparak toplumumuzun hizmetine sunduk.” açıklamasında bulundu.
ZeroBuild konusuna değinen Çalapkulu, konuşmasına şöyle devam etti: “2020 yılında oluşturduğumuz platformda başından beri yönetim kurulundayım. 2022 ve 2023 tarihlerinde TÜYAP’ta gerçekleşen Yapı Fuarı’nda ana sponsor olmuştuk. Platformun amacı, ülkemizde Sıfır Enerji Bina konusunda farkındalık oluşturmak ve kanun koyucuların bu konuyla ilgili yönetmelik ve yasaları çıkartmasında destek olmaktı.”
“Sıfır enerji bina nedir konulu slayt gösterimi” ile panel konuşmasına devam eden Semih Çalapkulu, plaketini alarak konuşmasını bitirdi.
Sıfır Enerji Bina Nedir?
Günümüzde binaların büyük bir bölümü, çok fazla miktarda enerji tüketiyor. Isıtmak, aydınlatmak, soğutmak, ev alemlerini çalıştırmak ya da hayatta bağlantıda kalmak için enerji harcıyor. Yenilenebilir enerji sistemlerini kullanmak da ne yazık ki bu yüksek enerjinin talebini karşılamaya tek başına yetmiyor. Tam bu noktada, enerji denklemini tersine çeviren yeni nesil yapılar devreye giriyor. Onlar, sıfır enerji binalar olarak adlandırılıyor. Bu binalar çok yüksek enerji verimliliğine sahip, standart bir binaya göre yüzde 70 ile yüzde 90 arasında daha az enerji tüketiyorlar.
Minimuma indirdikleri bu enerji ihtiyaçlarının tamamını da binanın üzerine ya da yanına kurulu yenilenebilir enerji sistemlerinden temin ediyorlar. Meteorolojik şartlar, yenilenebilir kaynaklardan enerjiyi yetmeye yeteri kadar izin vermediği zamanlarda, bu yapılar ihtiyaçlarını karşılamak için şebekeden borç enerji alıyor. Şartlar düzeldiğinde ise enerji ihtiyaçlarını kurulu yenilenebilir enerji sistemlerinden karşılıyor ve varsa ürettikleri fazla enerjiyi şebekeye geri veriyorlar.
Kendi ihtiyacı olan enerjiyi üreten ve yıl içerisinde en az şebekeden aldığı enerji kadar enerjiyi kendisi üretip şebekeye geri veren binalar, sıfır enerji binalar olarak adlandırılıyor. Sıfır enerji bina prensipleri toplu yerleşkeler için de uygulanabiliyor. Bu durumda verimlilik katlanarak artıyor ve ortaya çıkan fayda toplu yerleşke için de paylaşılıyor. Kullanırken ekonomik olmalarının yanı sıra sıfır enerji binalar aynı zamanda daha konforlu, daha güvenilir ve ilk yatırım performans analizi açısından da daha ekonomik ve tabii ki çevre dostu.
Her ne kadar sıfır enerji binalar, kulağa gelecek yüzyılın yapılarıymış gibi gelse de sürekli olarak geliştirilen yeni teknolojiler ve inşaat teknikleriyle her geçen gün erişilmeleri daha kolay bir hale gelmekte. Bugün hali hazırda birçok farklı ülke ve iklimde on binlerce sıfır enerji bina inşa ediliyor. Çok yüksek enerji verimliliğine sahip ve en az kullandıkları kadar enerjileri kendileri üreten Sıfır enerji binalar, geleceğin temiz enerji güvenliği ve sürdürülebilir dünyası için çok önemli bir rol üstleniyor.
Kuzu Grup Hakkında
Varoluş sebepleri, amaçları ve stratejileri bundan tam 81 yıl önce, 1943 yılında bir aile şirketi olarak, Abdülkerim Kuzu ve üç kardeşi tarafından kurulan Kuzu Grup, Abdülkerim Kuzu’nun vefatının ardından ise Kuzu İnşaat Ltd. Şti., Garip, Gökçen, Güven ve Özen Kuzu’nun işleri devralmasıyla birlikte güçlenerek yoluna devam ediyor. İkinci neslin halen görev başında olduğu Grup, kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin kalkınma dinamiklerine ve ekonomisine tam ve koşulsuz destek vererek yoluna devam ediyor.
Altyapı ve üstyapı projeleri ile kalkınan Türkiye’ye, yıllardır omuz veren ve güçlü bir marka olan Kuzu Grup, sürekli yükselen başarı grafiğini, Asya, Avrupa ve Afrika olmak üzere üç kıtada devam ettirdiği projeleriyle, bulunduğu faaliyet alanlarında lider olarak hareket etmeyi artık bir alışkanlık haline getirdi. Kuzu Grup, insanlığın refahı, daha güvenli ve yaşanabilir bir dünya için yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor.
Kuzu Grup, 2015 yılından bu yana her yıl, uluslararası inşaat sektörü dergisi Engineering News Record (ENR) tarafından hazırlanan “Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi” listesinde yer alıyor. Listede 136’ncı sıradan 125’inci sıraya yükselmenin gururunu yaşayan Grup, dünyanın en büyük 20 inşaat şirketinden biri olma hedefiyle çıktıkları yolda; sürdürülebilir, fonksiyonel, kaliteli, modern ve lüks projelere imza atıyor. İklim değişikliğinin etkilerini tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de görmeye başladığımız bugünlerde, çevreci tasarımlara ekstra önem veren Kuzu Grup, Orta Doğu ve Afrika’da 7,7 milyon m2 ’lik; Türkiye genelinde ise 4,8 milyon m2 inşaat alanında aktif olarak çalışmalarını sürdürüyor.
Çağdaş ve geleceği korumak hedefiyle gerçekleştirdikleri yapılanmaları ile ISO 9001 Kalite Yönetimi, ISO 14001 Çevre Yönetimi ve OHSAS 18001 İş Güvenliği sertifikalarını almaya hak kazandı. İnşaat ve altyapı sektörlerinde entegre yönetim sistemi kapsamında faaliyet gösteren şirketlerden birisidir.