Yüz yıllardır ticaret fuarcılığı dünyanın her tarafında yapılan bir etkinliktir. Almanya’nın Saksonya eyaleti şehirlerinden olan Leipzig ilk ticaret fuarının kendi şehirlerinde yapıldığını su götürmez deliller ile ortaya koyar, Leipzig meclis yönetimine göre ilk ticaret fuarı bundan yaklaşık 860 yıl önce bu şehrin sokaklarında yapılmıştır. Leipzig şehrinin kuruluşunun MS. 1.015 olduğunu ve Rusya ile Avrupa arasındaki ticaret yolunun üzerinde olan bir şehir olduğu düşünülür ise ilk ticaret fuarlarının bu şehirde yapılması da mümkün tabii. Ortadoğu, Roma, Yunan, Çin veya Pers medeniyetlerinde bundan yıllar öncelerinde bile tabi ki büyük pazarlar kuruluyordu ve tarihteki en işlek ticaret yollarının üzerinde bulunan bu pazarların geçmişte de çok hikayesi vardır. Bu pazarlar uğruna yapılan birçok savaş tarih kitaplarında mevcuttur. Fakat, Leipzig şehir meclisi kendi şehirlerinde yapılanın bir pazar olmadığını aksine bir ticaret fuarı olduğunu ve bu konuda da dünya da ilk olduklarının arkasında duruyor. Bu durumda bir pazar yeri ile ticaret fuarını birbirinden ayıran şey neydi?  

Ticaret fuarlarının en belirleyici özelliği, üretimini ve/veya satışını yaptığınız ürünler ile ilgili sadece örneklerini sergilediğiniz bir alandır. Müşterileriniz bu örnekler üzerinden siparişlerini verirler. Günümüzde ticaret fuarlarını, pazarlardan ayıran birçok farklı özelliği de mevcuttur, amaç ta zaten bu farklılıkları ile ticaret fuarlarının pozitif özelliklerinden faydalanabilmektir. Peki buna rağmen neden pazara tezgah açar gibi bir fuara katılım sağlanır? Zaten, Uluslararası Fuar Katılım Eğitimi de bu bakış açısını değiştirme ihtiyacından doğmuştur. 

YENİ NESİL FUARCILIK, YENİ NESİL BAKIŞ AÇISI GEREKTİRİR

Yaklaşık 20 yıldır yurt dışında birçok ülkede onlarca fuara ülkemizden firmaların katılımını sağlamaya çalışıyoruz. Temsilciliğini yaptığımız birçok fuar, alanlarında Dünya’nın lider fuarları konumda bulunmakta. Böyle olunca da çalıştığımız fuarlarda 50’den fazla ülkeden gelen katılımcı firmaları ve bu ülkelerin Milli Katılım Stantlarını inceleme ve en önemlisi Türkiye’den gelen firmalarımız ile karşılaştırma şansımız da oluyor. Açıkça söyleyebilirim ki, firmalarımız son 10 yılda yurt dışı fuar katılımları konusunda çok yol almış durumda. Avrupa’nın önde gelen fuarlarında katılımcı firma sayısı bakımından çoğu fuarda ilk beş ülke arasında olmayı başarıyoruz. Stant konstrüksiyonlarımız, ziyaretçi karşılama ve ürün sunumu konusunda artık oldukça iyi konumdayız ve işimizi iyi yapıyoruz. İşimizi iyi yaparken, alandaki birçok ülkenin firmalarına karşı dezavantajlı sahaya çıkıyoruz. Çinli firmalar neredeyse yüzde 100’lük teşvik oranları ile fuarlara katılım sağlarken biz her gün değişen kurları hesaplayarak bir yıl sonraki fuar için bütçe oluşturmaya çalışıyoruz. Avrupalı firmalara karşı dezavantajlarımız ise gümrük vergileri, nakliye girdileri, ithal edilen ham maddede değişen fiyatları hesaplamaya çalışıp müşterimize fiyat vermeye çalışmamız. Bütün bunlara rağmen Uluslararası fuarlarda rakiplerimiz ile rekabet etmek konusunda hiç de hafife alınacak durumda değiliz. Artık birçok fuarda firmalar Türk rakiplerinin fuara katılımını önceden analiz etmek ve ona göre hazırlık yapabilmek için fuar firmalarını sorguya tutuyorlar. 

Şartlar bu kadar zor iken, uluslararası fuarlara katılımın sadece stant açıp içinde bulunmanın olmadığı bir dönemde olduğumuzun farkında olmalıyız. Fuara katılmadan aylar öncesinde hedef pazarınızdaki potansiyel müşterilerinizi analiz edebilirsiniz. Fuardan haftalar öncesi bu hedef kitlenize yönelik sosyal medya veya direkt pazarlama yöntemleri ile firmanızı ve ürünlerinizi anlatabilirsiniz. Rakiplerinizin son yıllardaki satış pazarlarını tespit edip bu alanlara yönelik pazarlama faaliyetlerinde bulunabilirsiniz. Fuar başladığında ilgili müşteri kitlesi sizi zaten tanıyor ve ürününüzü merak ediyor olacaktır. Bunun böyle olmasını sağlamak zorundayız. Zira aynı fuarda benzeri ürünlerin tanıtımını ve satışını yapan yüzlerce firmadan sadece bir olmak durumunda kalabiliriz. 

Uluslararası fuarcılık artık kendi konseptini farklılaştırmaktadır. Yeni nesil dış ticaret, yeni nesil fuar anlayışı gerektirmektedir. Dünya, yeni nesil fuarcılık anlayışına uzun zaman önce geçmiş iken ülkemizde Uluslararası fuarcılık konusunda inovativ çözümler üreten çok az sayıda kurum yer almaktadır.

ATİ Uluslararası Fuarcılık Hizmetleri olarak Uluslararası Fuar Katılım Eğitimi ile firmalarımızın katıldıkları fuarlarda marka ve ürünlerini yukarıda geçen tüm bu handikaplara rağmen nasıl bir adım öne taşıyabiliriz diye çalışmalar yaptık. Vardığımız sonuçlar oldukça etkili olmaya başladılar. 

  • Ürünleriniz ile ilgili son 5 yılda en çok ithalat yapılan ülke ve bölgeleri fuar öncesinde tespit etmek ister misiniz?
  • Ürünleriniz ile ilgili potansiyel alıcı müşterilerinize fuardan 3 ay öncesinde ulaşmak ister miydiniz?
  • Fuar esnasında standınıza gelecek olan potansiyel müşterilerinizi fuardan haftalar öncesinde belirleyebileceğinizi biliyor muydunuz?

Yukarıda bahsedilen başlıklar zaten bizim fuarlarda karşılaşmak istediğimiz kitleler değil mi? Bu durumda katılacağımız fuarın çalışmalarına, fuarın organizasyonunun başlama tarihinden çok daha öncesinde başlamamız gerektiği bir gerçek. Uluslararası Fuar Katılım Eğitimi ile firmalarımıza bu yöntemleri anlatıyoruz ve hatta beraber çalışmaları yürütüyoruz. Firmalarımız fuara ilk kez katılacak olsalar bile, potansiyel müşterileri tarafından çok daha erken fark ediliyorlar. 

Unutmayalım; uluslararası fuarlara katılım sağlamak pahalı bir organizasyondur. Bir fuar boyunca yaklaşık 32-40 saat arası etkili çalışabilirsiniz. Hal böyle olunca fuarda geçireceğiniz her saat çok değerli oluyor. Bu saatleri boşa harcamamak ve en verimli biçimde kullanmak gerekiyor. 

Sürdürülebilirlik İçin "Cam Gibi Denizler" Projesi Sürüyor Sürdürülebilirlik İçin "Cam Gibi Denizler" Projesi Sürüyor

LEİPZİGER MESSE 1920'LER
Leipziger Messe’nin 1920’li yıllarda o dönem Osmanlı Devleti olan ülkemizdeki pazarlama faaliyetleri

Leipzig Fuar Merkezi

Editör: Haber Merkezi