EndisTek Mühendislik Proje Müdürü Erdem Şahin, endüstriyel otomasyonun Türkiye'deki gelişimini yorumladı. Türkiye'nin bu alanda global rekabette güçlü olup olmadığı sorusuna cevap veren Şahin, şöyle konuştu:

Net Sıfır Emisyon Hedefiyle Çalışmalarını Sürdürüyor Net Sıfır Emisyon Hedefiyle Çalışmalarını Sürdürüyor

TEKNOLOJİ ADAPTASYONU VE VERİMLİLİK ARTIŞI

"Türkiye, endüstriyel otomasyon alanında son yıllarda önemli ilerlemeler kaydetti ve bu sektörde dikkate değer bir iş hacmine ulaştı. Özellikle sanayi sektörünün toplam ciro içindeki payı %35,9 seviyesinde. Bu veri, Türkiye'nin endüstriyel otomasyon pazarında belirli bir büyüklüğe ulaştığını gösteriyor.
Ancak, bu büyüklüğün sürdürülebilir rekabet avantajına dönüşebilmesi için verimlilik ve inovasyon kritik öneme sahiptir. Verimlilik artışı sağlanamadığı takdirde, Türkiye'nin global rekabette geri kalma riski bulunuyor. Özellikle Çin, endüstriyel robot kullanımı ve otomasyon teknolojilerine yaptığı yatırımlarla büyük bir rekabet avantajı elde etti."

Uluslararası Robotik Federasyonu'nun 'Dünya Robotik 2024' raporuna değinen Şahin, bu rapora göre Çin'de her 10 bin işçi başına düşen endüstriyel robot sayısının 470'e ulaştığını ve bu alanda Almanya, Japonya ve ABD gibi ülkeleri geride bıraktığını söyledi. Çin’in bu yükselişinin ise yalnızca düşük iş gücü maliyetlerine değil, aynı zamanda teknoloji adaptasyonu ve verimlilik artışına dayandığının altına çizen Şahin, "Bu durum, Çin'in global pazarda daha rekabetçi olmasını sağlamaktadır." dedi.

Türkiye'nin bu rekabet ortamında güçlü bir pozisyon alabilmesi için dışa bağımlılığını azaltması, öz kaynaklarını ve katma değerli ürünlerini geliştirmesi ve yerli üretimi teşvik ederek inovasyon yatırımlarını artırması gerektiğini söyleyen Şahin, "Bunun yanı sıra, Endüstri 4.0 ve dijital dönüşüm süreçlerine entegrasyon, verimlilik ve kaliteyi artırarak Türkiye'nin global pazarda daha güçlü bir konum elde etmesine katkı sağlayabilir." dedi.

SÜRDÜRÜLEBİLİR REKABET AVANTAJI İÇİN...

Şahin son olarak, "Türkiye endüstriyel otomasyon sektöründe belirli bir iş hacmine sahip olsa da, verimlilik ve inovasyona odaklanarak ve katma değerli ürünler geliştirerek global rekabette daha güçlü bir pozisyon alabilir. Bu stratejik adımlar, Türkiye'nin endüstriyel otomasyon alanında sürdürülebilir bir rekabet avantajı elde etmesini sağlayacaktır." diyerek sözlerini tamamladı.
 

Editör: Ayşete Yavaş