Üretim dönüşümünü savunan bir Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ESG) kurumu ve bağımsız bir kâr amacı gütmeyen kuruluş olan INCIT(International Centre for Industrial Transformation), endüstriyel dönüşümü desteklemek ve küresel üretimin daha dayanıklı, üretken ve gelecekteki başarı için daha iyi konumlandırılmasını sağlamak için hem kamu hem de özel sektör üretimle ilgili kuruluşlarla iş birliği yapıyor.
INCIT, uluslararası üretim topluluğunun bu değişim sürecinde somut değer yaratmasını sağlayacak küresel olarak referans alınan Önceliklendirme Endeksleri, araçları, kavramları ve programları geliştirmek ve dağıtmak konusunda ortak bir misyonla hareket ediyor.
DÜNYA GENELİNDE GEREKEN ÖNEM VERİLMİYOR
INCIT EMEA Direktörü Aykut Yeni, INCIT'ın sürdürülebilirlik konusunda geliştirdiği olgunluk endeksine göre Türkiye'nin durumunu şu sözlerle yorumluyor:
"Dünya genelindeki sürdürülebilirlik olgunluğu ortalaması şu anda 1.02 seviyelerinde. Bunu yalnızca rakamlardan değil, yaşadığımız hava olayları, küresel ısınma ve çevresel krizlerden de net bir şekilde görebiliyoruz. COSIRI değerlendirmeleri, dünya genelinde sürdürülebilirliğe gereken önemin verilmediğini açıkça gösteriyor.
Peki, Türkiye bu tabloda nerede? Aslında küresel ortalamaya oldukça yakın bir noktadayız. Ege Bölgesi başta olmak üzere, sürdürülebilirliği başarıyla hayata geçiren firmalarımız var. Ancak, Türkiye ürettiği ürünlerin büyük bir kısmını Avrupa’ya ihraç eden bir ülke olarak, sürdürülebilirlik konusunda çok daha hızlı aksiyon almak zorunda.
Çünkü mesele sadece çevresel sorumluluk değil, aynı zamanda rekabet gücü. Avrupa Birliği’nin getirdiği yeni düzenlemelerle, karbon ayak izi yüksek olan firmaların pazara erişimi giderek zorlaşıyor. Yani, sürdürülebilirlik artık sadece bir ‘tercih’ değil, doğrudan ticari bir zorunluluk haline geldi. Türkiye’nin bu dönüşümde hızlı hareket etmesi, hem çevresel hem de ekonomik anlamda kritik bir gereklilik."
