İnşaat malzemesi sektörünün çatı kuruluşu Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından her ay düzenli olarak yayımlanan İnşaat Malzemesi Sanayi Bileşik Endeksi’nin Şubat 2024 sonuçları açıklandı. Rapora göre geleneksel olarak kış aylarında ortaya çıkan yavaşlama etkisi azaldı. Yerel seçimler öncesi oluşan hareketliliğin de etkisiyle Bileşik Endeks şubat ayında sınırlı ölçüde yükseldi. Bileşik Endeksi oluşturan alt unsurlardan faaliyetler şubat ayında yükselirken, güven ve beklentiler ise zayıflama gösterdi.
BİRLEŞİK ENDEKS 0,09 PUAN ARTTI
Türkiye İMSAD raporuna göre; İnşaat Malzemesi Sanayi Bileşik Endeksi şubat ayında bir önceki aya göre 0,09 puan artış kaydetti ve 71,21 puan seviyesine yükseldi. Bileşik Endeks, deprem afetinin yaşandığı geçen yılın şubat ayının ise 1,91 puan üzerinde gerçekleşti. Yerel seçimlere kadar Bileşik Endeksin durağan bir dönem içinde kalacağı tahmin ediliyor.
FAALİYET ENDEKSİ ŞUBAT AYINDA TOPARLANMAYA BAŞLADI
Rapora göre, küresel pazarlardaki durgunluğun devam etmesi ve mevsimsellik etkisi faaliyetleri etkilemeye devam etti. Faaliyet Endeksi, şubat ayında bir önceki aya göre 1,7 puan yükseldi ve 145,6 puan seviyesine çıktı. Bu kapsamda yıla gerileme ile başlayan Faaliyet Endeksi, ikinci ayda toparlanmaya başladı.
Rapora göre yurt içi satışlar, şubat ayında bir önceki aya göre artış kaydetti. İhracat ise şubat
ayında değişim göstermedi. Pazarlardaki yavaşlama ihracatı zayıf kılmaya devam ederken,
TL’nin yeniden değerlenmesi de ihracatın sınırlı olmasında rol oynadı. Diğer yandan üretim şubat ayında artış gösterdi. Cirolarda yükseliş görüldü. Yurt dışı satış fiyatları da şubat ayında artışını sürdürdü. Rapor kapsamında; inşaat malzemesi sanayisinde faaliyetleri, içeride yerel seçimler öncesi gelişmeler, ekonomi politikaları ve mevsimsellik, dışarıda ise yavaşlamanın belirlemeye devam edeceğine vurgu yapıldı.
GÜVEN ENDEKSİ ZAYIF KALMAYA DEVAM ETTİ
Ekonomi çevreleri tarafından dikkatle izlenen Türkiye İMSAD raporuna göre; yerel seçimler yaklaşırken Güven Endeksi, yeni yılın ikinci ayında sınırlı ölçüde gerileme gösterdi. Yerel seçimler sonrası ekonomi politikalarına ve gelişmelerine ilişkin belirsizlikler, şubat ayında güven kaybına neden oldu. Dövize artan talep de genel güveni olumsuz etkiledi. Bu kapsamda zayıf ve kırılgan kalan Güven Endeksi, şubat ayında bir önceki aya göre 0,26 puan azaldı ve 32,62 puan oldu.
Türkiye ekonomisine ilişkin güven seviyesinin sınırlı ölçüde azaldığına dikkat çekilen rapora göre inşaat sektöründe ve inşaat malzemesi sanayinde güven sınırlı düşüş gösterdi. Yurt içi pazarlarda da güven, şubat ayında çok sınırlı ölçüde azaldı. İhracat pazarlarına olan güven ise şubat ayında artış kaydetti. Raporda inşaat malzemesi sanayisinde Güven Endeksi’ni etkileyen birçok unsurun bulunduğuna dikkat çekildi. Yeni ekonomi politikalarındaki değişim, sürdürülebilirlik konusunda güven endişesini sürdürüyor. Bu kapsamda yeni ilave sıkılaştırma önlemleri üzerine beklentilerin arttığı gözlemleniyor. Küresel jeopolitik gelişmelerin sınırlayıcı etkide bulunduğu güvenin, yerel seçimlere kadar zayıf kalacağı tahmin ediliyor.
BEKLENTİ ENDEKSİ ŞUBAT AYINDA 57,67 PUANA İNDİ
Türkiye İMSAD raporuna göre Beklenti Endeksi yılın ikinci ayında sınırlı ölçüde gerileme gösterdi. Beklentileri yeni ekonomi politika uygulamaları ve küresel riskler ile alınan yurt içi ve yurt dışı siparişler şekillendirdi. Beklenti Endeksi şubat ayında bir önceki aya göre 0,27 puan azalarak 57,67 puana indi. Şubat ayında dövize yönelik önemli bir talep oluştuğu ifade edilen raporda, enflasyonun beklentilerin üzerinde arttığı belirtildi. Ekonomiye ilişkin beklentiler zayıf kaldı. Alınan yurt içi siparişler ve ihracat siparişleri ise sınırlı ölçüde artarak beklentileri olumlu yönde destekledi. Yerel seçimler sonrasına ilişkin belirsizlikler ise beklentilerin sınırlı kalmasında rol oynadı. Önümüzdeki üç aya ilişkin alınan yurt içi siparişlerde çok sınırlı artış gerçekleşirken, ihracat siparişleri şubat itibarıyla beş ay sonra yeniden artış gösterdi. Üretim beklentilerinin toparlanmaya devam edeceğine vurgu yapılan raporda, küresel jeopolitik risklerin ise farklı etkilere neden olabileceğine dikkat çekildi.