Geleceği referans alan inovatif yaklaşımı, yeni nesil mühendislik anlayışı, ileri teknolojiye sahip yazılımları, pazarda fark yaratan ürünleri ve servisleriyle inşaat teknolojileri sektörünün öncüsü Hilti, Türkiye’de 25. yılını doldurdu. Çeyrek asrı geride bırakırken hem sektöre hem de ülkemizin güvenli yarınlarına dokunan pek çok projede yer alan şirket; Hilti Türkiye Genel Müdürü Banu Deniz Çetinkol’un ev sahipliğinde, Hilti Global İcra Kurulu Üyesi Joaquim Sarda Solsona ve Hilti Orta Doğu, Türkiye ve Afrika Bölge Başkanı Thomas Stumpp’ın katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda Türkiye’ye olan güveninin altını çizdi.
DÜNYANIN EN KÜÇÜK 6. ÜLKESİNDEN DOĞAN BÜYÜK BAŞARI HİKÂYESİ
Hilti’nin 1941 yılında küçük bir torna tezgâhında başlayan serüveninin bugün dünyaya ilham veren büyük bir başarıya dönüştüğünü söyleyen Hilti Global İcra Kurulu Üyesi Joaquim Sarda Solsona; “Dünyanın en küçük 6’ncı ülkesi olan, 39 bin nüfuslu Lihtenştayn’dan doğan Hilti, bugün 30 bin çalışanı, Avrupa, Güney Amerika ve Asya’da üretim tesisleri ve Ar-Ge yatırımları ile 6 kıtada 120’den fazla ülkede faaliyet gösteren jenerik bir marka konumunda. Global inşaat endüstrisine ileri teknoloji inovatif çözümler sunan Hilti’nin bu başarısının arkasında yatan en önemli unsurlardan biri de ‘Çözüm Ortağı’ modeli ile müşterilerinin ihtiyaçlarına özel mühendislik çözümleri geliştirebiliyor olması. Bu modelle sadece ekipman üreten ve satan bir tedarikçi olmak yerine projelerin en başından itibaren verdiğimiz danışmanlık, yazılım, tasarım, kontrol ve mühendislik hizmetlerimizle holistik bir yapı inşa etmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.
"TÜRKİYE’NİN YÜKSEK POTANSİYELİNE VE GÜCÜNE İNANIYORUZ”
Hilti’nin dijitalleşme ve sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarına da değinen Joaquim Sarda Solsona; “Dijitalleşme yatırımlarımız çerçevesinde hayata geçirdiğimiz Ask Hilti ve Hilti Online websitesi gibi online mecralardan paydaşlarımıza ulaşıyor; bulut tabanlı yazılımlar, BIM/CAD kütüphaneleri, yarı otonom robot teknolojilerimiz ve ON!Track gibi envanter yönetim sistemlerimizle inşaat sektöründe dijital dönüşüme öncülük ediyoruz. Sürdürülebilirlik çalışmalarımız kapsamında ise 2023 yılına kadar karbon nötr firma olarak bu alanda da sektörümüzde öncü olmayı hedefliyoruz. Dünya genelinde elde ettiğimiz tüm bu başarılar ve belirlediğimiz hedefler paralelinde Türkiye’de de pek çok alanda lider olarak konumlanıyoruz. Türkiye’nin yüksek potansiyeline ve gücüne olan inancımızla yatırımlarımızı artan bir ivmeyle sürdürüyoruz” dedi.
TÜRKİYE, HİLTİ'NİN FAALİYET GÖSTERDİĞİ 120'DEN FAZLA ÜLKE İÇERİSİNDE EN CÂZİP PAZARLARDAN BİRİ
Türkiye’nin Hilti için önemine dikkat çeken Hilti Orta Doğu, Türkiye ve Afrika Bölge Başkanı Thomas Stumpp; “İnşaat sektörünün ekonomide lokomotif görevi gördüğü Türkiye’de yer almak Hilti için çok önemli. Stratejik konumu, mühendislik yetkinliği, güçlü endüstrisi, genç ve dinamik nüfusu, nitelikli iş gücü ve değişimlere hızla adapte olabilen esnek yapısı Türkiye’yi Hilti’nin faaliyet gösterdiği 120’den fazla ülke içerisinde en câzip pazarlardan biri haline getiriyor. 200’den farklı alt sektöre çıktı sağlayan inşaat sektörü gerek ekonomiye katkısı gerek istihdamda yarattığı geniş havuzu ile Türkiye’nin büyüme performansında çok büyük etkiye sahip. Uluslararası inşaat sektörü dergisi ENR'nin “Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi” listesinde bu yıl Türkiye'den 42 firma yer aldı. Bu sayı artarken bu firmaların pazar erişimleri de genişliyor. İnşaat sektöründeki bu gelişimin yanı sıra Türkiye, enerji ve endüstri alanlarında yoğunlaşan yatırımlarla da dikkat çekiyor. Bu noktada biz de Hilti olarak, Türkiye’yi yatırımlarımızda önceliğimize alıyor ve aynı zamanda Hilti Türkiye’yi önemli bir yetenek havuzu olarak konumlandırıyoruz. Elimizdeki pazar gücünü en iyi şekilde değerlendirerek hem markamıza hem de Türkiye’ye katma değer sağlamak adına çalışmalarımıza son hızla devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
HİLTİ, 25 YILDIR TÜRK İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN STRATEJİK KONUMUNU GÜÇLENDİRİYOR
“Çeyrek asrı geride bırakmış Hilti Türkiye’nin başarı yolculuğuna 21 yıldır farklı pozisyonlarda şahitlik etmiş bir genel müdür olarak yaşadığım heyecan ve gururu tasvir etmem imkânsız” diyen Hilti Türkiye Genel Müdürü Banu Deniz Çetinkol ise sözlerine şöyle devam etti: “Hilti, Türkiye pazarına ilk olarak 1982 yılında giriş yaptı ve 15 yıl boyunca distribütörlük olarak temsil edildi. 1997 yılından bu yana ise Türkiye’de yüzde 100 yabancı sermayeli bir şirket olarak faaliyet gösteriyoruz. Global Ar-Ge yatırımlarımızla yeni teknolojiler ve patentli sistemler geliştirmeye devam ediyor, dijitalleşme kapsamında yapı sektöründe verimliliği artıracak yazılım, servis ve ürünler tasarlıyoruz. Hilti Türkiye olarak 250 kişilik kadromuz, 10 binin üzerinde ürünümüz, beş mağazamız, bir eğitim ve teknik servis kuruluşumuzla ağırlıklı olarak inşaat, enerji ve endüstri sektörlerine hizmet veriyoruz. Türkiye’deki 25 yıllık tecrübemiz ışığında yıllar içinde sahaya, proje ofislerine, şantiyelere, enerji tesislerine ve fabrikalara yaptığımız ziyaretler sonucu müşterilerimizin hem yurt içi hem de yurt dışı faaliyetlerindeki ihtiyaçlarını doğru analiz ederek onlara özel terzi usulü çözümler sunuyoruz. Yılda yaklaşık 12 bin firmayla çalışıyor, sayısız büyük ve orta ölçekli projede yer alıyoruz. Bugüne kadar çok sayıda başarıya imza attık, Türkiye’nin dev projelerinde çözüm ortaklığı yaptık, ülkemizin lokomotifi olan inşaat sektörüne katma değer sağlayacak çalışmalarda bulunduk. Tüm bunlara ek olarak ülkemizin global inşaat sektörü içindeki stratejik konumunu güçlendirecek birçok projede çalıştık, çalışmaya da devam ediyoruz.”
TÜRKİYE’DE ÜÇ YEREL ÜRETİCİSİ BULUNAN HİLTİ, BU HACMİ DAHA DA GENİŞLETMEYİ HEDEFLİYOR
Hilti Türkiye’nin stratejik pozisyonu ve donanımlı insan kaynağı ile Hilti içinde önemli ülkeler arasında yer aldığını vurgulayan Banu Deniz Çetinkol; “Türkiye’de çok güçlü bir endüstri var ve Hilti de bu gücün farkında. Bugün Türkiye’de Hilti Global ile anlaşmalı üç ayrı yerel üreticimiz mevcut. Bu üreticilerimizin ürettiği ürünler gerek Türkiye’de gerekse Türk müteahhitlerimizin yurt dışındaki projelerinde sıklıkla kullanılıyor. Önümüzdeki dönemde yerel üretim hacmimizi daha da genişletmeyi hedefliyoruz” dedi.
10 İNŞAAT PROJESİNDEN 9’U YA ZAMANINDA TAMAMLANAMIYOR YA DA PLANLANAN BÜTÇEYİ AŞIYOR
Türk inşaat sektörünün gelişim potansiyeline dikkat çeken Çetinkol; “İnşaat sektörü, çıktıları ile birlikte gayrisafi milli hasılamızın yüzde 10’luk kısmını oluşturuyor. Bu yıl Türkiye’nin 42 firma sayısı ile müteahhitlikte dünya ikinciliğini bir yıllık aranın ardından geri alması da inşaat sektöründeki stratejik konumumuzu doğruluyor. Bu değerli başarılara çok daha fazlasını ekleme gücümüz var. Ancak McKinsey araştırma raporunun sonuçlarında da gördüğümüz gibi inşaat sektörü son 30 yılda verimlilik anlamında bir gelişme gösteremedi. Türkiye’de inşaat alanında eğitimli ara eleman bulmak hemen hemen imkansız. Bu da hem bu çalışanların eğitilmesini önemli hale getiriyor hem de teknoloji ve dijital araçlarla desteklenerek işin en başından çok doğru bir planlama yapılmasını gerektiriyor. Yine Ekonomist dergisinde yayımlanan araştırmalardan ve sahadaki gözlemlerimizden gördüğümüz kadarıyla inşaat sektöründe her 10 projeden 9’u ya zamanında tamamlanamıyor ya da planlanan bütçeyi aşıyor. Bu durumun başlıca sebepleri arasında proseslerdeki verimsizlikler, doğru planlanmamış masraflar ve yeterli eğitime sahip olmayan çalışanlar yer alıyor. Bu noktada Hilti olarak, kısaca BİM adı verilen Yapı Bilgi Modellemesi servisimizle projelere planlama aşamasında dahil olup en optimum çözümleri sunabiliyoruz. Doğru el aleti kullanımı ile işçilerin verimliliğini artırırken güvende olduklarından emin oluyoruz. ON!Track ekipman yönetimi yazılımımızla ise hangi şantiyede hangi malzemelerin olduğuna bir tuşla ulaşılabilmesini sağlıyor; böylece zaman, kaynak ve para israfının önüne geçiyoruz” şeklinde konuştu.
DEPREM ALANINDA İTÜ, AFAD, AKUT VE DEGÜDER İLE ÖNEMLİ ÇALIŞMALARA İMZA ATIYOR
Türkiye topraklarının yüzde 98’inin deprem kuşağında olduğuna dikkat çekerek Hilti’nin bu alandaki çalışmalarına da değinen Çetinkol; “Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün raporuna göre; İstanbul’da yapım yılı deprem yönetmeliğinin yayınlandığı 2000 yılı ve öncesine ait bina sayısı 817 bin, konut sayısı ise yaklaşık 4 milyon. Bu veriler, kentsel dönüşüm ve kentsel dönüşüme göre maliyet avantajı olan güçlendirme projelerine hız vermemiz gerekliliğini ortaya koyuyor. Bu noktada Hilti Türkiye olarak, ülkemizde deprem yönetmeliğinden önce yapılmış bina stoğunun en kısa zamanda ve optimum maliyetle dönüştürülebilmesi için İstanbul Teknik Üniversitesi ile bina güçlendirme konusunda bir proje yürütüyoruz. Ayrıca AFAD, AKUT ve Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER) ile de farklı projeler kapsamında iş birliği içindeyiz” dedi.
PASİF YANGIN DURDURUCULAR ALANINDAKİ DENEYİMİNİ GENİŞ KİTLELERE ULAŞTIRIYOR
Türkiye’de binalarda, kamusal alanlarda ve endüstriyel tesislerde sıklıkla yaşanan bir diğer önemli felaketin yangın olduğunu hatırlatan Çetinkol; “Araştırmalara göre; yangın esnasında hayatını kaybedenlerin yüzde 60’ı duman zehirlenmesi sebebiyle yaşama veda ediyor ve ölümlerin yüzde 57’si yangının çıktığı alanların dışında meydana geliyor. Dolayısıyla yangını olduğu yere hapseden ve dumansız bir hava sahası yaratarak insanların kaçmasına fırsat tanıyan pasif yangın durdurucu ürünlerimiz hayati bir öneme sahip. Burada da Hilti Türkiye olarak tecrübemizi hem İMSAD’ın oluşturduğu yangın çalışma grubunda paylaşıyoruz hem de mühendislik odalarında verdiğimiz seminerlerle daha geniş kitlelere ulaşmaya çalışıyoruz. Ayrıca sadece mühendisler için oluşturduğumuz AskHilti platformunda sismik ve yangın başta olmak üzere pek çok konuda içerikler sunuyor, mühendislerin sorularını aynı gün içinde cevaplıyoruz” şeklinde açıklamalarda bulundu.
TÜRKİYE’NİN “EN İYİ” VE “EN MUTLU” İŞYERLERİNDEN BİRİ
Hilti Türkiye olarak imza attıkları tüm bu başarıların arkasındaki en önemli itici gücün çalışanları olduğunu vurgulayan Çetinkol, “Yarattığımız güçlü ekosistem sayesinde 2012 yılından beri Türkiye’nin en iyi işverenleri arasındayız. 2021 yılında Hilti Türkiye çalışanları, Great Place to Work Enstitüsü (GPTW) tarafından yapılan ankette yüzde 91’lik rekor bir skorla Hilti’yi “çalışmak için harika bir yer” olarak tanımladı. 2022 yılında yine GPTW Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen ‘Türkiye'nin En İyi İşverenleri’ araştırmasında 100-249 çalışan sayılı şirketler kategorisinde 6. olduk. Ayrıca bu yıl ilk defa gerçekleştirilen Happy Place to Work araştırmasında Türkiye’nin En Mutlu İşyerlerinden biri olarak seçildik” dedi.
ERKEK YOĞUN SEKTÖRDE ÇEŞİTLİLİĞİ ARTIRMAK İÇİN ÇALIŞIYOR
Hilti Türkiye’nin Hilti Global için önemli bir yetenek havuzu olduğunun altını çizen Çetinkol, “Son 4 yılda yaklaşık 50 çalışanımızı başta Dubai olmak üzere İngiltere, Almanya, Lihtenştayn ve Amerika’ya gönderdik. Çalışanlarımızın bu deneyimleri yine Türkiye’de ya da bağlı olduğumuz META bölgesinde kullanmaları da şirketimize değer katıyor. Ben de bu kariyer yolculuğunu deneyimlemiş kişilerden biriyim. Ayrıca çeşitliliğe verdiğimiz önem doğrultusunda erkek yoğun inşaat sektöründe kadın temsiliyetini artırmak ve genç kadın mühendis arkadaşlarımızı desteklemek için ‘Satışta kadın’ stajyer programımızı ve ‘Kariyer köprülerinizi Hilti ile güçlendirin’ mentor-menti programlarımızı hayata geçirdik. Hâlihazırda üst yönetimimizin yarısı, tüm çalışanlarımızın ise yüzde 27’si kadınlardan oluşuyor” diye konuştu.
HİLTİ TARİHİNDEKİ EN BÜYÜK LANSMANA HAZIRLANIYOR
2023 yılında Hilti tarihindeki en büyük lansmanı Nuron teknolojileri ile yapmaya hazırlandıklarını açıklayan Banu Deniz Çetinkol; “Nuron, Türkiye’de bugüne kadar el aletleri pazarında gerçekleşen en büyük lansman olacak. 70’ten fazla el aletinin aynı akü platformunda, nesnelerin internetini kullanarak birbirleriyle konuşacağının ve bugüne kadar herhangi bir akülü makinada görülmemiş bir performansla çalışacağının müjdesini veriyoruz. Yeni Nuron platformumuzla müşterilerimizin hem birçok yeni uygulamada akülü makinalar kullanmasını sağlayacak hem makina parkını optimize ederek yatırım maliyetlerini düşürecek hem de sahadaki üretkenliklerini artıracağız. Bütün bu gelişmelerimiz ışığında bu yıl olduğu gibi önümüzdeki yıl da enflasyondan arındırılmış büyümemizin çift haneli ve sektör büyümesinin üzerinde güçlü bir büyüme olacağını öngörüyoruz. 25 yıllık deneyimimiz ışığında sektörümüzde dijitalleşme ve sürdürülebilirlik konularında öncü rolümüzü koruyacağız. Yaptığımız partnerliklerle Türkiye’deki yerel üretimimizi daha da güçlendirirken çalışan sayımızı da artıracağız. Tüm bunları yaparken daha iyi bir gelecek inşa etmek amacımıza sadık kalarak üniversiteler, mühendislik odaları ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çalışmayı sürdüreceğiz. Türkiye’de 25 yıl önce başlayan yolculuğumuza aynı tutkuyla devam ederek imza attığımız projelere yenilerini ekleyeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.