Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) Başkanı Can Dinçer, "Veriler; ham madde ve enerji fiyatlarındaki artış, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş, en büyük ihracat pazarlarımızda enflasyonun yükselmesi gibi olumsuzluklara rağmen güçlü ihracatımızı koruduğumuzu gösteriyor." diye konuştu.

SEKTÖR İHRACATINI YÜZDE 16 ARTIRDI

TÜRKBESD'in sektörün ilk yarı sonuçlarıyla ilgili düzenlediği toplantıda paylaşılan bilgi doğrultusunda, 2022 yılında 6 ana üründe beyaz eşya dış satımı adet bazında 2021 yılının benzer dönemine göre yüzde 1 artarken, dernek üye şirketlerinin Türkiye satışları yüzde 8 oranında değer kaybetti.

Toplantı kapsamında bir konuşma gerçekleştiren TÜRKBESD Başkanı Dinçer, Türkiye'nin, dünya beyaz eşya üretiminin yüzde 7'sini karşıladığını ve son 10 yılda 199 milyon adet üretim yaptığını ifade ederek sektörün geçen yılki dış satımının yüzde 16 oranında artırdığını ve başarılı sonuçlar elde ettiğini söyledi.

Dinçer, "Veriler; ham madde ve enerji fiyatlarındaki artış, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş, en büyük ihracat pazarlarımızda enflasyonun yükselmesi gibi olumsuzluklara rağmen güçlü ihracatımızı koruduğumuzu gösteriyor." dedi.

"TÜRKİYE EKONOMİSİNE CİDDİ KATKILAR SAĞLIYOR"

Bu yılın öngörülen üzere küresel ölçekte zor bir sene olduğunu, Türkiye'nin lokomotif sanayilerinden biri olan beyaz eşya sanayinin tüm olumsuzluklara güçlü bir şekilde karşı direnç gösterdğini bildiren Dinçer, üretiminin yüzde 75'ini ihraç eden sektörün rekabet gücünü koruması adına atılması gereken adımların en önemli gündem maddelerinden olduğunu vurguladı.

Dinçer, Ar-Ge ve teknoloji alanında önemli yatırımlara imza atıldığını, sektörün Türkiye'nin en fazla patentre sahip sektörü olduğuna dikkat çekerek beyaz eşya endüstrisinin senelik 4,5 milyar dolarlık dış satımla Türkiye ekonomisine ciddi katkılar sağladığını dile getirdi.

İç pazarda daralmanın senenin başından beri sürdüğünü kaydeden Dinçer, "Tüketicilerin alım gücünü desteklemek üzere kredi kartı taksit sayılarının artırılmasının faydalı olacağına inanıyoruz. Ayrıca, ÖTV'nin kaldırılması tüketicilerin ihtiyaçlarını daha rahat karşılamasını sağlayarak talebi artıracak, üretimin de güçlü şekilde devam etmesini sağlayacaktır." şeklinde konuştu.

"ANTİ DAMPİNG KARARI REKABET GÜCÜNÜ OLUMSUZ ETKİLİYOR"

TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz ise, yassı çeliğin, sektörün maliyet giderlerinin ortalama yüzde 17'sini oluşturduğunu, damping soruşturmasına konu ürünün sektörün yanında birçok imalat sanayinin ana girdilerinden biri olduğunu belirtti.

Net Sıfır Emisyon Hedefiyle Çalışmalarını Sürdürüyor Net Sıfır Emisyon Hedefiyle Çalışmalarını Sürdürüyor

Yavuz, Türkiye’de üretilen sıcak sac miktarının üretim için ihtiyaç duyulan talebi karşılayabilir düzeyde bulunmadığını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aradaki fark zaruri olarak ithalat yoluyla karşılanıyor. Türkiye'nin sıcak sac ithalatının yüzde 36'sı Rusya'dan, yüzde 22'si ise Ukrayna'dan yapılıyor. Her iki ülkeden de artık ithalat yapılamaması tedarik kaynaklarını hızla çeşitlendirmeyi gerektirmiştir. Soruşturma kapsamındaki AB ve G. Kore menşeli ürünlere yönelik anti damping kararı, beyaz eşya dahil olmak üzere ihracat yapan tüm imalat sektörlerinin rekabet gücünü olumsuz etkiliyor. Mart ayında Ticaret Bakanlığımız tarafından yayımlanan Nihai Bildirim Raporu'nda, yüzde 50 seviyelerine dayanan marjlardan, nihai kararda ciddi oranda düşüş olması bir nebze de olsa olumludur. Ancak asıl beklentimiz, tedarik zincirlerinin zorlandığı ve uluslararası konjonktürün giderek sertleştiği bir dönemde ihracatımızın belkemiğini oluşturan imalat sektörlerinin rekabetçiliğini de artırması bakımından soruşturmanın önlemsiz bir şekilde kapatılmasıydı."

"ÇALIŞMALARIN, ÜLKEMİZİN YARARINA SONUÇLANACAĞINI UMUYORUZ"

TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Özkadı da Türkiye'nin en önemli ihracat pazarı olan AB’de Yeşil Mutabakat kapsamındaki gelişmelere değindi ve söz konusu alandaki gelişmelerin ürün geliştirme ve üretim süreçlerini etkileyeceğini bildirdi.

Avrupa Komisyonu'nun 14 Temmuz'da 2030 İklim Hedefi ve Avrupa Yeşil Mutabakatı hedefleri için kapsamlı bir teklif paketi sunduğunu hatırlatan Özkadı, "Sınırda Karbon Düzenlemesi, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) oluşturulması gibi gelişmelere hızlı bir şekilde uyum sağlamamız büyük önem taşıyor. AB'de geliştirilmesi devam eden, Sürdürülebilir Ürünler için Ekotasarım Yönetmeliği de (Ecodesign for Sustainable Products Regulation-ESPR) sektörümüzü etkileyecek düzenlemeler öngörüyor. Tasarının AB Komisyonu nezdindeki kamu istişare süreci 22 Haziran tarihinde tamamlandı. Sürecin yakından takip edilerek ülkemizde gerekli iletişim ve düzenlemelerin vakitlice yapılmasını hem ihracattaki rekabetçiliğimizin devamı hem de AB ile Gümrük Birliği'nin verimli bir şekilde işlemesi açısından da gerekli görüyoruz. Bu bağlamda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ile yürütülen çalışmaların ilgili diğer kamu kurumlarımızın da katkılarıyla ülkemizin yararına sonuçlanacağını umuyoruz."

"2030'A KADAR 2,3 MİLYON TON KARBON EŞ DEĞERİ AZALTIM OLABİLİR"

Geçtiğimiz yılki yeni enerji etiketli ürünlerin tüketicilerle buluşmasının piyasada daha fazla verimliliği yüksek ürünün yer almasına katkıda bulunduğunu söyleyen Özkadı, "Bununla beraber tüketicilerin bu konudaki farkındalığı da artmış oldu. Ayrıca, elektrik fiyatlarındaki artışın da enerji verimli ürünlere talebi artırması bekleniyor. Bilindiği üzere, enerji verimliliği hem ülke hem de tüketici ekonomisine önemli katkılar sağlıyor. 2030'a kadar enerji verimli ürünlere geçişte, beyaz eşya ürünlerinden yüksek miktarlarda elektrik tüketim tasarrufu bekleniyor. Elektrik fiyatları projeksiyonu bakımından bu kazanç ile 2030'a kadar 20,8 milyar TL’lik bir tasarruf oluşabilir. Toplam emisyon oranlarında da 2030'a kadar yaklaşık 2,3 milyon ton karbon eş değeri azaltım sağlanabilir." ifadelerini kullandı. (AA)
 

Editör: Haber Merkezi