Sanayi şirketleri için AR-GE faaliyetleri, rekabet avantajı sağlamanın ve sürdürülebilir büyümenin temel taşlarından biri. AR-GE sayesinde şirketler, yenilikçi ürün ve hizmetler geliştirerek pazarda farklılaşabilir, maliyetleri düşürebilir ve süreç verimliliğini artırabilir. Özellikle dijitalleşme, otomasyon ve yapay zeka gibi teknolojilerin hızla geliştiği bir dönemde, sanayi şirketlerinin bu dönüşüme ayak uydurabilmeleri için sürekli inovasyon üretmeleri kaçınılmaz hale gelmiştir. AR-GE yatırımları aynı zamanda şirketlerin uluslararası pazarlarda rekabet edebilirliklerini artırırken, yerel ekonomiye de katma değer yaratır ve nitelikli istihdamın önünü açar. Bu nedenle AR-GE, sadece bir maliyet kalemi değil, uzun vadeli stratejik bir yatırım olarak görülmelidir.

YERLİ AR-GE SÜREÇLERİNE YETERLİ KAYNAK AYRILMIYOR

Türk şirketlerinin otomasyon alanındaki Ar-Ge faaliyetlerini değerlendiren SEW Eurodrive Genel Müdürü Murat Eroğlu, Türk şirketlerinin otomasyon alanındaki Ar-Ge faaliyetlerinin, son yıllarda önemli bir gelişim gösterdiğini ancak gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında hâlâ istenilen seviyede olunmadığını söyleyerek şöyle konuştu: "Türkiye'deki otomasyon sektöründeki Ar-Ge faaliyetleri, büyük bir potansiyel taşısa da, özellikle yüksek teknoloji ve yenilikçi çözümler geliştirilmesi açısından bazı eksiklikler ve sınırlamalar mevcut."

Esnek Üretimin Vazgeçilmezlerinden: IO-Link Esnek Üretimin Vazgeçilmezlerinden: IO-Link

Otomasyon ve endüstriyel dijitalleşme konusunda Ar-Ge faaliyetlerini teşvik etmek amacıyla, bazı devlet destekleri ve teşvikler sunulduğunu hatırlatan Eroğlu, "Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından sağlanan destekler, özellikle KOBİ'ler ve yenilikçi teknoloji geliştiren şirketler için önemli. Bu destekler, şirketlerin Ar-Ge projelerine yatırım yapmalarını kolaylaştırıyor. Her ne kadar bu devlet destekleri ve teşvikler sağlansa da, Türkiye'deki otomasyon sektöründeki Ar-Ge yatırımları, gelişmiş ülkelere kıyasla daha düşük seviyelerde kalıyor. Türkiye'deki firmalar, genellikle dışa bağımlı teknolojiler kullanmakta ve yerli Ar-Ge süreçlerine yeterli kaynak ayırmamakta. Almanya, Japonya ve Amerika gibi ülkelerde, otomasyon alanında yapılan Ar-Ge yatırımları çok daha yüksek seviyelerdeyken, Türkiye'de bu alan henüz yeterince yüksek seviyelere ulaşamamıştır." diye konuştu.

KÜRESEL REKABETTEKİ KONUMUMUZ YÜKSELEBİLİR

Sonuç olarak, Türk şirketlerinin otomasyon alanındaki Ar-Ge faaliyetlerinin özellikle büyük ölçekli şirketler ve savunma sanayii gibi sektörlerde önemli ilerlemeler kaydettiğini söyleyen Eroğlu, değerlendirmesini şöyle tamamladı: "Ancak, KOBİ'lerdeki yetersizlikler, nitelikli işgücü eksikliği ve finansman sorunları, Ar-Ge faaliyetlerinin yeterli düzeye ulaşmasını engellemektedir. Bu sorunların çözülmesi için devlet teşviklerinin artırılması, üniversite-sanayi iş birliğinin güçlendirilmesi ve yerli teknoloji üretiminin desteklenmesi büyük önem taşımaktadır. Bu adımlar atıldığında, Türkiye'nin otomasyon alanında küresel rekabetteki konumu güçlenebilir."