Günümüzde yapay zekâ günlük yaşama hızla entegre olurken, etkisinin ne olacağına ilişkin sorular artıyor. Dell Technologies'in bir araştırmasına göre, BT liderlerinin yüzde 76'sı üretken yapay zekânın (GenAI) kuruluşları için önemli veya dönüştürücü olacağını düşünüyor. Diğer yandan McKinsey, GenAI ve diğer teknolojiler kullanılarak yapılan iş otomasyonlarının verimliliği yüzde 60-70 oranında artıracağını tahmin ediyor.
ENERJİ KULLANIMINDA DRAMATİK ARTIŞLARA YOL AÇIYOR
Dell Technologies Orta Doğu Avrupa, Orta Doğu, Türkiye, Afrika (CEEMETA) Kıdemli Başkan Yardımcısı Mohammed Amin ise yapay zeka teknolojisinin en büyük zorluklarından birinin yüksek miktarda enerji kullanımı gerektirmesi olduğuna dikkat çekiyor. Amin, “Yapay zekânın uygulanması bir düğmeye basmak kadar basit değil. Gartner® raporuna göre artan GenAI kullanımının, enerji kullanımında dramatik artışlara yol açacağı ve yıllık BT elektrik tüketimini yüzde 25 oranında veya daha fazla artıracağı yönünde. Bu artan emisyonlar ve su tüketimi, tedarikçilerin uygulama seçim süreçlerinde belirlenen çevresel performans hedeflerini karşılayamamasına neden olabilir. Yapay zekâ, verimliliği artırma ve daha etkili süreçler sağlama konusundaki potansiyelini gerçekleştirmeye başladıkça, geleceği düşünen işletmeler enerji yoğun yapay zekâ yeteneklerini benimseme zorluğuyla karşı karşıya kalıyor. Sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği hedeflerinden ödün vermeden, veri egemenliğini korumanın ve optimum yatırım getirisi sağlamanın yollarını arıyorlar” diyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİR YAPAY ZEKA KULLANIMI İÇİN ÖNERİLER
Yapay zekayı, sürdürülebilirlik ve enerji verimliliğini önceliklendiren bir kurumsal dönüşümün parçası haline getirmek gerektiğine işaret eden Amin, işletmeler için şu önerilerde bulunuyor:
1. Veri merkezinde verimliliği hızlandırma
Enerji tasarruflu bir altyapıya sahip olmak, bir kuruluşun veri merkezindeki sürdürülebilirliği geliştirmenin etkin bir yolu. Yapay zekâ bunu, işletmenin karbon ayak izini izleme ve kontrol etme becerisini geliştirerek ve verimliliğini artırarak destekleyebilir. Net sıfır hedefleri son yıllarda oldukça gündemde. Avrupa Birliği, sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar 1990 yılına kıyasla yüzde 55 oranında azaltmayı hedefliyor ve “Avrupa Yeşil Mutabakatı” 2050 yılına kadar AB'de iklim nötrlüğünü zorunlu kılıyor. Bu hedeflerle birlikte, yeni kurumsal sürdürülebilirlik raporlama standartları yürürlüğe girmeye başladı. Avrupa'da faaliyet gösteren giderek daha fazla sayıda kuruluş, ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) çalışmaları hakkında raporlama yapmakla yükümlü hâle geliyor ve bu yeni standartlar önemli küresel etkilere de sahip olabiliyor.
Enerji verimli teknolojiler yıllar içinde önemli ölçüde gelişti ve eski donanımlar âdeta yük hâline geldi. 2013 yılında altı sunucu gerektiren iş yükü, bugün yalnızca bir sunucu ile yönetilebiliyor. Bu arada yenilikçi yazılımlar ve uzaktan yönetim çözümleri, kuruluşun enerji tüketimine ve çevresel etkilerine ilişkin genel bir bakış sağlayabilir.
İşletmeler, BT ortamlarını önceliklerine uygun şekilde dikkatlice tasarlayarak fiziksel ayak izlerini azaltma, verimliliği artırma ve büyümek için ihtiyaç duydukları kapasiteyi sağlama arasında bir denge kurabilirler. Ancak şirketler BT dönüşümlerine doğru yol alırken, verileriyle ne yaptıklarının gelecekteki büyümeleri üzerinde önemli etkileri olacaktır. 2023 Dell GenAI Pulse Anketi'ne katılanların yüzde 37'si, verilerinin ve fikrî mülkiyetlerinin, üçüncü tarafların erişim sağlayabileceği bir GenAI aracına yerleştirilemeyecek kadar değerli olduğunu belirtiyor. Verilerinize yapay zekâyı getirerek, GenAI'nin faydalarından yararlanırken veri egemenliğinizi koruyabilirsiniz.
2. Hizmet olarak (aaS) modeli, sürdürülebilirliği geliştirirken yapay zekâ dönüşümünü mümkün kılar
Esnek kullanım modellerine olan talep artıyor ve sundukları yüksek çeviklik, yapay zekâ iş yüklerini dağıtmak için optimizasyona çok uygun. Forrester tarafından yapılan bir araştırmaya göre, işletmelerin yüzde 88'i aaS modelini benimsemenin sürdürülebilirlik açısından fayda sağlayacağını, yüzde 65'i ise bu modelle yüzde 10'dan fazla tasarruf elde edeceğini öngörüyor. Bir aaS modeli, şirketlerin en iyi enerji verimliliğine sahip olan ve en yüksek sürdürülebilirlik standartlarına göre üretilen en yeni donanımlarla çalışmaya devam etmesini sağlayabilir. aaS modelini tercih eden işletmeler, maliyetleri düşürüp israfı azaltırken uygulamaları ve verileri üzerinde daha fazla kontrol sahibi olabilir, böylece BT ortamlarını modernize edebilir ve gerektiğinde yapay zekâ ile ölçeklendirebilirler.
3. İşin geleceğini şekillendirmek için enerji verimliliğinden ödün vermeden yapay zekâyı kullanın
Modern cihazlar artık, kullanıcıları üretken tutan akıllı yapay zekâ özelliklerinin yanı sıra, sürdürülebilirlik göz önünde bulundurularak tasarlanıyor ve üretiliyor. Örneğin Dell Optimizer, kullanıcıların çalışma şeklini öğrenerek buna karşılık veriyor, performansı yoğun çalışma saatlerine göre ayarlıyor ve akıllı güç tasarrufu özellikleriyle pil ömrünü uzatıyor. Performans gereksinimlerine uygun enerji ayarlarını uygulamak, günün sonunda cihazı kapatmak ve şarj edilebilir ve USB ile çalışan çevre birimlerini kullanmak enerji verimliliğini artırmaya yardımcı olabilir. Buna ek olarak işletmeler, en son enerji verimliliği teknolojisiyle çalıştıklarından emin olmak için düzenli yenilemelerden faydalanabilir, operasyonel faydalar sağlarken ve sürdürülebilirlik hedeflerini desteklerken başlangıç maliyetlerini ve toplam kullanım maliyetini (TCU) azaltabilirler.
4. Sürdürülebilirliğe giden bir yol haritası oluşturmak için yapay zekâdan yararlanma
Enerji verimli altyapıların benimsenmesi, sürdürülebilirliği artırmanın etkin bir yolu olup işletmelerin inovasyon ve büyüme yaklaşımında şimdiden köklü bir değişime neden oluyor. Ancak YZ'yi benimsemek tüm kuruluşu ilgilendiren bir konu, bu nedenle bu fırsatlardan en iyi şekilde yararlanmak için işletmelerin bütünsel bir yaklaşım benimsemeleri, işletme genelindeki liderleri bir araya getirerek iş birliği yapmaları ve YZ destekli stratejileri operasyonlarının her yönüne entegre etmeleri gerekiyor. Yapay zekâ çağının başladığı bu dönemde, çok yönlü enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik hedeflerini ilerletmek için bundan daha iyi bir zaman olamaz