Türkiye, enerji dönüşümünde son yıllarda önemli adımlar atmakla birlikte, bu süreci tam anlamıyla tamamlamış değil. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar artarken özellikle güneş ve rüzgar enerjisinde kurulu güç hızla büyüyor. 2024 itibarıyla Türkiye'nin elektrik üretiminde yenilenebilir kaynakların payı yaklaşık %45’e ulaşmış durumda. Ancak fosil yakıtların, özellikle doğal gaz ve kömürün, enerjideki payı hâlâ yüksek. Enerji verimliliği ve karbon salımının azaltılması hedefleniyor. Bu doğrultuda bu alandaki politika ve uygulamaların daha da güçlendirilmesi gerekiyor. Enerji depolama, akıllı şebekeler ve hidrojen gibi yeni teknolojilerde ise gelişim süreci devam ediyor. Türkiye, enerjide dışa bağımlılığı azaltmak ve sürdürülebilir bir enerji yapısı kurmak adına dönüşümünü hızlandırmak zorunda.

SÜRDÜRÜLEBİLİR VE TEMİZ KAYNAKLARIN ÖNEMİ ARTIYOR

Bu kapsamda Türkiye’deki enerji dönüşümü sürecini değerlendiren MEM Solar Teknik Genel Müdür Yardımcısı Fırat Es, şunları söylüyor:

"Türkiye, yenilenebilir enerjiye geçiş sürecinde önemli adımlar atarak enerji bağımsızlığını artırmayı ve karbon salınımını azaltmayı hedefliyor. Bu dönüşüm sürecinde güneş enerjisi, sürdürülebilir ve temiz bir kaynak olarak ön plana çıkıyor. MEM Solar olarak biz de bu sürece, öz tüketim odaklı projeler ve lisanslı ticari santraller için yüksek verimli paneller üreterek katkı sağlıyoruz. Ürettiğimiz çift camlı TOPCon paneller, işletmelerin ve enerji yatırımcılarının güneş enerjisini en verimli şekilde kullanmasına imkan tanıyor. Böylece hem sanayinin enerji maliyetlerini düşürmesine hem de Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesini artırmasına destek oluyoruz."

“2 MW GES KURULU GÜCÜMÜZE EK OLARAK, 2MW DAHA KURULUM PLANLIYORUZ”

Türkiye’de 2026 yılında yürürlüğe girecek olan SKDM'nin (Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması) enerji sektörünü nasıl etkileyeceğine ilişkin de görüşlerini paylaşan Es, MEM Solar'ın bu dönüşüme uyum sağlamak için hangi adımları attığını da şu cümlelerle paylaşıyor:

“İhtiyacımızın Yüzde 20’sini Yenilenebilir Enerjiyle Karşılıyoruz” “İhtiyacımızın Yüzde 20’sini Yenilenebilir Enerjiyle Karşılıyoruz”

"SKDM, enerji sektöründe karbon salınımını azaltmaya yönelik önemli bir adım olup, özellikle yüksek emisyonlu sektörlerde faaliyet gösteren firmalar için yeni düzenlemeler getirecektir. Bu mekanizma, Türkiye’deki enerji üretim ve tüketim süreçlerinin daha sürdürülebilir hale gelmesini teşvik edecektir.

MEM Solar olarak, bu dönüşüme uyum sağlamak için önemli adımlar atıyoruz. Kendi çatımızda mevcut 2 MW GES kurulu gücümüze ek olarak, 2MW daha kurulum planlıyoruz. Ayrıca, fabrika enerji verimliliği çalışmalarının yanı sıra, hammaddelerde ve hammadde tedarik süreçlerinde karbon ayak izini azaltmaya yönelik çalışmalara da önem veriyoruz.
Daha düşük karbon ayak izine sahip çelik çerçeveler ve yerli tedarik edilen panel camları, enkapsülanlar ve bunun gibi komponentleri kullanma konusunda sertifikasyon süreçlerimizi tamamlayarak, bu konuda ciddi bir avantaj elde etmeyi planlıyoruz."

DÖNÜŞÜM HIZLA DEVAM ETMELİ

Türkiye enerji dönüşüm sürecinde hem kamu politikaları hem de özel sektörün katkılarıyla dikkat çekici bir ivme kazanmış durumda. Şirketlerin, hem üretim süreçlerinde karbon ayak izini azaltmaya yönelik attığı somut adımlar hem de sürdürülebilir enerji üretimine yönelik teknolojik yatırımlar, ülkenin iklim hedeflerine ulaşmasında kritik rol oynuyor. 2026'da devreye girecek SKDM gibi düzenlemelerle birlikte, enerji sektöründe çevresel sorumluluk ve rekabetçilik arasındaki denge daha da önem kazanacak. Bu bağlamda Türkiye’nin, yenilenebilir enerji kapasitesini artırma hedefiyle uyumlu bir şekilde, hem teknolojik hem de yapısal dönüşümünü hızla sürdürmesi gerekiyor.