İstanbul Rumeli Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Yüksel, depremin her zaman gündemde olan ve gelecekte de yaşanacak bir doğal afet olduğuna dikkat çekerek, alınacak önlemlerin hayati önem taşıdığını belirtti. Yüksel, bu kapsamda bilim insanlarının, mühendislerin, toplum bilimcilerin ve bireylerin bilinçli hareket etmesi gerektiğini vurguladı.

Deprem Haftası’nda Yapı Güvenliği: 8 Temel Öneri Deprem Haftası’nda Yapı Güvenliği: 8 Temel Öneri

Prof. İbrahim Yüksel

FOTO: İstanbul Rumeli Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Yüksel

Mevcut Yapılar İçin İki Temel Seçenek: Güçlendirme mi, Yıkım mı?

Yeni yapıların deprem güvenliği açısından kontrol edilebilir olmasına rağmen, mevcut binalarda aynı durumun geçerli olmadığını belirten Yüksel, bu yapıların büyük bir kısmında gerekli etüt ve analizlerin eksik olduğuna dikkat çekti. Bu kapsamda mevcut yapıların güvenli hale getirilmesi için iki temel yöntem bulunduğunu ifade etti:

  1. Güçlendirme: Yapının performans analizi yapılarak depreme dayanıklı olup olmadığı belirleniyor. Eğer bina mevcut yönetmelik kriterlerine uygunsa güvenli kabul ediliyor; aksi takdirde güçlendirme işlemi uygulanabiliyor. Ancak bu yöntemin maliyet ve zaman avantajlarına rağmen, uygulama sürecinde bazı dezavantajları da beraberinde getirdiğini belirten Yüksel, yapının 12 ila 24 ay arasında boşaltılması gerektiğini ve alan kaybı yaşandığını ifade etti.

  2. Kentsel Dönüşüm: Eğer bina güvenli değilse, tamamen yıkılarak yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Yüksel, kentsel dönüşüm sürecinin bır dizi avantaja sahip olduğunu; ancak hak sahipleri için maddi yük oluşturduğunu ve barınma sürecinde zorluklara yol açtığını belirtti.

Hak Sahiplerine Sunulan Destekler Yeterli mi?

Yüksel, merkezi ve yerel yönetimlerin vatandaşlara sunduğu kira ve mali desteklerin kritik öneme sahip olduğunu vurgulayarak, 2025 yılı itibariyle devletin bağımsız bölüm başına 6500 TL, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ise 10 bin TL'ye kadar kira desteği sağladığını belirtti. Bunun yanı sıra, devletin konut ve iş yerleri için hibe ve kredi destekleri sunduğuna da dikkat çekti.

Kentsel Dönüşümde Karşılaşılan Zorluklar

Kentsel dönüşüm sürecinde hak sahiplerinin aynı kat, cephe ve metrekareyi talep etmeleri ve müteahhitlerin maliyetleri karşılamak için zorlanmaları süreci uzatıyor. Yüksel, bunun inşaat sürecinde kalite düşüşüne ve vatandaşların maddi baskı altına girmesine neden olduğunu belirtti.

Depreme Dayanıklı Şehirler İçin Atılması Gereken Adımlar

Yüksel, kentsel dönüşümün daha etkili olması için devletin hak sahiplerine daha fazla destek vermesi gerektiğini belirtti. Bunun için gerçekçi bütçeler oluşturulmasının önemine dikkat çekerek, imar yasasında değişiklikler yapılarak kat sayıların artırılmasının hak sahipleri için ek maliyetleri azaltabileceğini ifade etti.

Ayrıca, yapı denetim sisteminin eksiksiz işletilmesi ve müteahhitlerin daha sıkı denetlenmesi gerektiğini vurgulayan Yüksel, depreme dayanıklı şehirler inşa etmek için tüm paydaşların iş birliği içinde hareket etmesi gerektiğini belirtti.