İBB Şehircilik Grubu Başkanı Ali Kurt, Depreme Dayanıklı Binalar Zirvesi’nde Konuştu İBB Şehircilik Grubu Başkanı Ali Kurt, Depreme Dayanıklı Binalar Zirvesi’nde Konuştu

“ADA MİMARLIK’TAKİ ÇALIŞMA ARKADAŞIM ESEN AKYAR İLE IGLO MİMARLIĞI KURDUK”

1986 yılında Kabataş Erkek Lisesi'ni bitirdikten sonra 1991 yılında Yıldız Üniversitesi Mimarlık Bölümünden mezun olduğunu belirten Karoğlu, “Öğrencilik yıllarımda ikinci sınıftan itibaren MTM Mimarlık’ta mimar Saim Çil ile 5 yıl boyunca çalıştım. Askerlik sonrası 5 yıl daha Ada Mimarlık’ta mimar Engin Canbek ile devam ettim. 2000 yılında serbest çalışmaya başladım. Ada Mimarlık’taki çalışma arkadaşım Esen Akyar ile önce yardımlaşma amaçlı başlayan çalışmalar 2001 yılı sonlarından İglo Mimarlığı kurmamıza vesile oldu. 
Başlangıçta Bodrum’da müstakil yapıların proje ve uygulamaları, devamında fastfood proje ve dekorasyon uygulamaları ile seyreden süreç, mimari yapıların ön plana çıkmasıyla rotayı şekillendirdi. 2004 yılında Fransız otomotiv şirketine İstanbul’da yapılan fabrika binasıyla başlayan endüstriyel yapı projelendirme süreci bugün, kampüs boyutunda sanayi tesislerine doğru uzandı” dedi.

“TEMEL İHTİYAÇLAR, PROSES GEREKLİLİKLERİ YAPININ ŞEKİLLENMESİNİ SAĞLIYOR”

Bugüne değin projelerinin ağırlıklı uluslararası çeşitli ödüllere layık görüldüğünü belirten KKaroğlu, “IF Design, WAF, Mipim, American Architecture Awards, The Plan, Leaf , Citycape, World Architecture, Sing of the City, İntera, Arkiv gibi ödül platformlarında farklı dönemlerde ödül ve finalistlik hakları kazanıldı.
Ofis bünyesinde yetişip kendi ofislerini kuran mimar arkadaşlarımız desteklenerek gerektiğinde yardımlaşılacak şekilde yapılanma sayesinde ekip sayısı artırılmandan ilerlemek ana prensip kabul edildi. Bu sayede ülkenin sürekli girdiği krizlerle mücadele etmek ve uzun yıllar omurgayı oluşturan ekiple bir arada kalabilmek mümkün oldu. Şu an çekirdek ekibimiz 9 mimardan oluşuyor.


Ana mottomuz "sorunu gör çözümü bul ". Gerçekten tüm mimari süreçlere baktığımızda çözümler problemin içinden çıkıyor. Yaptığımız projeler genellikle çok büyük yapılar ve çok enerji tüketiyorlar. Yapmaya çalıştığımız doğadan kopardığımızı olabildiğince geri koymak. Kullanılan malzemelerin geri dönüşümü, sürdürülebilirlik, atık planlaması, enerji tasarrufu ve geri kazanımı, gün ışığının kullanımı gibi konular başta basit fizik kuralları veya gerekiyorsa teknoloji kullanılarak yapılarımızda dikkatlice planlanıyor.
Planlamada yapının fonksiyonelliği birinci sırada tutuluyor. Temel ihtiyaçlar, proses gereklilikleri yapının şekillenmesini sağlıyor. Sonrasında da kullanıcı ihtiyaç ve konforu temel alınarak ideal şartların sağlanmasına çalışılıyor. Ulaşılan kurgudan doğru detaylandırılmış, estetik bir yapı elde edilmeye çalışılıyor” diye konuştu.

"YC İNOX’A AİT İKİ BİNA VE HEG GIDA PROJELERİNİ TESLİM ETTİK"

Bu yıl iki önemli projelerini tamamladıklarını belirterek sözlerine devam eden Karoğlu, “Pandemi döneminin etkisiyle uzayan şantiye süreçleri sebebiyle bu yıl tamamlanabilen Yc İnox’a ait iki bina ve Heg Gıda projeleri teslim edildi.

Yapılarımızda zamanla birikimlerimiz ve gözlemlerimiz sonucunda kendimize özgü detay geliştirilmesi mümkün olabiliyor. Özellikle uzun yıllardır bünyemizde endüstriyel tasarımcı bulundurulması detay çözümlerinde fark yaratmamızı sağlıyor. Genellikle standart yaklaşımlar dışında farklı mimariler elde etmeye çalışan yapımız, bu gücümüzle cesur davranabilmemize ve denenmemiş çözümleri deneyimlememize fırsatlar veriyor.
Yapılarda kullanılacak malzemeleri belirlerken enerji tasarrufu, yüksek yalıtım değerleri, geri dönüştürülebilirlik, yanmazlık, mümkünse yerli üretimler ve dayanıklılık ön planda tutuluyor.
Genellikle projelerimiz kampüs boyutunda ya da büyük metrekarelere sahip oldukları için elbette ekonomik malzeme ve çözümlerle ilerlemek kaçınılmaz olarak birinci sırayı kaptırmıyor” şeklinde konuştu.




 

Editör: Haber Merkezi