Endüstriyel otomasyon, çevresel sürdürülebilirlik açısından birçok avantaj sunarak üretim süreçlerinin daha verimli, kaynak tasarruflu ve çevre dostu olmasını sağlar. Otomasyon sistemleri, enerji tüketimini optimize ederek gereksiz kaynak kullanımını azaltır ve karbon ayak izini düşürür. Akıllı sensörler ve IoT destekli otomasyon çözümleri, fabrikalardaki enerji akışını gerçek zamanlı izleyerek makinelerin yalnızca ihtiyaç duyulduğunda çalışmasını sağlar, böylece gereksiz enerji tüketiminin önüne geçilir.
"SON 30 YILDIR EN BÜYÜK BAŞARI SCADA SİSTEMLERİ"
Ayrıca, otomatik üretim hatları, malzeme kullanımını en aza indirerek atık oluşumunu azaltır ve geri dönüşüm süreçlerini daha verimli hale getirir. Robotik sistemler ve yapay zeka destekli üretim yöntemleri sayesinde hatalı üretim oranları düşerken, sürdürülebilir hammadde kullanımı teşvik edilir. Kimyasal ve su kullanımını optimize eden otomasyon sistemleri, özellikle tekstil, gıda ve ağır sanayi gibi sektörlerde çevresel etkileri minimize eder. Akıllı su yönetimi ve atık geri kazanım sistemleri sayesinde, üretim tesisleri doğal kaynakları daha verimli kullanabilir.
Sonuç olarak, endüstriyel otomasyon, yeşil üretim anlayışını destekleyerek hem ekonomik hem de ekolojik faydalar sunar. Sanayinin dijitalleşmesiyle birlikte çevre dostu fabrikalar ve sürdürülebilir üretim modelleri yaygınlaşarak, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakılmasına katkı sağlar.
DACEL Mühendislik Satış ve Pazarlama Lideri Uğur Büyük, endüstriyel otomasyonun çevresel sürdürülebilirlik açısından ne gibi avantajlar sunduğunu şöyle anlatıyor: "Binlerce örnek verebiliriz ancak son 30 yıldır hayatımıza dokunan en büyük başarının temiz su sağlama süreçlerini optimize eden SCADA sistemlerinden geldiğini söylemek yanlış olmaz. Biliyorsunuz Fit for 55 gündemde artık. İnsanlığın net sera gazı emisyonlarını en az %55 azaltma hedefi var burada da en önemli fayda yine biz endüstriyel otomasyonculardan gelecektir."
KARBON AYAK İZİNİ AZALTMADA OTOMASYONUN ROLÜ
Bir diğer nokta ise otomasyonun yaygınlaşmasının, karbon ayak izini azaltmada önemli bir rol oynaması. Akıllı üretim sistemleri, enerji yönetimi çözümleri ve verimli kaynak kullanımı sayesinde sanayi tesislerinin çevresel etkilerini minimize etmeye yardımcı oluyor.
Öncelikle, otomasyon sayesinde makineler ve üretim hatları daha verimli çalışıyor, gereksiz enerji tüketimi önleniyor. Akıllı sensörler ve IoT tabanlı sistemler, üretim süreçlerini gerçek zamanlı izleyerek enerji israfını minimize ediyor. Örneğin, endüstriyel otomasyon sayesinde fabrikalar yalnızca ihtiyaç duydukları kadar elektrik, su ve hammadde kullanabiliyor, böylece fazla tüketim ve israfın önüne geçiliyor.
Ayrıca, otomatik sistemler hata oranlarını düşürdüğü için atık üretimi azalıyor. Daha az fire verilmesi, hem kaynak tüketimini optimize ediyor hem de atık yönetimini daha sürdürülebilir hale getiriyor. Robotik üretim hatları, sürdürülebilir malzeme kullanımını teşvik ederken, yapay zeka destekli lojistik ve üretim planlaması da karbon salımını azaltıyor.
Son olarak, otomasyon sistemleri yenilenebilir enerji kaynaklarıyla entegre edilerek daha çevreci üretim süreçleri oluşturulabiliyor. Güneş ve rüzgar enerjisiyle çalışan fabrikalar, otomasyon sistemleri sayesinde enerji depolama ve tüketimi daha verimli yöneterek fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltabiliyor. Tüm bu faktörler göz önüne alındığında, otomasyonun yaygınlaşması sanayi kaynaklı karbon salımını önemli ölçüde düşürerek çevresel sürdürülebilirliği destekliyor.
Otomasyonun yaygınlaşmasının, karbon ayak izimizi nasıl etkilediğine ilişkin de görüşlerini paylaşan Büyük, sözlerini şöyle sonlandırıyor:
"İnsanlığa en büyük katkıyı geri dönüşüm süreçlerindeki otomasyon teknolojilerinden sağlıyoruz. Örneğin, alüminyum üretiminde geri dönüşümün payı otomasyon sayesinde sürekli artıyor bu da karbon salınımında önemli azaltmalar anlamına geliyor. Endüstriyel otomasyon , enerji verimliğine büyük katkı sağlıyor, tesislerin enerji tüketimindeki azalmalar alt toplamda büyük faydalar ortaya koyuyor."
