Covid-19 pandemisiyle birlikte metal döküm sektöründe 2020 yılının son çeyreğinde kendisini hissettiren ve 2021 yılında artarak devam eden “ana girdi fiyatlarındaki dalgalanmalar” sektörde gündemin ana belirleyicisi durumuna geldi. Ana girdi maliyetlerindeki artışların yanında son dönemde bazı ürünlerin temininde de sorunlar yaşanıyor.

Söz konusu gelişmelerin döküm üretimini nasıl etkilediğini Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği’nin (TÜDÖKSAD) tedarikçi ve döküm üreticisi üyeleri değerlendirdi.

GİRDİ FİYATLARI NEDEN YÜKSELDİ?

Covid-19 pandemisiyle birlikte tüm sanayi sektörlerinde olduğu gibi Metal Döküm Sektörü ana girdi fiyatlarında da önemli artışlar yaşandı. Özellikle 2020 yılının son çeyreğinde yaşanan fiyat dalgalanmaları arz/talep arasındaki büyük dengesizlikten kaynaklanıyor. 2020 yılının ilk yarısında Covid-19 pandemisinden kaynaklı ana sanayilerde büyük duruşlar yaşandı. Yılın üçüncü çeyreğinde ise yeni normalleşmeyle birlikte önemli oranda sipariş artışları görüldü. 2021 yılında da sipariş artışları devam ediyor. Yeni normalleşmeyle birlikte metal döküm üretiminin yükseleceği öngörülebiliyordu. Ancak üretim artışının bu kadar hızlı artabileceği ne üretim ne de tedarik tarafında öngörülememişti. Buna bağlı olarak tahminlerin çok üzerinde artan talep karşısında arzın yetersiz kalması ana girdi fiyatlarının bu artışındaki temel neden olarak görülüyor. 

Geçtiğimiz dönemlerde yerel ve küresel birçok fabrika, taleplerinin azalması, pandemik riskler ve yasal zorunluluklar gereği; kapasite azaltımı veya belirli periyotlar ile üretimi durdurma gibi yöntemlere başvurmak zorunda kalmıştı. Devlet yönetimleri düzeyinde atılan normalleşme adımlarıyla beraber talepte beklenenin ötesinde hızda artışlar yaşandı. Yeni normal dönemle birlikte oluşan arz artışının talebi karşılayamaması sonucu piyasada arz/talep dengesizliği görüldü ve oluşan bu durum nedeniyle yüksek fiyat artışları, serbest piyasa koşullarında kaçınılmaz hale geldi. Bunun üzerine ihracatçının lojistikte yaşadığı sıkıntılar, gümrük kapılarının kapasite yetersizliği, ihracat-ithalat dengesinin bozulması ve buna benzer yaşanan problemler navlun fiyatlarını çok ciddi oranda arttırdı. Yükselen EMTİA fiyatlarına navlun fiyatlarının da eklenmesiyle birlikte piyasa normalleri dışında fiyatlamalar oluştu.

Metal döküm sektörünün ana girdileri arasında görülen pik, hurda ve alyaj fiyatlarında özellikle 2020 yılının dördüncü çeyreğinde başlayan artış eğilimi 2021 yılında da hız kesmedi. Yüksek talepten kaynaklı olarak başlayan bu eğilim, tedarik ve lojistik zincirinde oluşan kırılmalar sebebi ile artarak devam ediyor.

HAMMADDE TEDARİK SORUNLARI

Pandeminin ilk döneminde, karantina önlemleri ve kapanmalardan dolayı hammadde tedarikinde kabul edilebilir lojistik sorunlar yaşanmıştı. Tüm sanayi sektörlerinde olduğu gibi Metal Döküm Sektöründe de özellikle bazı ürünlerin temini zorlaşmıştı. Bu dönemde ise yüksek talep karşısında yetersiz kalan navlun ekipmanı (konteyner) ve gemi seferleri nedeni ile navlun fiyatlarının artması sorunu ile karşı karşıyayız. Yanı sıra, yükleme ve varışlarda da gecikmeler yaşanmaya devam ediyor.

Ayrıca talep artışının bu kadar fazla olacağını öngöremeyen lojistik sektöründe oluşan kapasite yetersizliği de temin sorunlarının devam etmesinin nedenlerinden biri olarak görülüyor. Yeni normalleşmeyle birlikte denizyollarında iptal olan seferler, ekipman yetersizliği ve liman sıkışıklıkları önemli oranda azalmış görülüyor. Ancak lojistik sektörü pandemi öncesi performansına hala ulaşamadı. Buna neden olarak ise; arz/talep dengesizliğinden doğan ve halen sürmekte olan küresel konteyner krizini ve pandeminin yaktığı meşale ile yüksek seviyelere gelen navlun ücretlerinden feragat etmek istemeyen armatörlerin politikaları olarak görülüyor. 

FİYAT ARTIŞLARI VE TEDARİK SORUNLARI NE KADAR SÜRER?

Girdi maliyetlerindeki dalgalanmalar ve tedarik sorununda iki boyuta dikkat çekiliyor. Birincisi 2021 yılının başından bu yana tüm girdi maliyetlerindeki yüksek artış; pik, hurda, kok gibi ana girdilerin yanında bakır, kalay, silis gibi tüm ikincil hammadde fiyatlarında da çok yüksek artışların yaşandığı gözlemlenebiliyor. Bunların yanında sektör, reçineden ambalaj malzemelerine kadar tüm yardımcı malzemelerde de önemli bir maliyet artışıyla karşı karşıya. Ayrıca navlun maliyetlerinde de önemli derecede artış yaşandı. Bu artış hem hammadde tedarikini hem de müşteri sevkiyatları tarafını etkiliyor. Bahsedilen bu sorunların sadece Türkiye özelinde değil de küresel düzeyde yaşandığı söylenebilir. Ancak ülkemizde Mayıs ayından bu yana oldukça yüksek seyreden elektrik piyasa takas fiyatı enerji girdi maliyetlerinde de önemli bir artışa neden oluyor. 

Sorunun ikinci boyutu ise bulunabilirlik… Yukarıda bahsedilen maliyet artışlarına ek olarak bazı malzemelerin temin edilmesiyle ilgili de zaman zaman sıkıntılar yaşanıyor.

Girdi fiyatlarındaki dalgalanmalarla birlikte yaşanan tedarik sıkıntıları tüm dünyada paralel şekilde yaşanıyor. Maliyet ve tedarik sorunlarının kısa sürede çözülemeyeceği, arz/talep dengesinin Covid-19 pandemisi öncesindeki normali yakalamasıyla fiyat dalgalanmalarının durulacağı öngörülüyor. Bu dengenin de ancak 2022 yılı ikinci yarısından sonra yakalanabileceği öngörülüyor.

ARTAN FİYATLAR SEKTÖR ÜRETİMİNİ NASIL ETKİLİYOR? 

Artan maliyetler ve tedarik sıkıntıları şimdilik üretime yansımamakla birlikte dökümhanelerin kar marjlarında bozulma riski oluşturuyor. Yükselen girdi fiyatlarını Metal Döküm Sektörü satış fiyatlarına kısmi olarak yansıtabiliyor. Ancak bu yansıtmanın gecikmeli olması, hızla artan maliyetlerin aynı dönem ve aynı ölçüde yansıtılamaması sektörü, finans kaynak ihtiyacı konusunda sıkıntıya sokuyor. Bu durum karlılık ve sürdürülebilirlik açısından ciddi bir risk oluşturuyor.
Diğer taraftan Metal Döküm Sektörünün talep artışı nedeniyle yüksek kapasite ile çalışmasının getirdiği verimlilik, oluşan girdi maliyet zararlarının azaltılmasında önemli bir etken olarak görülüyor.

SEKTÖR TOPARLANMAYA ÖNCÜLÜK EDİYOR

Tüm dünyayı sosyo-kültürel ve ekonomik olarak abluka altına alan pandeminin etkilerinin biraz daha azaldığı “yeni normal” dönem ile birçok sektörün ağır da olsa toparlandığı gözlemleniyor. Rekabet ve üretim gücünü koruyabilmek adına tüm imkanlarıyla çabalayan Metal Döküm Sektörü bu toparlanmaya liderlik ediyor. Avrupa’nın ikinci, dünyanın dokuzuncu büyük döküm üreticisi konumundaki Türk Metal Döküm Sektörü; pandemi döneminde de süren teknolojik altyapı ve verimlilik artışı yatırımlarıyla, iyi yetişmiş işgücüyle ve krizlere karşı tecrübesiyle pandeminin etkisiyle yeniden oluşan küresel tedarik zinciri içinde çekim merkezi olma yolunda sahip olduğu önemli avantajları güçlendiriyor.    

Ana girdi maliyetlerindeki fiyat dalgalanmaları ve temin sürelerinin oluşturduğu risklerle birlikte, artan stok miktarları doğrudan üretilen ürünün maliyetini de etkiliyor ve sektör açısından rekabeti kısıtlıyor. Ancak yüksek maliyetlere ve belirsizliklere rağmen pandemi öncesi kapasitelere ulaşmaya yakın olan Metal Döküm Sektörünün geleceğinin bugünden daha parlak olduğunu görüyoruz. 

Metal Döküm Sektörünün üretim tonajı açısından Avrupa ikinciliğini perçinleyeceği ve artan taleplere paralel olarak, pandemi dönemindeki kayıplarını telafi edebileceği bir dönemden geçiyoruz. Türk Metal Döküm Sektörünün pandemi sürecini ve sonrasını başarıyla yönettiğini görüyoruz.

Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği tarafından yayımlanan sektör raporuna göre, küresel salgın dönemini yalnızca yüzde 6 oranında üretim kaybıyla kapatan sektör birim satış fiyatındaki artış sayesinde, aynı dönemde toplam sektör üretim kıymetini korumayı başardı.