HaberOrtak

KUTES’İN ARAZİSİ TEKİRDAĞ ÖZEL ENDÜSTRİ BÖLGESİ SEÇİLDİ

Enerji yatırımları, sürdürülebilirlik faaliyetleri ve robot yatırımlarıyla dikkat çeken Kutes, artık “özel endüstri bölgesi” unvanıyla çalışmalarına devam edecek.

Haber: Bikem Ögünç Demir

Kutes, 1986’da Mehmet Bekir Kutmangil tarafından kuruldu. Mehmet Bekir Kutmangil 1990 yılında döküm sektörü için yatırımlara başladı ve 1992’de yeni yatay GF otomatik kalıplama hattında ilk döküm gerçekleştirildi. 2016 yılına gelindiğinde ise şirket talaşlı imalat sektörüne yatırım yapma kararı aldı. 2017’de döküm ve talaşlı imalat operasyonlarını birbirinden ayırarak Kutes, çatısı altında Kutes Döküm ve Kutes Makine markalarını kurdu. Aynı yıl yeni üretim tesisinde ilk talaşı kaldırdı. 2019’da yeni otomatik kalıplama yatırımlarının tamamlanması ile HWS otomatik kalıplama hattında ilk dökümü yaptı; bugün 50 bin ton döküm kapasitesi ve Kutes Makine çatısı altında 14 CNC ile 90 bin saat kapasiteyle üretime devam ediyor. Şimdilerde kapasitesinin yüzde 45’i oranında üretim gerçekleştiren Kutes, üç yılda kapasitesinin tamamını kullanmayı hedefliyor. Yılda iki milyon adedin üzerinde parça üretimiyle dokuz sektörde döküm, beş sektörde dökümle birlikte işleme ve bir sektörde montaj dahil bitmiş ürün sevki yapan Kutes  müşterilerine “çözüm ortağı” oluyor. Kutes Döküm; geri dönüşüm, sıfır atık ve sürdürülebilirlik konularında da kendi alanının öncülerinden... Kendi sektörü bazında içinde bulunduğumuz dönemi “Yeni Demir Çağı” olarak niteleyen Kutes bu yıl gerçekleştirdiği robot yatırımıyla da öne çıkmıştı. Son olarak Kutes’in arazisi Tekirdağ Özel Endüstri Bölgesi unvanını aldı. Kutes İcra Kurulu Başkanı Ali Esat Kutmangil ile “özel endüstri bölgesi”ne dair detayları konuştuk.

“İNSANSIZ HİÇBİR ŞEY OLMUYOR”

İlk olarak robotlu üretime geçiş süreciyle ilgili bilgiler aldığımız Ali Esat Kutmangil, yapılan robot yatırımının üretim hattını nasıl dönüştürdüğünü şöyle anlattı: “Biz operasyonel mükemmellik çalışmalarımız altında özellikle endüstri 4.0, dijital dönüşüme oldukça ağırlık veriyoruz. Şirketimizin İcra Kurulu Başkanı olduğum 2016’dan bu yana bu konuda önemli yatırımlar yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Bu bizim için hiç bitmeyen bir yarış. İnsansız sistemleri özellikle endüstrinin tehlikeli olduğu ve iş güvenliği riskinin bulunduğunu düşündüğümüz veya verimlilik gereken alanlarda sağlamaya özen gösteriyoruz. Bu nedenle maça hattımızda yaptığımız robot yatırımı özellikle iş kazalarının önüne geçilmesi adına oldukça önemli bir yatırım oldu. Şu anda aktif halde çalışmaya devam ediyor. Bizim amacımız insana dayalı olan sistemi bertaraf etmek değil, insanın know-how’ını şirkete aktarabilmek. Yoksa istediğimiz kadar robot kuralım; insansız hiçbir şey olmuyor. O robota da yine insan bakıyor. Bu nedenle dönüşüm için aslında insanın kullandığı teknolojileri dönüştürme diyebiliriz.”

ÜRETİMİN YÜZDE 90’I YENİLENEBİLİR ENERJİDEN KARŞILANACAK

Kutes, enerji yatırımlarıyla da dikkat çeken bir işletme. Kutes Makine tesisinin çatısı altında240 kw’lık bir güneş santrali kuran şirket bu yatırım için yaklaşık 16 ay boyunca doğru lokasyon araştırmaları gerçekleştirdi. “O dönem bir sınırlama vardı yönetmelikte; aynı dağıtım bölgesiyle sınırlıydı.biz de tesislerimize paralel olan illerimizde, Kırklareli ve Edirne'de 2 arazi için başvurularımızı yaptık. Bu santrallerimiz şu anda kurulum aşamasında; toplamda 26 megavatlık bir güneş enerji santrali kuruluyor. Santrallerin devreye girmesiyle birlikte üretimimizin %90’ını yenilenebilir enerjiyle karşılamış olacağız” diyen Kutmangil, aynı zamanda bir sürdürülebilirlik raporu yayınladıklarını belirterek şöyle konuştu: “Sektörümüze de bu konuda öncü olduk. Çünkü bizim ana hedeflerimizden biri “yeşil dönüşüm.” Yatırımlarımıza bu hedefimiz doğrultusunda başladık. Yeni yatırımlarımızla birlikte kapasitemizin %100’ünü karşılayacak bir santral santraller zinciri kurmayı planlıyoruz. Farklı farklı bölgelerde irili ufaklı başka başvurularımız olacak.”

ÖZEL ENDÜSTRİ BÖLGESİ BİR STATÜ

Özel endüsti bölgesi olmak için öncelikle başvuru yapılması gerekiyor. Kutmangil süreci şöyle özetliyor: “Birçok başvurunun da reddedildiği bir statü. Türkiye'de 32 tane endüstri bölgesi var. Eğer bizden sonra ilan edilen olduysa onu bilmiyorum. Önümüzde uzun bir yolculuk var. Yaklaşık 5 + 1 yılda yapacağımız yatırımlarla yıllık 1,5 milyar liralık ihracat planımız var. Toplamda 5 + 1 yılda 150.000.000 euro'luk yatırım yapmayı planlıyoruz. Bunun üçte biri yine yenilebilir enerji kaynakları üzerinde yoğunlaşacak. Üçte ikisi de üretim tesislerimiz üzerinde olacak. Döküm ve talaşlı imalat sektörü için önümüzdeki dönemde 3 milyar TL üzerinde yatırım gerçekleştireceğiz. 50.000 ton olan yıllık döküm üretimi kapasitemizi 100.000 ton ve üstüne, 100.000 saat olan işleme kapasitemizi ise 643.846 saate çıkarmayı planlıyoruz. Amerika, Almanya, Avusturya ve Çin gibi ülkelere gerçekleştirdiğimiz ihracat oranını yüzde 36’dan yüzde 57’ye yükseltmeyi, ülke sayısını ise 3 kıtada 12 ülkeden 5 kıtada 20 ülkeye çıkarmayı hedefliyoruz. Ülkemiz için havacılık, savunma sanayi, yerli elektrikli otomobil, yenilebilir enerji, nükleer enerji gibi stratejik öneme sahip sektörlerde kritik ihtiyaçları karşılamak en büyük arzumuz. Artan üretimle elde edeceğimiz bilgi birikimi sayesinde yedek parça ve makine üretimi gibi nihai ürün üretimi yapılmasının önünü açarak dış ticaret açığını azaltmayı hedefliyoruz. Tüm bu hedeflerimiz doğrultusunda insan gücümüzü de artırarak ülke istihdamımıza katkı sağlayacağız. Özel endüstri bölgesi unvanını almak yatırımlarımızı gerçekleştirmek için bize bir imkan sağlayan bir statü oldu.”