İZOTİM Cephe Sistemleri A.Ş. Kurucusu ve CEPHEDER Yönetim Kurulu Üyesi Salim Ünal ile gerçekleştirdiğimiz röportajda, şirketin dış cephe yalıtımı konusundaki uzmanlığı, sürdürülebilirlik vizyonu ve sektörel dönüşüme yaklaşımı konusunu konuştuk. Ünal, yapıların enerji verimliliği, güvenliği ve konforunu artırmak amacıyla; ısı, ses, yangın ve nem yalıtımı başta olmak üzere bütüncül çözümler sunduklarını vurgularken, aynı zamanda çevre dostu malzemeler ve dijital teknolojilerle donatılmış projeler geliştirdiklerini belirtti.

FOTO: İzotim Cephe Sistemleri A.Ş. Kurucusu, CEPHEDER Yönetim Kurulu Üyesi Salim Ünal

İzotim olarak yapı sektöründe hangi yalıtım çözümlerine odaklanıyorsunuz? Ürün ve hizmetlerinizin öne çıkan özellikleri nelerdir?

2002 yılında başladığımız yapı sektöründeki yolculuğumuzda, özellikle dış cephe yalıtım çözümlerine odaklanarak kısa sürede uzmanlığımızı pekiştirdik ve güçlü bir konum elde ettik. Uzmanlık alanımız; Sıvalı Isı Yalıtım Sistemleri (mantolama) başta olmak üzere, Prekast (GRC) uygulamaları, giydirme cephelerde seramik, mermer, taş ve kompakt laminat çözümlerini kapsıyor. Her biri projeye özel detaylarla şekillenen bu uygulamalarda, sadece estetik değil, aynı zamanda enerji verimliliği, uzun ömürlülük ve yapısal dayanıklılık gibi kriterleri de ön planda tutuyoruz.

İZOTİM olarak bizi sektörde farklı kılan en önemli unsur, yalnızca uygulama yapmakla yetinmememizdir. Projelerin ilk aşamasından itibaren detay çözümleri, proje yönetimi ve organizasyon süreçlerinde aktif rol alıyor; teknik şartnamelere ve mimari beklentilere uygun birleşim detaylarını titizlikle geliştiriyoruz. Uygulama sürecini baştan sona planlı ve kontrollü bir şekilde yürütürken, deneyimli montaj ekiplerimizle iş güvenliğinden ödün vermeden, farklı disiplinlerle uyum içinde çalışıyoruz.

Yenilikçi bakış açımızla her projeye özgü çözümler üretiyor, müşteri memnuniyetini sadece uygulama süreciyle sınırlı tutmuyoruz. Bina ömrü boyunca sürdürülebilirliği destekleyecek satış sonrası hizmetlerimizle kullanıcıya uzun vadeli güven sunuyoruz. Bu bütüncül yaklaşımımız sayesinde, yalıtım ve cephe sistemleri alanında sadece uygulayıcı değil, aynı zamanda sürece değer katan güvenilir bir çözüm ortağı olarak sektöre yön vermeye devam ediyoruz.

Son yıllarda Türkiye’de yalıtım sektöründe hangi teknolojik ve sektörel gelişmeleri gözlemliyorsunuz? İZOTİM bu gelişmelere nasıl adapte oluyor?

Son yıllarda Türkiye’de yalıtım sektörü; enerji verimliliği, sürdürülebilir yapılaşma ve yasal düzenlemeler çerçevesinde ciddi bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Enerji ihtiyacının büyük oranda ithalatla karşılandığı ülkemizde, binalardaki enerji kayıplarını azaltmaya yönelik yalıtım uygulamaları artık sadece bir tercih değil, stratejik bir gereklilik haline geldi. Bu doğrultuda, ısı, su, ses ve yangın yalıtımı bugün yeni inşa edilen binalarda yasal zorunluluk olarak uygulanıyor.

Biz de İZOTİM olarak, sektördeki bu dönüşüme proaktif bir yaklaşımla uyum sağlıyoruz. 1 Nisan 2025 itibarıyla yürürlüğe giren TS 825 "Binalarda Isı Yalıtım Kuralları" Standardı’nın revizyonunu yakından takip ediyor; projelerimizde hem ısıtma hem de soğutma ihtiyaçlarını dikkate alan, enerji performansı yüksek yalıtım çözümleri geliştiriyoruz. Amacımız, yalnızca standartlara uyum sağlamak değil, aynı zamanda binalarda enerji tüketimini yüzde 40’a varan oranlarda azaltarak karbon salımını minimize eden bir yaklaşımı hayata geçirmektir. Bu kapsamda, sahadaki tüm ekiplerimizi güncel teknik gelişmeler ve mevzuat değişiklikleri konusunda düzenli olarak eğitiyor, uygulamalarımızda kalite ve mevzuat uyumunu en üst seviyede tutuyoruz.

Sektörde yaşanan dijitalleşme sürecini ve akıllı bina teknolojilerine olan yönelimi biz de yakından takip ediyoruz. Projelerimizde BIM tabanlı dijital araçlar kullanarak, detay çözümlerimizi daha hızlı, daha şeffaf ve daha doğru biçimde planlayıp sahaya aktarıyoruz. Uygulama sürecinde ise, çevresel etkisi düşük, sürdürülebilirlik belgelerine sahip ürünleri tercih ediyor; böylece sadece enerji verimliliği ve kullanıcı konforunu sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda çevresel sorumluluğumuzu da kararlılıkla yerine getiriyoruz.

Değişen sektör dinamiklerine uyum sağlayan değil, bu değişimi doğru okuyan ve yönlendiren bir yapıyla hareket ediyoruz. Her projeye özel çözümler üretirken sürdürülebilirliği, verimliliği ve kaliteyi birlikte ele alıyor; yalnızca bugünün değil, geleceğin yapılarını da güvenle inşa etmeye katkı sunuyoruz.

Yalıtım çözümleri sadece enerji verimliliği açısından değil, yapı güvenliği ve konforu açısından da kritik. Bu konuda İzotim’in öne çıkardığı başlıklar nelerdir?

Depreme Dayanıklı Dome House ile Güvenli Yaşam
Depreme Dayanıklı Dome House ile Güvenli Yaşam
İçeriği Görüntüle

Türkiye'nin yüzde 92’sinin deprem bölgeleri içinde yer aldığı ve nüfusun %95’inin deprem riski altında yaşadığı bir ülkede faaliyet gösterdiğimizin bilinciyle, yapı güvenliğini işimizin merkezine koyuyoruz. Yalıtımı yalnızca enerji tasarrufu sağlayan bir uygulama olarak değil; yapıların uzun ömürlü, güvenli ve sağlıklı olmasını mümkün kılan kritik bir unsur olarak ele alıyoruz. Projelerimizde ısı yalıtımının yanı sıra, yangın güvenliği, ses yalıtımı, nem ve rutubet kontrolü ile yapısal bütünlüğün korunması gibi birçok önemli teknik başlığı bir bütün olarak değerlendiriyor, her detayı bu perspektifle ele alıyoruz.

Yangına dayanıklı malzeme kullanımı bizim için yalnızca teknik bir gereklilik değil, aynı zamanda can güvenliğine duyduğumuz sorumluluğun bir parçasıdır. Bu nedenle, her projede yüksek performanslı, test edilmiş ve mevzuata uygun ürünler kullanmaya özen gösteriyoruz. Öte yandan, günümüz kent yaşamında konforun vazgeçilmez bir parçası haline gelen akustik dengeyi sağlamak adına, ses yalıtımı çözümlerimize özel önem veriyoruz. Geliştirdiğimiz sistemlerle hem dış ortamdan gelen gürültüyü azaltıyor hem de iç mekânlarda yaşam kalitesini artırıyoruz.

Nem ve rutubetin yapı ömrü üzerindeki olumsuz etkilerini çok iyi biliyor; bu nedenle detay çözümlerimizde su buharı geçişini kontrol altına alan sistemlere yer veriyoruz. Böylece yalnızca yapı elemanlarının dayanıklılığını artırmakla kalmıyor, aynı zamanda sağlıklı ve konforlu iç mekânlar da oluşturuyoruz.

Tüm bu uygulamalarla temel hedefimiz, yapı elemanlarını çevresel ve fiziksel risklere karşı koruyarak, yapısal bütünlüğü yıllar boyu sürdürebilecek bir güvenlik ve kalite standardı oluşturmaktır. Her projeye bu anlayışla yaklaşıyor; uygulama kalitemiz, teknik yetkinliğimiz ve saha deneyimimizle güvenli, konforlu ve sürdürülebilir yaşam alanları inşa etmeye kararlılıkla devam ediyoruz.