Türkiye’nin farklı bölgelerinde yaşanan depremler, konut tercihlerini yeniden şekillendirdi. Özellikle 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası eski ve çürük yapı stoklarına duyulan güven azalırken, depreme dayanıklı yeni binalara talep hızla arttı. Bu süreçte, çelik ve betonarme yapılar arasında dayanıklılık, enerji verimliliği ve modern tasarımlarıyla öne çıkan projeler, konut sahiplerine hem güven hem de konfor sunuyor. Orkent A.Ş. Mimar ve Kentsel Dönüşüm Uzmanı Dr. Nihat Şen, konu ile alakalı açıklamalarda bulundu.
FOTO: Orkent A.Ş. Mimar ve Kentsel Dönüşüm Uzmanı Dr. Nihat Şen
Eski Binaların Dezavantajları
Mimar ve Kentsel Dönüşüm Uzmanı Dr. Nihat Şen, eski binaların pek çok dezavantajına dikkat çekti:
- Betonarme kalitesinin düşük olması ve deprem güvenliğinden yoksunluk,
- İzolasyon eksikliği nedeniyle yüksek enerji tüketimi ve faturalardaki artış,
- Plansız şehirleşme nedeniyle estetik ve fonksiyonel problemler,
- Altyapı (su, elektrik, kanalizasyon) sorunları ve sosyal donatı alanlarının yetersizliği.
Yeni Binaların Avantajları
Yeni binalar, deprem yönetmeliklerine uygun malzemelerle inşa edilirken, çevresel ve sosyal faydaları da beraberinde getiriyor:
- Can ve mal güvenliğini sağlamak,
- Isı ve ses izolasyonu, enerji tasarrufu,
- Geniş yeşil alanlar, otopark çözümleri ve ortak yaşam alanları,
- Akıllı bina teknolojileri ve modern altyapılar.
Depreme Dayanıklı Binaların Sosyal ve Çevresel Etkileri
Dr. Şen’e göre, bu binalar sadece fiziksel güvenlik değil, sosyal bütünlük de sağlıyor:
- Mahalle kültürünün korunması,
- Çocuk oyun alanları ve sosyal alanlarla insan ilişkilerinin güçlenmesi,
- Karbon salınımının azalması ve enerji tasarrufu ile çevresel duyarlılığın artırılması.
Sonuç ve Öneriler
Dr. Şen, depreme dayanıklı binaların inşası ve kentsel dönüşümle ilgili şu önerilerde bulundu:
- Yeni binalar, güvenlik, enerji verimliliği ve yaşam kalitesi açısından büyük avantajlar sunmaktadır.
- Toplum temelli tasarım ve dayanıklı altyapı çalışmalarıyla sağlıklı kentleşme olanakları sunulmalıdır.
- Dünyamızda önemli bir konu olan karbon ayak izinin, daha bilinçli çalışmalarla etkin şekilde azaltılması sağlanmalıdır.
- Kentsel dönüşüm süreçleri hızlandırılarak eski yapı stoğu öz değerlere dönük yenilenmelidir.
- Yeşil bina standartlarına uyum teşvik edilmelidir.
Talepler Değişiyor: Yeni Konutlara İlgi Büyük
Deprem sonrası, 0-4 yaş arası yeni konutlara talep artarken, eski yapılara olan ilgi giderek azaldı. Özellikle İstanbul’da hayata geçirilen kentsel dönüşüm projeleri hem bireylerin mülk değerlerini artırıyor hem de bölgenin ekonomik gelişimine katkı sağlıyor. Örneğin, Fikirtepe’de konut fiyatları son 4 yılda yüzde 188 oranında artış gösterdi. Tarlabaşı’ndaki kentsel dönüşümle ise metruk binaların değeri 40 kat yükseldi.
Yeni Teknolojiler ve Finansal Etkiler
Dr. Şen, depreme dayanıklı binalarda kullanılan yeni teknolojilere de dikkat çekiyor:
- Bina Bilgi Modellemesi (BIM) ile optimize tasarım,
- Geri dönüştürülebilir malzemeler ve enerji yönetim sistemleri,
- Deprem simülasyonları ve dayanıklılık analizleri.
Son olarak, kentsel dönüşüm sürecinin hızlandırılması ve eski yapı stokunun sürdürülebilir, modern yapılarla yenilenmesi gerektiğini belirten Dr. Şen, “Depreme dayanıklı binalar, sadece bugünün değil, geleceğin güvenli şehirlerinin teminatıdır,” diyerek konuşmasını tamamladı.