İzmir, Türkiye'nin batısında yer alan ve deprem riskinin yüksek olduğu bölgelerden biridir. Bu durum, şehrin jeolojik yapısından ve aktif fay hatlarına yakınlığından kaynaklanmaktadır. İzmir'in deprem riski, özellikle 2020 yılında yaşanan Seferihisar merkezli depremle birlikte bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Bu deprem, birçok binanın yıkılmasına ve ne yazık ki can kayıplarına yol açmıştır.
İzmir'deki deprem riski, bölge halkının depremle yaşamayı öğrenmesini ve bu konuda bilinçli olmasını gerektirmektedir. Bireysel olarak alınabilecek önlemler arasında, yaşadığınız binanın deprem dayanıklılığını kontrol ettirmek, acil durum çantası hazırlamak ve deprem anında yapılması gerekenleri öğrenmek yer almaktadır. Toplum olarak ise deprem konusunda, sürekli eğitim ve bilgilendirme çalışmalarının yapılması, deprem sonrası toparlanma süreçlerinin hızla hayata geçirilmesi büyük önem arz etmektedir.
Sonuç olarak, İzmir'in deprem riski göz ardı edilemez bir gerçektir. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde bu riski en aza indirmek için gerekli adımların atılması gerekmektedir. Depremle yaşamayı öğrenmek, yalnızca can ve mal kaybını en aza indirmekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal dayanıklılığı da artırır. Kaçak, gecekondu ve imar affıyla kayıt altına alınan yapıların, alan bazında kentin yüzde 40'nı oluşturduğu söyleniyor. Ruhsatlı yapıların büyük bölümünde ise sorun olduğu yine söylenilen konular arasında. Kentteki ruhsatlı yapıların yaklaşık yüzde 10'unun güncel mevzuata, yüzde 50'sinin de önceki mevzuata göre inşa edildiği gerçeği dikkate alındığında İzmir'deki yaşlı yapı stoğunun olası bir depremde büyük tehlike ve yıkım yaratacağı uyarısında bulunuluyor.
İzmir'de kentsel dönüşüm için kaybedecek vakit olmadığını belirten uzamanlar; bir plan ve program dahilinde kentsel dönüşümün hızla uygulanmasının büyük önem taşıdığının altını çiziyorr.
SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR KONUT SİSTEMİ PLANLANMALI
Gözde Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Kenan Kalı, deprem kuşağında yer alan Türkiye'nin yapı stoğunun yenilenmesi için yeni bir konut stratejisi uygulanması gerektiğini kaydederek "Türkiye'nin tıpkı Japonya gibi deprem gerçeğini temel alarak sağlam uzun ömürlü ve yenilebilir konut üretmesi lazım. Betonarme yerine çelik konstrüksiyon yapı inşaatına geçilebilebilir. Türkiye'de inşaat sektörü asla bitmeyecek. Çünkü konut açığı var; yeni evlere ihtiyaç devam ediyor. Türkiye'nin tamamı deprem bölgesi üzerinde ve bina stoğumuz eski. Farklı illerde yaşanan depremler nedeniyle binalar yıpranıyor. Avrupa'ya, İngiltere'ye bakıyorsunuz binalar 100 yaşında ama hala ayakta. Türkiye'de ise bir binanın ömrü ortalama 30 yıl. İnşaat sektöründe yeni bir strateji belirlenmeli. Sağlam ve uzun ömürlü konutlar yapılmalı. Sürekli konut yıkıp yenileyecek kadar zengin bir ülke değiliz. Mutlaka belli ölçüde tasarruflar yapılmalı. Daha sürdürülebilir bir konut sistemi planlanmalı." açıklamasında bulundu.
ARTIK KENTSEL DÖNÜŞÜMDE HIZLI ADIMLAR ATILMALI
Tanyer Yapı Zemin Grubu Koordinatörü Batuhan Tozburun, İzmir'de deprem yönetmeliğine uymayan ve eskiyen yapı stoğunun yüzde 70 civarında olduğunun bilindiğinin altını çizerek şöyle konuştu:
"Bu konutların acilen bir planlama yapılarak ada bazlı olarak dönüştürülmesi gerekiyor. Artık kentsel dönüşüm alanında hızlı adımlar atılmalı. İzmir ve çevresinde tarihsel dönem ve 20'nci yüzyıldaki aletsel dönemle yapılan kayıtlara göre 50 yıllık süre içinde 6,6 veya altında büyüklükte bir depremin olasılığı yüzde 92 olarak tahmin ediliyor. Böylesi bir depremde özellikle Bayraklı, Konak, Alsancak, Mavişehir ve Bostanlı gibi bölgelerde zeminde sıvılaşma yaşanacak can ve mal kayıpları da artacaktır. Bina inşaatlarında zemin iyileştirme ve geoteknik imalatları çok önemli. Çünkü zemin çalışmaları projenin ömrünü uzatıyor ve binanın değerini de artırıyor. Konut satın alırken evlerin mimarisi, metrekaresi ve sosyal tesisleri kadar, zemin sağlamlığının da kontrol edilmesi gerekiyor."
DEPREME KARŞI HAZIRLIKLI OLMALIYIZ
Sirius Yapı A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Barış Öncü, İzmir'de deprem tehdidine karşı önlemlerin alınması gerektiğinin altını çizerek şunları kaydetti:
"Şu anda metrekare, ön cephe gibi özelliklerinden çok binanın sağlamlığı ve depreme dayanıklılığı ön planda tutulmalı. Kentsel dönüşüm konusunda ise gerekli emsal artışları yapılmalı ve ada bazında dönüşüm gerçekleştirilerek mümkün olduğunca şehir geneline yayılmalı. İzmir'in birinci derece deprem bölgesi olması nedeniyle Sirius Florida projemizde zemin etüdümüzü yeniden çıkarttık. Sirius Florida sağlam kaya zemin üstünde yer alıyor. Her hangi bir zemin iyileştirme çalışmasına aslında gerek yoktu. Buna rağmen mevcut statik inşaat değerlerimizi var olandan yüzde 20 daha kötü kabul ederek yeni bir planlama yaptık. Betonun en az C25 olması gerekirken betonu C40 olarak güncelledik. İmar yönetmeliğinde önem katsayısı 1 alınmasına rağmen, biz katsayıyı 1,2 olarak aldık. Daha fazla yük taşıyabilecek ve sağlam binalar yapıyoruz. Özellikle depremlerden sonra konut satın almak isteyenlerin bakış açısını değiştirerek bilinçli hareket etmeleri gerekiyor."
"İnsanlar Önce Zemin Etüdünü İncelemeli"
İnsanların genelde ev alırken metrekareye, sosyal alanlara ve fiyata baktığını ifade eden Öncü, "Aslında önce zemin etüdünü, demir ve beton kalitesini incelemeleri gerekli. Bu anlamda Sirius Florida'nın omurgası çok sağlam ve yıllarca güvenle yaşayabileceğiniz özellikler sunuyor. Kentsel dönüşüm ihtiyacı duymayacakları, güvenle yaşayacakları bir proje yapıyoruz” diye konuştu.
KENTSEL DÖNÜŞÜM ALANINDA YAPILACAK ÇOK İŞ VAR
Turkmall Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Altunhan, İzmir'de kentin yapı stoğunun eski olması nedeniyle dönüşüme büyük ihtiyaç duyulduğunun altını çizerek, "İzmir'de kentsel dönüşüm alanında yapılacak çok iş var. Çünkü İzmir aktif fay hatlarının üzerinde ve deprem riski taşıyan bir şehir. Bunun yanı sıra; kentin yapı stoğu da yaşlı. İzmir'in yüzde 80 oranında dönüşmesi gerekiyor. Özellikle kent merkezinde bu sağlıksız konut stoğu daha çok dikkat çekiyor. İzmir'de yeni ve sağlıklı konutların inşaa edilmesi ve günün ihtiyacına cevap verecek nitelikli projeler yapılması gerekli. Asıl işimiz yaşam alanları yaratmak. İzmir ve Ege'de yeni kentsel dönüşüm, konut ve karma projelerdeki yatırımlara devam edeceğiz." dedi.