Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından düzenlenen 53. Gündem Buluşmaları, 'Yeşil Mutabakat ve Madenlerimiz' başlığı altında gerçekleştirildi.
Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili F.Fethi Hinginar’ın açılışını, Başkan Vekili Ferdi Erdoğan’ın moderatörlüğünü yaptığı toplantıda, İMİB Yönetim Kurulu Başkanı ve TİM Maden Sektör Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya; “küresel rekabette madencilik sektörünün konumu”, “çevre ve madencilik ilişkisi açısından dünyadan örnekler”, “Yeşil Mutabakat'ın madencilik sektörüne etkileri”, “maden ihracatında mevcut durum” başlıkları altında bilgi ve değerlendirmelerini paylaştı.
MADEN ÜRÜNLERİ İHRACATINDA YÜZDE 13.8’LİK ARTIŞ YAŞANDI
Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Fethi Hinginar sözlerine, dünya üzerinde bilinen 90 maden türünden 80 tanesine ev sahipliği yapan Türkiye’nin, maden rezervi açısından çok zengin olduğunu belirterek başladı. Bakır, bor, demir, krom, manganez, cıva, linyit, çinko ve doğaltaşın ilk akla gelen madenlerimiz olduğunu; dünyada bulunan 4.5 milyar tonluk bor maden rezervinin yaklaşık 3.5 milyar tonunun ve 15 milyar tonluk mermer rezervinin yaklaşık üçte birinin Türkiye’de olduğunu söyledi.
Türkiye’nin maden ürünleri ihracatının 2021 yılında 6 milyar dolar olduğunu, bu yılın ilk 9 ayında da 2021 aynı dönemine göre yüzde 13.8’lik bir artış meydana geldiğini belirten Hinginar, bu rakamın 5 milyar dolara yaklaştığını söyledi. Türkiye’nin yıllık ortalama maden ithalatının ise yaklaşık 40 milyar dolar olduğunu dile getirdi.
“MADEN HAYATIMIZ, HAYATIMIZ MADEN”
İMİB Yönetim Kurulu Başkanı ve TİM Maden Sektör Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya, öncelikle madenlerin hayatımızdaki önemine değindi. Tarım ve madenin bu ülkenin vazgeçilmezlerinden olduğunu; madenlerin tarım, sağlık, ilaç, kozmetik, ambalaj gibi sektörlerde yoğun bir şekilde kullanıldığını belirten Çetinkaya, “Topraklarımızın altında bulunan yüzlerce maden, günlük hayatımızın vazgeçilmezi olan çok sayıda ürünün yapıtaşıdır. Bir insan 79 yıllık ömrü boyunca ortalama olarak 1418 ton madene ihtiyaç duymaktadır. Maden hayatımız, hayatımız maden” dedi.
KAMUOYUNDA MADENCİLİK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN YANLIŞ İDDİALAR VAR
Kamuoyunda doğruluğu olmayan iddialarla karşılaştıklarını ve halkın bilinçlendirilmesi gerektiğini belirten Çetinkaya, “Kaz Dağları Milli Parkı’nın içerisinde maden araması yapıldığına ilişkin bir iddia var. Bu doğru değildir. Maden araması madenciliğe kısıtlı olmayan yerlerde yapılır. Söz konusu maden, Kaz Dağları’ndan tam 40 km uzakta bulunan Kirazlı Köyü’ndedir. Askeri bölgeler, sit alanları, milli parklar gibi yerler madencilik faaliyetlerine kısıtlıdır. Bu yüzden halkımız çevreye karşı tutumumuz noktasında müsterih olmalıdır” dedi.
Kamuoyunda karşılaştıkları bir diğer iddianın, ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararları ile vahşice madencilik yapıldığı yönünde olduğunu dile getiren Çetinkaya, “Doğrusu hiçbir maden ÇED kararı alınmaksızın işletilemez” dedi.
Türkiye’de Enerji Bakanlığı’nın denetimlerinin çok sık olduğunu dile getiren Çetinkaya, “Türkiye madencilik sektörü şeffaf bir yapıya sahip ve denetimlerin sıkılaştırılması taraftarıyız” dedi.
MADENCİLİK VE YEŞİL DÖNÜŞÜM
‘Madencilik ve Yeşil Dönüşüm’ başlığı altında Uluslarası Enerji Ajansı’nın (IEA) yayımladığı rapora yer veren Çetinkaya, 2050 yılı sıfır emisyon hedefinde kritik minerallerin anahtar rol oynayacağını söyledi. Lityum, kobalt, bakır, nikel, silisyum gibi madencilik ürünlerinin, dünyanın gelecekteki temiz enerji sistemlerinin önemli bir malzemesi olacağını, gerçekleştirilen çalışmanın 2040 yılında bu madencilik ürünlerine olan talebin bugüne kıyasla 6 kat artacağını öngördüğünü söyledi.
Raporda dikkat çeken bir diğer konuya değinen Çetinkaya, daha fazla elektrikli araç kullanımı, bakır ve alüminyum madeninin kullanıldığı solar enerji panelleri ve rüzgar tribünlerinin artmasıyla birlikte lityuma olan talebin bugüne oranla 42 kat artacağı, kobalt talebinin 21 kat, nikel talebinin ise bugüne oranla 19 kat artacağını belirtti. Dünyada elektrik aktarımı kablosuz bir sisteme geçmediği müddetçe bakırın önemini koruyacağını dile getiren Çetinkaya, bakıra olan ihtiyacın elektrik kullanımı arttığı müddetçe de artacağını söyledi.
Çetinkaya sözlerini, “Sonuç olarak; temiz enerji, kritik madencilik ürünlerinin üzerine inşa edilecek. Yani biz fosil yakıtları terk edeceğiz ve artık temiz enerjiye geçeceğiz dediğimiz zaman çok daha fazla maden çıkartmak zorundayız.” diyerek tamamladı.