“TASARIM SÜRECİNDE ‘STANDART’ KAVRAMINI KESİNLİKLE KULLANMAYIZ"
Ofis olarak mimarı tasarım anlayışınız ve yaklaşımınız hakkında bilgi verir misiniz?
KuccuK Architects olarak tasarımın bir soruna yaklaşım biçimi olduğuna inanıyoruz. Sorunun doğru çözülebilebilmesi için iyi algılanması gerekmektedir ve bu sorun sonucunda mimar olarak işverenle benzer ya da ayrı sorular üretiriz. Tasarımda biz mimarlar ile çalışılmasının en büyük farkı tasarım sorusunu doğru oluşturup ona çeşitli öneriler getirmektir. Biz bunun bilinci ile genellikle fonksiyonu önceleyerek biçimden doğru faydayı elde etmeye çalışmaktayız. Mimari tasarım aşamalarında projenin nihayi bir çıktı olarak görünmesi yerine, "‘mimarın projenin ilgilileriyle iletişim kurma yöntemi" olarak algılanmalıdır.
KuccuK Architects olarak her tasarımın “kalbi” niteliği taşıyan mekanlar, mobilyalar veya objeler olduğunu düşünüyoruz. Bu durum mekanın tamamına "üflenmiş bir ruh" gibi enerji vererek mekanı canlı hale getirmektedir. Gerek mimari ölçekte gerek iç mimari ölçekte tasarımda yola çıkış, doğrusal olmayan ve önceden reçetesini oluşturamadığımız başlangıç noktalarına sahiptir. Bu yola çıkış, bazen bağlamın mekana aktardığı bilgileri işleyerek bazen de ürün tasarımı düzeyinde bir dolap kulpu ile yola çıkarak mekanın tamamına etki ettiğini deneyimliyoruz.
Tasarımsal süreçte önceden belirlenmiş bir yöntemimiz olmaması her yeni mekana aynı heyecanla yaklaşmamızı tetikliyor. Bu heyecan sürecinde “standart” kavramını kesinlikle kullanmayız. Ölçü standartları ve renk standartları gibi kavramları tekrar deneyimleyip her proje özelinde güncellemekteyiz. Örnek olarak Neufert yapı tasarımları temel bilgileri gibi kalıplaşmış ölçüleri doğrudan kullanmak yerine her tasarımın ve mekan kullanıcısının biricik olduğunu biliyoruz. Bu nedenle biricik çözümler üretmeye çalışıyoruz.
“TASARIMDA ‘EMPATİ’ KAVRAMI EN ÖNEMLİ SİLAHIMIZ”
İşveren-tasarımcı ilişkisi konusundaki yaklaşımınız hakkında bilgi verir misiniz?
Tasarım süreçlerinde alışılagelmiş yaklaşımları mutlaka olasılık ve istatistik biliminin harmanından geçiririz. Ofisimiz tarafından tasarlanması istenilen mekan veya mobilya olasılıklar süzgecinden geçirilerek işverene aktarılır. Bu aktarım süreçleri her ne kadar çekişmeli geçse de işveren ve mimar çeşitli kaygılarını ve isteklerini dile getirir. Sonuç olarak istatistik bilimi ışığında isteklerin büyük bölümünün sürecin geneline yayılmış tekil yönelimler olduğu tespit edilir ve işverenin de ortak fikri ile projeden çıkarırız. İşveren pek tabii olarak her istediğinin uygulamaya geçmesini beklemektedir. Ancak biz bu istekleri çeşitli disiplinlerin süzgecinden geçirerek iş verene tekrar sunarız ve başka bir yönelimle tasarım kararlarına ekleriz.
Tasarımda “empati” kavramının bizim en önemli silahımız olduğunu düşünüyoruz. Çünkü biz, yeni evlenmiş bir çiftin isteklerini, orta yaşlı bir kullanıcının yakın vadede ihtiyaç duyacağı tasarımsal dokunuşları, mutfakta zaman geçiren kişilerin verimini arttırmayı gibi sayamadığımız sonsuz senaryoda ilgili durumların içerisine kendimizi koyarak işverenin dahil aklına gelmemiş istekleri oluşturarak bunlara çözüm üretmemiz gerektiğini biliyoruz ve her projemizde bu bilinçle ilerliyoruz.
“AZINMAYACAK KADAR ULUSLARARASI RESTORAN TASARIMLARI YAPIYORUZ”
Daha çok hangi tür projeler üzerine tasarımlar geliştiriyorsunuz?
Genellikle mimari ölçekte tasarım ve uygulama işleri yapıyoruz. Bunun yanı sıra azımsanamayacak kadar uluslararası restoran tasarımları yapıyoruz, konut ve ofis iç mekan tasarımları gerçekleştiriyoruz. Biz empati kavramını bu nedenle önemsiyoruz. Çünkü bir tasarım maratonunda İtalyan restoranındaki fırından pizza çıkaran şef oluyorsunuz, bazen de aynı projede kaldırımdan geçen bir yaya oluyorsunuz. Bu tasarım maratonu içerisinde birçok kişinin yerine geçerek o kişiyi hissetmeniz ya da hissedecek dokunuş alternatiflerini bulmanız gerekiyor.
“2022 YILINDA DAHA ÇOK İÇ MİMARİ KONUT PROJELERİNE ODAKLANDIK”
2022 yılında bitirdiğiniz projeleri kısaca anlatıp, bu projelerdeki detay çözümlerinizden ve yapı malzemesi tercihinizi etkileyen faktörlerden söz eder misiniz?
2022 yılında daha çok iç mimari konut projelerine odaklandık. Yeni evlenmiş çiftimiz için tasarladığımız İstanbul Kemerburgaz’da hayata geçirdiğimiz konut projesi 2+1 ve kapalı mutfak şeklindeydi. Ev sahibesinin isteği üzerine mutfak ve salonu bir arada kullanabilecekleri bar çözümünü sunduk. Salonun görece küçük olması sebebi ile yemek masası yerleştirmede zorlandık. Bu nedenle salonla mutfak arasındaki duvarı kırıp, bir duvar kalınlığını elde ettik. Bir miktar salondan bir miktar da mutfaktan yer aldıktan sonra, şelale tasarımlı mermer bar masası çözümünü ürettik. Ev sahibesinin yeterli saklama alanı olmadığını söylemesi üzerine bar masasının altında bir kısım mikrodalga ve üstünde kahve makinelerini yerleştirebilecekleri bir alan yarattık. Aynı zamanda kahve makinelerinin yerleştirildiği ünite, su doldurma ve temizlik gibi işlemlerin kolaylıkla yapılması için raylı bir sistem üzerine tasarlandı. Kapı arkasındaki portmantoda ise açık ve natürel tonlar kullanılarak mekanla bütünleştirildi ve ayna ile salonda ferah bir atmosfer yaratıldı.
İstanbul Ulus’ta hayata geçirdiğimiz bir diğer projemizde ise sade ve kullanışlı bir mekan isteğinde bulunan ev sahiplerine doğal renkler üzerine odaklanarak Japandi stilini yansıtacak bir konut tasarladık. Salon ve mutfağı bir arada kullandığımız mekanda, günlük kullanıma hizmet etmesi için bir yemek masası eklendi. Bar masası üzerinde Çimstone kullandık ve aynı malzeme yanındaki büfeye doğru devam ettirdik. Aynı tasarım kararını bar masasının üstündeki ahşap panel için de kullandık ve büfeye doğru devam ettirdik. TV ünitesini ahşap paneller ve şömine ile odak noktası haline getirmeye çalıştık. Ayrıca ahşap panelleri karşısındaki ahşap jaluziler ile destekledik ve arasında ritmik bir duvar apliği akışı sağladık. Ortak banyoda petek mermer kullanarak zeminde kullandığımız dokuyu lavabonun arkasına katlayarak mekanda bir süreklilik elde ettik. Siyah aksesuar detayların kullanıldığı ortak banyoda Çanakkele Seramik’in taş görünümlü seramikleri ile sade ve yalınlığın içerisinde bir mağara etkisi oluşturduk. Ebeveyn yatak odasında depolama alanlarına olan ihtiyaçtan dolayı bu alanları yatak başlığı ile bir akış içerisinde tamamladık. Yatak başlığı ahşap çıtalı tasarıma sahipken ebeveyn banyosuna doğru ahşap çıtalar yerini ayna detayına bıraktı. Ebeveyn banyosuna gelmeden başlayan karo, mekan içerisinde duşa kadar devam edip duşun içerisinde ise düşeye doğru katlanarak mekandaki sadeliği kırmaya yeltenmektedir.
Modern fakat klasik bir çizgi taşıyan İstanbul Etiler’deki projemizde ise halihazırda var olan salonun tarzına eklemlenebilecek bir yemek mekanı tasarımı gerçekleştirdik. Duvarlarda İtalyan duvar boyası olan San Marco boya kullandık. Mekandaki diğer yüzeylerde ise düz renkler tercih ederek tasarımda oluşabilecek karmaşayı engelledik ve dekoratif boyanın ön plana çıkmasını sağladık. Ev sahibinin isteği üzerine yemek masasının arkasına bir televizyon yerleştirdik ve televizyona arkasını dönecek kullanıcılar için karşı duvara yine İtalyan boya ile boyanarak duvar rengi ile bütünlüğü sağlanmış bir ayna konumlandırdık. Yemek masasının üzerine yerleştirdiğimiz dinamik sarkıt avizeyle de mekanın bütünlüğünü sağladık.