Binaların çatısını, bir şapka gibi yapıyı koruması için yapıldığını açıklayan ÇATIDER Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Şenal, inşaat sektöründe çatı konusunu anlattı.
Çatıları önemli hale getiren ve bir binanın korunmasını sağlayan iki noktanın olduğunun altını çizen Şenal, “Bu noktaların birincisi temel ikincisi ise çatı. Temel, binanın zemine oturmasını sağlayan son dönemde gündemimizde de yer olan deprem gibi özellikle topraktan gelebilecek etkilere karşı tedbir alınabilecek noktadır. Sadece deprem değil yer ve su hareketleri de bu etkilere karlı önemli rol oynuyor. Benzer şekilde yapıları özellikle iklimsel etkilere karşı korumakta görev yapan nokta da çatısıdır. Şapka gibi binanın çatısını koruyan cephe, koruyucu vazifesi görüyor. Dolayısıyla koruyucu vazifesi gören bir bölgenin hassasiyetle ele alınması gerekir. Ayrıyeten hangi etkilerle karşılaşılacağını da bilerek hareket etmek lazım. Bizler de çatının ne kadar faydalı ve önemli bir eleman olduğunu vatandaşa göstermeye çalışıyoruz.” diye konuştu.
İnşaat sektöründe suyun her formuyla mücadele halinde olduklarını söyleyen Şenal, konuşmasına şöyle devam etti:
“Suyun sadece sıvı halini düşünmeyelim. Buhar halindeki su buharı, nemin suya dönüşme halindeki durum gibi etkenler, yapılar için çeşitli noktalarda tehlike yaratır. Bunun yanında kar, buz gibi etkiler de yine suyun farklı şekillerde binalara zarar verebildiği formlardır.”
BİNALARDA YÜZDE 60 ENERJİ TÜKETİYORUZ
Bir binanın içerisindeki ortam sıcaklığında enerji kaybının en fazla yaşandığı iki noktanın olduğunu kaydeden Şenal, “Bu noktalardan biri cephemizdeki pencere boşlukları. Aslında kaloriferlerin yerleştirildiği bölgeler pencere altlarıdır. İkincisi ise yüzde 40 oranıyla çatılar, yani tavan kısmı. Isınan hava yükselir prensibiyle, ısının en fazla kaçış noktası yarattığı bölgelerden bir tanesi çatılardır.” dedi.
Dünya çapında, yapılan araştırma sonucuna göre enerji tüketimi bakımından yüzde 60’ını binalarda tüketildiğini ifade eden Şenal, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu oranın içindeki payı yüzde 40 ile çatılar alıyor. Eğer doğru tedbirler almazsak tükettiğimiz enerjinin büyük bir kısmını çatılarımızdan kaybediyoruz. Enerji kaynakları, sınırlı olan bir ülke olarak Türkiye, mevcut enerji tüketiminde de tasarruflu davranmak durumundadır diye düşünüyoruz. Dolayısıyla ısı yalıtımının, doğru noktalarda ve bölgesine bağlı olarak kullanılması lazım. Yani ülkemiz açısından düşünürsek doğu bölgelerimizde, kalınlıkları ve yoğunluklar itibariyle yeterli miktarda ısı yalıtımının doğru şekilde uygulanabilmesi lazım. Ancak bu yolda tasarrufu sağlayabiliriz. Isı yalıtımı yapılmazsa binanın çatısında veya cephesinde, bahsettiğimiz enerji sarfiyatları fatura şekillerinde bizlere geri dönecektir.”
ENERJİ KİMLİK BELGESİ ÖNEMLİ
Şenal, “Enerji kimlik belgesi, ısı yalıtımının çatıda da binanın cephelerinde de temelinde de doğru şekillerde uygulanması gerekir.” diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bina içerisinde, ancak bu yolla konfor düzeyimizi sürekli tutabiliriz. Bir binaya, kimlik belgesinin kazandırılması binada yaşayacak insanların, o binadan konut almalarını veya kiralamalarını daha güvenli bir şekilde yaşayabilmelerini sağlayacak ve direkt olarak güvenceli başlamalarını destekleyecektir. Böyle bir kimlik belgesinin olmaması, o binada enerji tasarrufu bakımından soru işaretleri meydana getirir. Yapı sektöründe, ısı yalıtımının bilinci oldukça iyi bir noktaya gelmiş durumda.”
Şenal, sadece binanın belirli kısımlarında yapılmış su veya ısı yalıtımının, binanın tamamına fayda sağlamayacağının altını çizerek konuşmasını şöyle tamamladı: “Çatı da bunun önemli bir parçasıdır. Hatta kaybın yaşandığı önemli bir noktadır. Bu noktada, tedbirin daha fazla ve yoğun olması gerekiyor.”