Röportaj: Bikem Ögünç Demir
ifm electronic Türkiye ile günümüz dünyasının konu listesinde baş sırada yer alan dijitalleşme ve Endüstri 4.0’ı ele alarak sundukları sistem ve çözümlerini konuştuk. ifm. electronic Eş Genel Müdürü Tamer Durkaya ve Satış Müdürü Ömür Kaya bize hem dijitalleşme vizyonlarını anlattı hem de moneo IIoT Platformu hakkında detaylı bilgiler verdi.
ifm electronic küreselde Almanya merkezli bir şirket ve 29 Ekim 1969’da kuruldu. O günden beri de faaliyetlerini aynı genel merkezinden devam ettiriyor; dünya çapına genişlemesini sürdürüyor. ifm electronic’in ilk günden bu yana endüstride yer edinmeye çalıştığı alanlar olduğunu söyleyen ifm electronic Türkiye Eş Genel Müdürü Tamer Durkaya, uluslararası şirketin bir parçası olarak bunu takip etmeye ve uygulamaya çalıştıklarını söyledi. ifm’nin dünya çapında 8750 çalışanı var ve şirket 150’yi aşkın ülkede temsil ediliyor. Türkiye'de de 1985’ten bu yana temsil edilen firma, burada kendi ofisini 2006 yılında kurdu.
İlk olarak hizmet verdiğiniz sektörlerden konuşalım. Neler sunuyorsunuz?
Ömür Kaya: Şirketimizin esas odaklandığı ürün grubu otomasyon sisteminin bir parçası olan sensörler… İlk başta bir komponent tedarikçisi olarak kurulan şirketimiz bu grup içerisinde farklı pozisyon sensörleri, proses sensörleri, hareket kontrolü, görüntü işleme teknolojileri, kameralar, endüstriyel haberleşme ürün gruplarıyla hizmet veriyor. Mobil araçlar için PLC’lerimiz var. Aslında bu ana gruba odaklanıp üretimini de uzun yıllardır yapıyoruz. Son yıllarda şirketimizde özellikle yazılım tarafında ciddi yatırımlar yapmaya başlandı. Bu da bizi total çözüm sunan bir firma olmaya taşıdı. Yazılım dediğimiz zaman işin içerisinde izlenebilirlik çözümleri de mevcut. Buradaki en önemli konu bizim ürünlerimizden verileri alabiliyor olmamız; bunu da IOlink teknolojisiyle sağlıyoruz. Bu teknoloji çift yönlü veri alışverişi sağlıyor ve artık üretimimizin çok büyük bir bölümü de bu teknolojiye sahip. Dolayısıyla biz müşterilerimize bu ürünleri sağladığımız zaman halihazırda o verileri alabiliyor duruma geliyorlar. Birçok farklı sektörde faaliyet gösteren müşterilerimize bu ürün gruplarımızla destek olmaya çalışıyoruz.
Endüstride yer edinmeye çalıştığımız alanlar olduğunu söylediğiniz. Bunu biraz açar mısınız?
Tamer Durkaya: Sektörün verdiği fırsatlar ve ihtiyaçlar doğrultusunda kendimizi bulduğumuz belli bir alan var. Bir taraftan da dijitalleşme söz konusu… Bunun bizdeki pratik karşılığından söz etmek istiyorum. Aslında sensör üretilir ve sensörler, veriler üretirler. Bu verileri kullanırsınız. Eski sistemlerde, analog sistemlerde bu veriler PLC’ye taşınır ve bir şekilde makine kontrolü için kullanılır. Biz sistemin gelişmesi için çalışıyoruz. IOlink teknolojisi çift yönlü veri akışı sağladığı için sadece sensörden PLC’ye akan analog veriden bahsedilmez; sensörden buluta kadar yani ERP çözümlerinden buluta kadar bir veri akışından çift yönlü olarak bahsedilir. Bu da tabi ki Endüstri 4.0 olarak nitelendirilen, bizim içinde bulunduğumuz alana giriyor.
Dijital dönüşüm vizyonunuzu anlatır mısınız?
Ömür Kaya: Dijital dönüşüm aslında temelinde maliyetin optimize edilmesi için verimlilik çalışmalarına dayanıyor. Dolayısıyla biz bütün bu uygulamalarda artık bunu görmeye başlıyoruz. Sektörde birçok firma dijital dönüşüme yatırım yapmaya başladı, özellikle büyük ölçekteki firmalar… Türkiye'deki firmaların bir kısmı henüz bu konuda biraz daha yavaş hareket ediyor, bunun sebebi de rekabetçi bir pazardaysanız, maliyetlerin daha ön planda olduğu düşünerek dijitalleşmeyi ikinci plana koymaları. Ama er ya da geç bu konuda her firmanın kendi alanında yatırım yapması gerekecek. Aksi takdirde hem global pazarda hem de Türkiye pazarındaki rekabette gerçekten geride kalırlar. Pandemi sonrasında tabi bu işin hem sosyal boyutu hem de ekonomik boyutu ortaya çıktı. Sosyal boyutu bakımından ele alırsak hepimiz evlerimize kapandık, internet üzerinden toplantılar yaptık. Fabrika ziyaretleri mümkün olmadı. Bunun kolaylaştırdığı durumlar da oldu tabi. Şunu gördük aslında; bir projenin gidişatıyla ilgili güncel bilgi almak için sürekli fabrikaya gidip fiziksel olarak orada bulunmamız gerekiyordu. Diyelim sahada bir deneme yapmanız gerekiyor, müşterinin yaşadığı bir problem var; o zaman gerçekten sahada olmanız gerekiyor. Dolayısıyla kaynaklarımızı bu konuda optimize etmeyi öğrendik. İşin ekonomik boyutuna geldiğimizde ise özellikle enerji ve hammadde maliyetleri çok yüksek olduğu için firmalar verimlilik konusunu ön plana almaya başladı. Bunun yolu da dijital tarafa yatırım yapmak ve üretim prosesinin optimizasyonundan geçiyordu. Bu konuda çok ciddi atılım yapan firmalar oldu ama geride kalanlar da var. Ancak bir şekilde dönüşüme ayak uydurmak gerekiyor yoksa ayakta kalmak mümkün olmaz.
ifm electronic’in akıllı çözümlerinden bahseder misiniz? Akıllı çözümler neler sağlıyor?
Ömür Kaya: Aslında bu akıllı çözümler verilerin ölçülmesiyle başlıyor. Gıda sektöründen örnek verelim; bir süt pastörizasyon prosesinden bahsedersek belli bir sıcaklıkta olması gerekiyor ve bunun toleransları çok bellidir. Eğer o sıcaklık aralığını bilmezseniz, o sütün gerçekten sağlıklı olup olmadığından emin olamazsınız. Pek çok sektörde ölçüme dair bunun gibi ihtiyaçlar var. Tabi bu verileri ölçmek de yetmedi. Peki, verileri toplayıp ne yapacağız? Bu veriler bize ne anlatıyor? Gidişattan bir sapma varsa buna müdahale edecek bazı proseslerin optimize edilmesi ihtiyacı doğdu. Hatta akabinde de Endüstri 4.0 ile beraber bunun bir adım sonrası olan topladığımız bu verilerle ileriye dönük bazı kestirimci fikirler üretmek konusu geldi. Peki, bizim şirketimiz bunların neresinde yer aldı? Biz bu ölçümleri sensörlerimizle yapıyoruz, toplanan verileri IOlink teknolojisiyle kendi yazılımımız olan moneo IIoT Platformu’na aktarıyoruz. Platform içerisinde çok farklı modüller var. En basit modül oturduğunuz yerden, fabrikanın herhangi bir noktasındaki sensörün ayarında değişiklik yapabilmeniz. Bir üst modül ile tüm gidişatı takip edebiliyorsunuz. Sahada üretim yapan firmalar fabrikaların proses parametrelerini ekrandan takip edebiliyor. Bir modülümüz yapay zeka tabanıyla çalışıyor. Toplanan verilerle, özellikle anormalliklerin oluştuğu durumları sistem kendine öğretiyor. Hangi durumlarda bunun oluşabileceğine dair kendi tahminler yürütüyor ve “makineniz şu noktada bozulabilir” şeklinde bilgiler veriyor. Bu da hata oranlarını azaltıyor.
IOLink teknolojisinin özellikleri nedir?
Ömür Kaya: Aslında bir haberleşme protokolü. En büyük avantajı veriyi çift yönlü olarak taşıyabiliyor olması. Yani sensörden aldığımız veriyi bir PLC veya farklı bir noktaya taşıyabilir ama aynı zamanda veri gönderebilir. Dolayısıyla çift yönlü bir aktarım sağlıyor ve aslında Endüstri 4.0’ın temel taşıdır. Ürettiğimiz ürünlerin herhalde çok büyük bir çoğunluğu da artık bu teknolojiye sahip.
Tekrar moneo IIoT Platformu’na dönmek istiyorum. moneo IIoT Platformu operasyonel teknoloji seviyesini bilgi teknoloji seviyesiyle birleştiren bir platform. Detaylarından bahseder misiniz? Ne gibi faydalar sağlıyor bu sistem?
Ömür Kaya: Sahadan toplanan operasyonel verilerin bu yazılımla beraber firmanın kendi bulut sistemine veya eğer paylaşıma açıksa ifm’nin kendi bulut sistemine aktararak verilerin depolanması ve ileriye dönük buradaki kullanım amacıyla saklanmasını sağlıyor. Bizim çalıştığımız farklı ölçeklerde firmalar var; dolayısıyla ihtiyaçlar biraz daha ölçek anlamında büyüyebiliyor. Bu platform ile her fabrikadaki herhangi bir makinenin durumunu oturduğunuz yerden izleyebiliyorsunuz. Benzer üretim yapan firmaları düşünürsek, birinde yaşanan bir problemin ileriye diğerlerinde de yaşanması söz konusu olabilir. Sistem de bize bu bilgiyi veriyor; “Burada böyle bir problem yaşadık, buralarda da olabilir” diyor. Dolayısıyla bir optimizasyon yaratarak diğer lokasyonlardaki üretim proseslerini de aktarıyor. Böylece aynı sorunu diğer yerlerde görmemiş oluyoruz. Bu platformların en büyük amacı size bir izlenebilirlik ve beraberinde verimlilik sağlamak. Bu da beraberinde maliyet avantajı ve iş sürdürülebilirliği sağlıyor.
Bu tarz platformların endüstriyi nasıl dönüştürdüğünü düşünüyorsunuz ya da geleceği nasıl şekillendirecek sizce?
Tamer Durkaya: Kaynaklar sınırlıysa, israf varsa buna mecbursunuz. Siz isterseniz tersini söyleyin ama istatistikler yalan söylemiyor. Burada dijital rekabet gücü önemli ülke olarak, şirket olarak… Rekabet edecek miyiz? Ne kadar iddialıyız? Bu konuda eğer iddialıysak hızlandırmamız lazım. Teknolojinin bilgiye ulaşmada kolaylık sağlaması lazım. Veriyle kardeş bu teknolojiye ne kadar yatırım yaparsınız, o kadar dönüş alırsınız. Şu anda buna ihtiyacınız olduğunu fark etmiyor olabilirsiniz. Ama zaman çok hızlı akıyor. Her şey çok hızlı değişiyor ve bütün dünya şu anda aynı koşullarla koşmaya çalışıyor. O yüzden takip edemezsiniz, artık bazı konularda öncü olmanız gerek.