Dünyanın giderek azalan enerji kaynaklarının verimli kullanımına dair alınan tedbirler çerçevesinde Türkiye’de yıllardır Enerji Kimlik Belgesi ile binaların enerji tasarruf yeteneği sınıflandırılıyor. Yüksek enerji tasarruf eden binaları teşvik etmeye yönelik bu uygulama, yasal zorunluluk haline getirilerek yaygınlaştırılmaya çalışılırken, günümüzde su yönetimine dair yaşanan sıkıntılar da tıpkı EKB gibi Su Kimlik Belgesi’nin uygulanmasını gerektiriyor.
“SU KITLIĞI KOLAY İDARE EDİLECEK BİR KONU DEĞİL”
Sürdürülebilirlik alanında hizmetler veren Altensis Kurucu Ortağı Dr. Emre Ilıcalı, Türkiye’nin içilebilir temiz su kaynakları açısından su stresine giren ülkeler arasında olduğunu hatırlattı. Dr. Emre Ilıcalı, “Türkiye'deki su potansiyeli, toplam 113 milyar m3. Kişi başına düşen su miktarının son yıllarda, 1800 m3'den 1340 m3’e doğru düştüğü gözlemleniyor. Bu durum, Türkiye'nin yakın bir gelecekte su sıkıntısı yaşayacağını gösteriyor. 2070 yılında 107 milyona ulaşması beklenen nüfusuyla beraber, kişi başına düşen su potansiyelinin su kıtlık sınırı olan 1040 metreküpe düşmesi mümkün ki bu kolay idare edilebilecek bir durum değil!“ yorumunu yaptı.
Su sıkıntısının İstanbul gibi nüfusu hayli kalabalık olan şehirlerde daha fazla kendisini hissettireceğini anlatan Dr. Emre Ilıcalı, “İstanbul'un nüfusu 20 milyona yaklaşıyor, günlük su ihtiyacı 3 milyon m3 olan İstanbul'a su yetişmiyor. Barajlardaki su seviyeleri yüzde 40'ın altına düşünce, kritik eşik başlıyor. Dolayısıyla Su Kanunu çıkartılarak, yağmur suyunun teşvik edilmesi ve denetlenmesi sağlanmalı, binaların su tasarruflu hale getirilmesi konusunda adımlar atılmalı” dedi.
“YAĞMUR SUYU HASADINA TEŞVİK UYGULANSIN”
Altensis Kurucu Ortağı Dr. Emre Ilıcalı su yönetim planının konusu olan su kaynaklarını korumanın en iyi yolunun, su tasarrufu, yağmur suyunun hasadı ve binalarda atık gri suyun yeniden kullanılması olduğunu açıkladı. Dr. Emre Ilıcalı, “Tüketiciler ve gayrimenkul geliştiricileri olarak bu konularda üstümüze düşeni yerine getirmeliyiz. Bakanlığın ve birçok belediyelerin belli büyüklükteki parsellerde inşa edilecek binalarda çatılarda yağmur suyu toplama sistemi kurulmasını zorunlu kılması anlamlı bir uygulama. Binalarda yağmur suyu hasadı sistemi kurmak, hem kentin alt yapısının yükünü azaltır, hem de binaların su ihtiyacının bir kısmını karşılar. Yağmur suyunun bir maliyeti yoktur. Yağmur suyu yakalama ve depolama inşaatı çok basit, düşük maliyetlidir ve çok az bakıma ihtiyaç duyar. Ancak bunun kanuni altyapılarının oluşturulması, denetleme ve takiple ilgili alt mevzuatlarının da çıkarılması gerekmektedir” yorumunu yaptı.
Binalara su kimlik belgesi verilerek, yüksek SKB sınıfı binalara uygulanacak teşviklerle su tasarrufunun yaygınlaştırılmasını öneren Dr. Emre Ilıcalı, “Her ne kadar hala tam etkinliğine ulaşamasa da binalara verilen Enerji kimlik Belgesi modelini su için de düşünebiliriz. Mesela çatısında yağmur suyu hasadı yapabilen, gri suları arıtıp kullanabilen binalar için süreci kolaylaştırıcı teşvikler düşünülebilir. Teşvikleri önerirken ve uygularken çok dikkatli olmamız gerekiyor. Teşviğin fazlası bağımlılık yaparak, teşvik olmadan hiçbir olumlu adımın atılmamasıyla sonuçlanıyor. Neticede buradaki sorun hepimizin sorunu ve hepimiz elimizi taşın altına koymalız. Bu sebeple bir yandan teşvik ederken bir yandan da gerekli önlemleri almayan binaların da yapmış oldukları olumsuz etkileri yüklenmesi adına yaptırımlar da düşünülmelidir. Tabii burada yine takip ve denetleme mekanizmaları çok önemli olacaktır. Zira Takip denetimden yoksun işleyen süreç uygulamaların sınırlı sayıda kalmasına neden olabiliyor" dedi.
Altensis Kurucu Ortağı Dr. Emre Ilıcalı, yağmur suyu hasadının ülkemizde olumlu sonuç verebilmesi için ayrıca şu önerilerde bulundu:
• Gelecekte su sıkıntısı yaşanması muhtemel bölgeler, nüfusa bakılarak belirlenmeli ve ülkenin illere göre yağış belirleme çalışmalarıyla yağmur suyu hasadı profilleri çıkarılmalı.
• Kamu binalarında ve stadyum, otel gibi ticari binalarda yağmur suyu hasadı projelerine öncelik verilmeli. İdari ve Şebeke altyapılarındaki eksikler buna göre güncellenmeli
• Sanayide alternatif su kaynaklarının kullanılması her durumda zorunlu hale getirilmeli.
• Etkin bir takip ve denetleme mekanizması kurulmalı, sadece gerekli durumlarda teşvik verilmeli, ortaya çıkan olumsuzluklara yönelik yaptırımlar da geri adım atılmadan uygulanmalıdır.